Uzun bir aradan sonra yeniden ben delilerim. Hepiniz yeni hikayeme hoş geldiniz ❤️
Bu karakterler İki Baba kitabında ki Erkin ve Kayra'nın oğulları. Adal Kayra'nın, Deran ise Erkin'in oğlu. Kitap birbiriyle bağlantılı olmayacak. Tabiki diğer kitabı okuyanlar için güzel bir sürpriz çünkü Erkin ve Kayra'yı yeniden görecekler.
Okumayanlar için çok önemli değil sadece bir kaç olay İki Baba kitabında olmuş olacak. Çok önemli konularda değil onlar ufak bir kaç tane. Rahatlıkla okuyabilirsiniz sıkıntı yok zaten zaman atlaması olacak.
Bölüm şarkısı: Bilinmeyen saati uygulaması- Cüneyt Ergün
Kendimi kapana kısılmış hissediyordum. Kalbimi kontrol altına alamıyor, onu düşünmeden edemiyordum. Ne zaman gözlerimi kapatsam, onu baş ucumda görüyordum. Bana aşkla bakıyor ve saçlarımı okşuyordu.Oysa hep saçlarımı okşardı ama benim gördüğüm şekilde değildi. Gözümden bir yaş yastığa damlarken, kalbime binlerce ağrı saplandı.
Birlikte büyümüştük biz 7 yaşından beri birlikteydik. Neredeyse 11 yıl olacaktı. Babalarımız evlendiğinden beri yan yanaydık. Hatta o zamanlar sırf o istediği için bir odayı paylaşır, aynı yatağa yatardık. Bana sarılmadan uyuyamazdı.
Şimdi ise ikimizde büyümüş ve kendimize ait hayatlarımız olmuştu. Tabi Adal için böyleydi, benim kalbimde hayatımda hâlâ ona bağlıydı.
İlk kavgamızı bile hatırlıyordum. Babamlar ise o zaman tanışmıştı, en azından biz öyle zannetmiştik. Geçmişlerinin bağlantısını ise bize çok sonradan anlatmışlardı.
Ben kırılgan bir çocuk değildim. Babam ile nelere göğüs germiş, hayata tutunmuştum. Annemi zaten bilmiyordum, onu hiç bir zaman tanımadım.
Benim annemde babamdı, o benim her şeyimdi. Sonra hayatıma dahil oldu Adal, benim küçücük kalbime ekildi aşk tohumları. Ben babamdan sonra ilk defa birisine aşık olmuştum.
O zamanlar bunu anlamamıştım ama yaşım ilerledikçe altında kalmıştım. Çoğu zaman keşke hiç büyümeseydin diyordum. Hep çocuk kalsaydık ve ben hep onu acısız şekilde sevseydim.
Benim canımı yaktığında yeniden kafamdan öpmesini istiyordum. Saf ve masum duygularım şuan canımı yakıyordu. İnsan sevdikçe iyileşirdi, ben ise sevdikçe ölüyordum.
O benim imkansızımdı, o benim kalbimin en gizli sırrıydı. Kimsenin bilmediği, hissetmediği ve görmediği sırrım. Beni öldüren ve gittikçe büyüyen sırrı. O benim Adal'ım, çocukluk aşkımdı. Ben ise onun kardeşi ve dostuydum.
Gözlerimin yaşını silip banyoya girdim. Yüzüme baktığımda ağladığım belliydi hemen yüzümü yıkadım. Avucumun içine soğuk su doldurdum ve gözlerimde biraz beklettim. Bu şekilde çıkarsam bir şey olduğunu anlardı, hissederdi.
Yeniden odama döndüm, üstümü değiştirirken kapım çalındı. Kalbim ise neredeyse ağzımda atmaya başladı. Beni şuan görürse anlardı. Her şeyi gözlerimden okurdu.
"Bir dakika, üstümü değiştiriyorum." dedikten sonra hızlıca eşofmanı giydim ve kapının kilidini açtım.
"Ne zamandır kapı kilitler olduk biz?" içeriye girerken söylenmişti. Ben ise göz teması kurmuyordum ama böyle daha fazla göze batacağını düşünerek kafamı kaldırdım.
"Üstümü değiştiriyordum o yüzden." sesimi zar zor bularak konuştum. Çünkü göz göze geldiğimizde hemen kaşlarını çattı. Anlamıştı işte en çok bu zoruma gidiyordu. Her şeyi anlıyordu ama bir kalbimi anlamıyordu.
Gözlerim dolmaya başlarken kafamı önüme eğdim. Kıyamazdım ki ona, biliyorum onunda şuan kalbi acımıştı. Beni ağlarken görmeye dayanamazdı. Çocukken yaptığı gibi yeniden kollarını sardı etrafıma. Ben işe her zaman olduğu gibi yeniden kollarımı sardım etrafına.
"Babam yemeğin hazır olduğunu söyledi, bende seni çağırayım dedim. Neden ağlıyordun kurban olduğum?"
Kalbime yeniden bir taş oturdu. Boğazımda oluşan yumru yutkunmama bile izin vermiyordu. O hep böyleydi işte her zaman ilk o anlardı, sarmaya çalışırdı yaralarımı.
"Babamlar gidecek ya onun için üzüldüm. Uzun zaman sonra ayrı kalacağız."
"Ağlama ağlama alt tarafı 3 gün hem ben varım, yalnız değilsin." dedikten sonra saçlarıma bir öpücük kondurup geri çekildi.
O önden ben arkadan çıktık odadan. Hemen mutfağa girip babamın beline sarıldım. Yanağına bir öpücük konduedum ve geri çekildim. Sonra hemen Kayra babamın yanına gittim ve aynısını ona da yaptım.
"Bebeğim benim, kurban olurum sana. Hadi geçin bakalım masaya, Adal oğlum sende geç otur." kapıda gülerek bizi izleyen çocuğa döndüm. Artık o kadar alıştık ki birbirimize, hepimiz birbirimizin parçası gibiydik.
"Benim canım kocam, ellerine sağlık şimdiden." diyerek masaya oturdu Kayra babam. O hep böyleydi, sevgisini göstermeye çekinmez. Ne olursa olsun babamın yanında dururdu.
Bu yüzden ona da baba demeye başlamıştım. Benim babamın yaralarını sarmıştı onu iyileştirmişti, bizi iyileştirmişti.
"Çocukların yanında ayıp oluyor." diyerek sinirli çıkarmaya çalıştı sesini ama pek olmamıştı.
"Baba ne zaman gidiyorsunuz?" diye sordu Adal.
"Bilmiyorum oğlum, bakalım işler ne zaman bitecek." diyerek ilk cevap veren Kayra babam olmuştu.
Aramızda baba ayrımı yoktu. Bu çok komik bir durumdu. Ne zaman birimiz baba desek o an ya ikisi de cevap verir ya da kim sorunun cevabını biliyorsa o. Kayra baba ya da Erkin baba diye başlamazdık cümlemize. Bizi bir yapanda, sıkı sıkı bağlayan da bu olmuştu.
"Deran iyi misin?" diye sordu Kayra babam.
"İyiyim baba sadece gideceğiniz için üzülüyorum. Ayrı kalmadık hiç o yüzden yalnız hissetmeye başladım." söylediğim yalan sayılmazdı çünkü onların gitmesine de üzülüyordum. Sadece tek sebep bu değildi o kadar.
"Oy oy babasına kurban olduğumun oğlu. Üzülme çok kalmayacağız zaten sadece bir kaç gün." diyerek elini elimin üstüne koydu.
Hafif bir tebessüm etmeye çalıştım. Becerebildim mi bilmiyorum ama bu tebessüm acının tatlı tebessümüydü.
Yemekle birlikte sohbetler edilmişti ben ise hepsini sessizce dinliyordum. Arada tebessüm etmeye çalışıyordum. Saygısızlık olduğunu düşündüğüm için yemekle oynamazdım. Bu yüzden bir kaç şey yemeye çalıştım.
Sonunda yemek bitmiş ve herkes masayı toplamaya yardım etmişti. Mutfakta toplandıktan sonra artık aile geleneği gibi olan film gecesi yapmıştık. Ben Kayra babamın yanında, Adal ise Erkin babamın yanında yatardı. Onlar ise ortada hem bize hem birbirlerine sarılırdı.
Böyle bir aileydik biz, böyle olmuştuk. Acılardan kurtulup birbirimize bağlanmıştık. Tabi benim kalbimde yeniden acının tohumları atılmıştı. Yavaş yavaş kendimi öldüreceğimi bilmeme rağmen.
Bölüm sonu.
İlk bölümü nasıl buldunuz delilerim?
Umarım beğenmişsinizdir🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM •bxb
Teen Fiction"O benim imkansızımdı, ben onu severdim ama sevdikçe acı çekerdim. Çektiğim acı büyür büyür ve beni yok ederdi. Sevdiğime kıyamazdım, onun canını yakamazdım. O acı sadece beni bitirirdi. Biliyordum beni sevmezdi. Biz kardeş gibi büyümüştük hatta kar...