İngiltere yolcusu

1.5K 121 118
                                    

İyi okumalar delilerim, yorumlarınızı bekliyorum💜

Sonunda beklenen gün gelmişti. Adal ve ben, o günden sonra konuşmamıştık. Beni gördüğünde ya odasına gidiyor ya da sessiz kalıyordu.

Babamlar valizleri arabaya taşıyordu. Ben ise Yaren'in üstünü giydiriyordum. Son zamanlarda enerjisi iyice düşmüş ve sürekli ateşi çıkmaya başlamıştı. Burada iyi olacağını düşünmüşük ama olmamıştı.

"Abi ben kendim giyinirim, hadi sen git." beni arkamdan iterek odadan çıkardı. Bir şey demeden kapıyı kapattığında, odama ilerledim.

Bir kaç eşyamı ve orada ders çalışacağımı düşünerek, bir kaç kitabımı yanımda aldım. Babamların sayesinde ingilizcem olduğu için zorlanmayacaktım. Sırt çantamı da aldıktan sonra odadan çıktım. Adal dış kapının pervazına yaşlanmış ve bavullara bakıyordu.

Babamda bir kaç gün bizimle kalmaya karar vermişti. Sonra acil toplantısı olduğu ve katılması gerektiği için geri dönecekti. Adal'ın o hâlini gördüğümde, vücudumdan bir hüzün dalgası geçmişti. Ondan tamamen vazgeçmek için gidiyordum.

"Yalancı..." sessizce mırıldanarak arkasını döndüğünde beni gördü. Yüzünde anlam veremediğim bir ifade vardı. Kızgın, kırgın, hüzünlü ve daha pek çok karışık duygu...

Bir şey demeden yanımdan geçtiğinde, istemsizce elim koluna gitmişti. Neden yaptığımı bilmiyordum, sadece böyle olsun istemiyordum.

"Ben özür dilerim... Ayrıca sözlerimizi unutmadım Adal, sadece bir kaç hafta gideceğim." sonunda ne kadar süre kalacağımı söylemiştim. Sonuçta kafa toparlamaya gidecektim.

"Pek öyle durmuyor buradan, neyse ne zaman döndüğünde umrumda değil. İstersen git ve bir daha gelme..." kolunu kurtardığında hızla odasına geçti. Gözlerim yeniden dolmaya başladığında, kendime lanet ettim.

Ben ne ara bu kadar duygusal olmuştum. Bu duygular beni zayıf kılarken, beni görmüyordu. Yalancı değildim, hemde her şeyi hatırlıyordum.

Evlenme sözü verdiğimizi bile...

Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Geçmişi hatırlamak sadece geleceğe engel olurdu. Tıpkı benim sürekli geçmişte kalmam gibi, artık çocuk değildik. Verilen her söz hatırlanmazdı ya da hatırlanmaması gerekiyordu. İnsanlar bazı şeyleri en görünmeyecek yerlere gömmesi lazımdı.

"Peki öyle olsun..." gözlerimi sıkı sıkı kapatıp açtım. Bozuntuya vermeden ayakkabıları giydim ve Yaren'i beklemeye başladım. Fazla bekletmeden küçüğüm, yüzü solmuş bir şekilde geliyordu. Üzülüyordu gittiği için ama her şey onun sağlığı içindi.

"Hadi güzelim gel ayakkabını giydireyim." elime aldığım ayakkabısını giydirdim. Fazla zorlanmadan kucağıma aldım ve dış kapıya ilerledim. Biz çıkmadan içeriye babamlar girmişti.

"İngiltere yolcusu kalmasın!" Kayra babam neşeli sesiyle ortamın havasını değiştirmişti.

Bizimle gelmediği için üzüldüğünü biliyordum. Hatta ailemizin böyle hüzünlü günler geçirmesine üzülüyordu ama işte, elimizden bir şey gelmiyordu.

"Biz hazırız!" bende ona uyum sağlayarak konuştum. Bugün hüzün yoktu, ağlamak ve düşünmek yasaktı.

"Tamamdır ben bir Adal'a bakayım." babam mahçup bir sesle cümlesini bitirdi. Adal'ın odasına ilerlediğinde, babamla göz göze geldik. Bana buruk bir tebessümle baktı. Bende aynı karşılığı vermeye çalıştım ama ne kadar olmuştu bilmiyorum.

