Hiç bir şey doğru değil

1.6K 119 92
                                    

İyi okumalar delilerim💜

Medya: Gidemem ki - Emre Öz

Babam ile birlikte eve döndükten sonra hemen odama çekilmiştim. Kimsenin yüzünü görmek istemiyordum. Aileme tavır almıyordum, sadece sevdiğin tarafından sevilmemek acı vericiydi.

Yönümü duvara çevirdiğimde, gözlerim yeniden dolmaya başladı. Duvarda Adal ve benim resmim vardı.  Gözlerim kesinlikle bana ihanet ediyordu. Uykuya dalmadan önce kapım sürekli çalınmıştı ama hiç bir tepki verememiştim.

Sabah uyandığımda ise bir süre tavana boş boş baktım. Bu zamana kadar nasıl davrandıysam öyle yapacaktım ama neden şimdi bu kadar ağır geliyordu. O zamanlarda beni sevmediğini biliyordum.

Bir kuvvetle yataktan kalktım ve yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Yeniden odaya döndüğümde üstümde ki kıyafetleri değiştirdim. Gözlerim çok ağladığımdan şişmişti. Çok belli olmamasını umarak odadan çıktım.

Mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara ile şaşırmıştım. Babam yerine, Kayra babam kahvaltı hazırlıyordu ve babam ortalıkta yoktu.

"Günaydın baba. Babam nerede?" sesimi duymasıyla arkasına döndü.

"Günaydın oğlum. Erkin'in biraz başı ağrıdığı için dinleniyor."

"Tamam baba. Ben bir bakayım, aklım kalacak." diyerek mutfaktan çıktım ve  odaya doğru ilerledim. Kapıyı tıklatarak içeriye girdiğimde, görmek istediğim manzara kesinlikle bu değildi.

Babamın tüm rengi solmuş bir şekilde, tavanı izliyordu. Gözlerim yanmaya başladı çünkü suçlu hissediyordum. Belki ona söylemeseydim böyle olmayacaktı.

"Baba neyin var?" yavaş adımlarla yatağa ilerledim ve kenarına oturdum. Elini tuttuğumda kafasını bana doğru çevirdi.

"Bir şey canım sadece yorgunum. Çok fazla çalıştığım için olmalı, endişelenme." gülmeye çalışmıştı ama yapamamıştı. Ben babamı bilirdim, ne zaman gerçek ne zaman sahte güleceğini anlardım.

"Özür dilerim." sesimin titremesine engel olmamıştım.

"Sen neden özür diliyorsun bebeğim." bu sefer elimi o tuttu ve yatağın başlığına sırtını yasladı.

"Her şeyim benim suçum. Belki ben sevmeseydim... böyle olmayacaktı." gözlerine bakamıyordum. Kendimi yeniden yedi yaşına dönmüş gibi hissediyordum.

"O nasıl söz bebeğim. Sevmek ve sevilmek bu dünyada en güzel şeylerden biridir. Deran, güzel çocuğum benim senin hiç bir suçun yok. Seveceğimiz insanı biz seçemeyiz. Bizim için doğru insanın ne zaman karşımıza çıkacağı ise belli değil. Biz engel olmaya çalışsakta, kalbimiz sevmek isterse sever. Belki Adal senin için doğru insan değildir. Bu demek değil ki sen hatalısın. Öyle bir şey söz konusu bile değil." elini çeneme attı ve gözlerine bakmamı sağladı.

"Sakın bir daha birini sevdiğin için benden özür dileme. Birini çok sevdiğin için pişmanlık duyma. Ben senin babanım, ne olursa olsun her zaman yanındayım. Gerekirse el ele gerekirse sırt sırta, sen benim en değerli varlığımsın. Beni ben yapansın, bir damla gözyaşın benim kalbimi söker." ses tonu o kadar zarifti ki o kadar güven vericiydi ki, gözlerimden bir kaç damla aktı.

Yanağıma okşayarak gözyaşlarımı sildi. Öyle bir merhametli bakıyordu ki bana. Üzülüyordu ama Adal'ı sevdiğim için değil, üzüldüğüm için üzülüyordu. Alnını alnıma yasladı ve derin bir nefes aldı.

"Senin için her zaman buradayım. Seni her zaman destekleyen olacağım. Bunu asla unutma ve şüpheye düşme." bir süreliğine gözlerini kapattı. Bende kapatmıştım çünkü söylediği her cümlenin ne kadar değerli olduğunu, biliyordum ve hissediyordum.

"Hadi elini yüzünü yıka ve sofraya geç. Ben biraz uyuyacağım bebeğim." uykulu sesiyle konuştuğu için daha fazla uzatmadım.

"Tamamdır baba." yataktan kalktığımda sırtını yeniden yatakla buluşturdu. Eğilip yanağına uzun sayılabilecek bir öpücük bıraktım.

"İyi uykular aşk adamım." diyerek odadan çıktım.

Mutfağa geri döndüğümde kapıda kalmıştım. Adal, Yaren ve Kayra babam masaya çoktan oturmuşlardı. Hazır mıydım? Hayır ama hazır olmak zorundaydım. Her şeyimiz beraberdi ve ayrı kalmak gibi bir lüksüm yoktu.

"Erkin daha iyi mi?" Kayra babamın yönelttiği soru ile kendime geldim. Masaya ilerleyip yerime, yani Adal'ın yanına oturdum.

"Erkin babama bir şey mi oldu?" Adal endişeli bir sesle konuştu. Aile bağı...

"Hayır endişelenme. Sadece biraz başı ağrıyormuş, çok çalışmaktan olduğunu söyledi. Biraz dinlenirse iyi olacakmış, uyuyor şuan." sesimi sakin tutmaya çalışıyordum.

"Şükürler olsun." dediğinde tepki olarak kafamı ona çevirdim. Konuşurken yüz yüze bakmayq, her tepkisini izlemeye alışıktım.

"Tamam ben sizi okula bırakırım. Şirkete verilecek belgeleri verir, eve geri dönerim. Aklınız burada kalmasın derslerinize odaklanın."

Masada konuşulan son sözler bunlardı. Herkes sessizce yemeğini yemişti. Babam olsaydı en azından bir iki gülüşme olurdu. Yaren'e baktığımda o da üzüntülü duruyordu. Yalnız kaldığımızda sormayı aklımda tuttum. Şuan sorarsam herkesin gözü üstünde olurdu. Kendisini kötü hissedebilirdi.

Kahvaltı bitip tabaklar toplandı. Evden çıkıp arabaya bindiğimizde, Yaren'in sorduğu soru ile odağımı ona vermiştim.

"Baba, sizin ilişkiniz normal değil mi?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Normal derken? Ne demek istedin bebeğim?" Kayra babam da anlamamış olacak ki kaşlarını çatmıştı.

"Yani babam da sende erkeksiniz. Cehenneme mi gideceksiniz? Yanacak mısınız?" dediğinde şok ile ona baktım. Gözleri dolu dolu olmuştu. Kim küçücük kıza böyle bir şey demişti.

"Hayır bebeğim, öyle bir şey yok tabiki de. Üzülme sen, ayrıca aşkın cinsiyeti yoktur. Kalben sevdiğin insan kim olursa olsun, önce iyi biri olmalı. Eğer birine kalbini tamamen açtıysan ve onu sadece sırf iyi bir insan olduğu için sevdiysen, neden yanasın ki." çok doğruydu. Birini kalben sevmek çok farklıydı.

"Sınıfta bir çocuk, babam ve seni gördü. Kim diye sordu bende babalarım dedim. Bana küfür edip çok kötü şeyler dedi."

"Kim dedi göster bana o çocuğu?" dayanamayıp araya atlamıştım. Hakaret ettiği yetmiyor bir de küfür ediyordu.

"Deran sakin ol." elimin üstünde hissettiğim el ile gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Hissetme, hissetme. Odağımı yeniden Yaren'e verdim.

"Deran sakin ol. Bebeğim kim dediyse bir şey bilmeden yargılayan birisi. Öyle insanlar kötüdür, onlardan uzak dur. Ayrıca dediğim gibi sevdikten sonra cinsiyetin bir önemi kalmıyor. İstediğini sevebilirsin, sevginin önüne geçemeyiz."

Son cümlede hissettiğim titreme ile hızla elimi çektim. Kayra babam ise normal bir şekilde arabayı kullanıyordu. Bu sakinlik normal değildi. Eminim ki müdürle büyük bir tartışmaya girecekti.

Sol tarafımda hissettiğim uyuşukluk ve gözlerle camdan dışarıya baktım. Eğer o tarafa bakarsam iyi olmayacaktım. Gözlerimi sıkı sıkı kapattım ve arabanın içinde çalan, oldukça sessiz şarkıya odaklandım.

Hiç bir şey yolunda gitmiyordu. Hiç bir şey doğru değildi.

Bölüm sonu.

Erkin'den bir ısırık alıyorum. Ölürüm ben bu adamaa

Umarım beğenmişsinizdir🏳️‍🌈

İMKANSIZIM •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin