KORKMAK

111 11 0
                                    

Dün eve dönüşte Egemen'in mesajının ardından gece geç saate kadar beklemiş ve uyumadan hemen önce görüldü atmıştım. Fırının önünde durmuş Yiğit'in içeriden poğaça ve simit almasını beklerken geç kalmamak adına ikide bir telefonumdan saati kontrol ediyordum.

Okul için dört servis aracı ayarlanmıştı ve sadece on ikinci sınıflar kampa gidiyordu. Fırından çıkan çocuğa bakıp arabayı çalıştırdım. Sabah olduğu için hafif bir soğuk esinti vardı ama eminim saat sekize gelmeden yerini sıcak dalgalara bırakacaktı.

"Hadi gidelim." Yiğit yerleştiğinde arabayı hareket ettirip okula giden ezbere bildiğim yolu ilerlemeye başladım. Yanımdaki çocuk kurt gibi acıkmış gibi simiti yiyordu. Ona baktığım için bir parça koparıp bana uzattığında yedim.

"Bana Egemen'i göster tamam mı?" Kafamı sallayıp ışıklarda durdum. Dün mesajdan sonra Yiğit planının işe yaramasından dolayı iyice havalara girmişti.

"Bugün ne yapacağım?"

"Aslında Egemen'i bilmiyorum anlattıklarına göre kıskandırırsak döner gibi duruyor. Ama göreyim bir kişiliğini çözeyim ona göre takılırız." Sonlara doğru omuzlarını silkip büyük bir parçayı ısırıp yemeye başladı.

"Ya beni şerefsiz sanıp hayatından temelli siktir ederse? Etti zatende yinede bir umut yani."

"O yüzden dedim ya önce kişiliğini bir çözeyim diye. Planım işe yararsa sonsuza kadar benimsin." Aniden ona döndüğümde bu tepkime kahkaha attı. Pislik birde benimle uğrasıyordu.

Daha fazla konuşmadan okula ilerlemeye koyulduk. Dakikalar içerisinde heyecanlı çocukların olduğu okul bahçesine girdiğimde şaşkınlıkla baktım. Hepside gelmiş gibi görünüyordu.

Arabayı park edip indiğimde Yiğit'te kendi tarafından inip yanıma geldi. Müdür yardımcısı ve öğretmenlerin olduğu tarafa geçip öğrencilere bakış attım. Öğretmenler ayarlama yapıp ne yenip içecek ve çadırlar nasıl yetecek onun hesaplamasını yapıyordu.

"Tunahan'ın yanındayım." Kısaca duyduğum fısıltının ardından kafamı sallayıp yürüyen çocuğun arkasından baktım. Sınıflar halinde bölünmüşe bekliyorlardı ve Yiğit'i izlerken gözlerim Egemen'in gözleriyle kesişti. Çatık kaşları beni görmesiyle düzelirken başka yöne döndü. Bende önüme döndüm.

Umarım kıskandırıp döndürme planı ters tepipte götüme tekmeyi yemezdim.

Kapıdan içeriye bir servis aracı daha girince müdür yardımcısı ellerini vurup geriye döndü. "Herkes kendi sınıfıyla beraber servislere binecek. Başka sınıfa kaynama yapmayın." Öğretmenler kendi sınıflarının önlerine geçerken yoklama almaya başladılar. Yiğit'te yanıma geri gelmişti.

"Seninki baya huysuzmuş." Şirin sırıtmasının altındaki kıskançlığı sezebiliyordum. Egemen'in kendinden güzel olmasının nedeniydi bu.

"Öyle, ama tatlıda." Omuzlarını silkerken bu haline güldüm. "Bu arada şu varya," ellerini ceketinin cebine koyup kaşlarıyla ilerideki Hakan Hocayı gösterdi.

"Karısı onu aldatmış geçenlerde, bu da içmeye bizim üst kattaki bara gelmişti." Dedikoducu karılar gibi gözlerini kısıp sesinide ona göre ayarladığında kaşlarımı çattım. "Bizim üst komşu." dedi sonrada nerden öğrendiğinin kaynağını söylerken.

Etraftaki kalabalık yavaş yavaş servislere doluşup arabalara ilerken bizlerde yerlerimize yerleşip arabalara doluştuk. Öğretmenler kendi araçlarına binmişti.

Bir buçuk saate yakın olan yolu bitirip daha önce kamp yapılan bir gölün yanına geldiğimizde takdir ettim. En azından güzel bir yer seçmişlerdi.

DAVETKÂR  ~GAY~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin