"Çalıştığımız her şeyi hatırlıyorsun, öyle değil mi Eren?"
Aklında bazı şeyler kalmıştı ama hepsini hatırlamıyordu. Sorun değil, diye düşündü Eren. Nasıl olsa sınava giren diğer öğrencilerin hafızasını okuyarak halledebilirdi. Sınavdan korkmuyordu, sadece biraz gergindi. Çünkü bu okula giremezse annesi kötü adamı yakalayamazdı. Başını salladı. "Evet!"
"Yüksek bir not almana gerek yok, 60 puanı geçmen yeterli. Yapabileceğine inanıyorum." dedi Hange elini tutarken.
Hayır inanmıyor.
"Bu kıyafetlere gerek var mıydı?" Levi lacivert kıravatını huysuzca gevşetti. Böyle hareket kısıtlayıcı kıyafetler giymeye alışık değildi. Koşarken, atlarken ya da öldürürken kullanışsız oluyordu. Pek hareket etmeyecegi için sorun yoktu herhalde. Okulda kimseyi öldürmek zorunda değildi. Eren sınavı geçemezse belki birkaç öğretmeni tehdit edebilirdi gerçi.
Hayır, hayır... Artık kimseyi öldürmek yok.
"Daha nüfuzlu görünmek için gerekli. Kimseye işsiz olduğunu söyleyemeyiz." dedi Hange. "Bunları konusmuştuk ama tekrar üzerinden geçmekten zarar gelmez. Sen saygın ve zengin bir aileden gelen mirasyedisin. Bu yüzden de çalışmaya ihtiyacın yok. Boş zamanlarını golf oynayarak ya da hobilerinle ilgilenerek geçiriyorsun."
Pek yalan sayılmazdı. Saygın olmasa da zengin bir aileden geliyordu. Tabii bunu Hange nin bilmesine gerek yoktu. "Zengin olmadığımız anlaşılırsa?"
"Oh, orasını dert etmene gerek yok. Bir sürü referansım var." dedi Hange gizemli bir gülüşle. Istihbaratin bu göreve sağladığı bütçe ve hazırlanan sahte evraklar yeterli.
Avukatlıktan ne kadar kazanıyor? merak etti Levi. Gelecekte ona katlanmayı kolaylaştıran bir faktör olacaktı. Çünkü kadının ev temizliğinden ya da yemek yapmaktan anladığı yoktu. Bu zamana kadar Eren i zehirlenmeden nasıl büyüttüğünü merak ediyordu. Ölen kocasının dizanteriden öldüğünü söylese pek şaşırmazdı. En azından parası var.
Eren birden kıkırdamaya başladı.
"O kadar komik olan ne?" diye sordu Hange.
"S-sadece yeni arkadaşlar edineceğim için çok heyecanlıyım." dedi Eren sersemce. Bunu yapmayı bırakmalıydı.
Okulun bahçesine girdiklerinde yüzlerce aile vardı. Hange kalabalığa hazırlıklıydı, ne de olsa Rose Akademisi Paradisin in en prestijli okullarından biriydi. Bu okula girmeye başaran çocukların mezun olduktan kabul edilmeyecekleri hiçbir şirket ve pozisyon yoktu. Eren nin geleceği içinse... Bir yorum yapmak zordu. Kenny Ackerman'a ulaştığı zaman kurdukları sahte aile dağılacaktı. Öğrencileri tek sıra halinde ana binaya soktuklarını fark edince elini sıkıca tutan Eren e döndü. "Burada ayrılıyoruz Eren. Öğrencileri takip et bakalım. Sınavında başarılar."
Eren kararsız bakışlarla başını salladı. "Tamam." Elini bırakıp diğer ufak öğrencilerin yanına yürüdü. Son kez arkasını dönüp onlara bakmadan önce Hange suçluluk hissetmeye başladı. Niye böyle hissediyordu ki şimdi? Eren nin kendisine bakan iri yeşil gözleri göğsünde bir şeylerin sıkışmasına sebep olmuştu. Kenny Ackerman a ulaşmak için altı yaşındaki bir çocuğun duygularını kullanarak kötü bir şey mi yapıyordu? En azından görev bittikten sonra bir daha görüşmeyecek olsalar bile Erwin den başka bir okulda Eren nin eğitim masraflarını karşılamasını isteyebilirdi. Çünkü sahte bir aile oldukları ifşa olursa Eren Rose a devam edemezdi. Ülkedeki çıkabilecek iç savaşı önlemek için bu rolü oynamak zorundaydı. Dünyanın en kötü insanı olacaksa bile... En azından sadece Hange zarar görürdü, Paradis değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEVIHAN {Spy × Family AU}
FanfictionLeviHan icin yazılmış bir Spy x Family AU dur. Keyifli Okumalar...