Kayra babam bir kaç dakika sonra geldiğinde, Adal da peşinden geliyordu ve pekte güler yüzlü olduğu söylenemezdi. Babam ise ağzını açıp açıp kapatıyordu ama bir şey diyemiyordu.

"Abi seni çok özleyeceğim" Yaren, Adal'ın bacaklarına son gücüyle sarılmıştı. Dudağımın tek kenarı yukarı kalktı, çok tatlıydılar.

"Adal bebeğim, ben zaten bir kaç güne geleceğim. Babanı üzme ve dediklerini yap." babam ise tam bir baba edasıyla, Adal'ı uyardı ve kocaman sarıldı.

Adal'da kollarını ona sardığında, yüzümde gerçekten bir gülümseme oluştu. Kayra babam, Yaren'e sıkı sıkı sarıldı. Babam bizi havaalanına kendisi götürmek istedi. Vedaları sevmezdi ve Kayra babama, ayrılıyormuş gibi hissettiğini söyleyerek ikna etmişti.

Gerçekten öyleydi sanki bir kez veda ettiğinde, geri döneceğini bilsen bile tamamen veda ediyormuş gibi hissediyordu insan.

Babam, Adal'dan ayrıldıktan sonra Kayra babama sarıldı. Adal ise bana bakıyor ama hareket etmiyordu. Yüzünde ki kırgınlığı gördükçe kalbim parçalanıyordu, fakat unutamıyordum. Bana sarılarak çok seviyorum demesini unutamıyordum.

"Deran sırt çantanı bana ver, biz aşağıda bekliyoruz." babam elimde ki çantayı aldı ve omzuma destek olurcasına sıktı. Kayra babam da aynı şekilde yaptığında, evden çıktılar.

İkimiz başbaşa kalmıştık ama bana karşı herhangi bir hareket yapmıyordu. Daha fazla dayanamayıp hızla kollarımı boynuna sardım. O ise bana sarılmak için hareket etmedi. Bu hareket canımı yakarken, daha sıkı sarıldım.

Boynumda hissettiğim ıslaklıkla geri çekilmek istedim ama yapamadım. Şuan bu hâlini görürsem, gitmekten vazgeçerdim. Boyun girintisine kafamı koydum ve bir nefes çektim. Tüm bedenim titrerken, ona olan sevgimin gelip geçici olmadığını bir kez daha anlamıştım.

"Özür dilerim... Seni çok seviyorum, tahmin edemeyeceğin kadar çok hemde." boynuna küçük bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekildim. Yüzüne bakmadan arkamı döndüm ve evden çıkmak için bir atmıştım. Büyük bir hata yapıp arkamı dönmüştüm. Adal'ın ağlayan yüzünü görmek ise pek iyi olmamıştı.

Bir şey demek için ağzını açmıştı ama ben duymadan, hızla kendimi daireden dışarıya attım. Konuşursa biterdim, görürsem olmazdı, yapamazdım. Kendimi o kadar hızlı bir şekilde arabanın yanına götürmüştüm ki, kendime şaşırmıştım.

Kayra babama sarıldıktan sonra arabaya bindim. Pek iyi şeyler olmadığını tahmin etmişlerdi. Babam da arabaya bindiğinde, son kez vedalaşıp ayrıldık. Şimdi kendimi tutmama gerek yoktu. Gözyaşlarım kendiliğinden akmaya başladığında, kafamı cama doğru çevirdim.

Ağzımdan kaçan hıçkırık ile dizimde bir el hissetmiştim. Kafamı çevirip babama baktığımda, gülümsedi ve gözlerini açıp kapattı. Bu hareket, yüzümde buruk bir tebessüm oluşturdu.

Ağlamayacak ve unutacaktım...
İyi olacak ve geri dönecektim, her şey iyi olacaktı.Buna inanıyordum ve başaracaktım.

Onun sevgisi kalbimin en derinlerindeydi ama ben onu daha derine gömecektim...

Bölüm sonu.

Adal'ın ağzından mutlaka bir kaç bölüm yazacağım ama şuan zamanı değil. Zamanı geldiğinde yazacağım.

İkisininde bir hatası yok bu yüzden kimseye kızamıyorum. Sadece dram var ama böyle olmazz :"((

Ben dram cidden baya seviyorum galiba. Benim gibi düşünüyorsanız deli öyle zaten deyin...

Umarım beğenmişsinizdir 🏳️‍🌈

İMKANSIZIM •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin