16

235 31 18
                                    

"Sen gerçek bir Ackerman mısın?"

Levi, meraklı gözlerini üzerine diken altı yaşındakine başını salladı. Kenny ona silah kullanmayı öğretmesi için bahçeye çıkarmasını istemişti ancak Levi ın Mikasa ya böyle bir şeyi öğretmeye niyeti yoktu. Zaten silaha bakmak bile küçük kızın gözlerini doldurmaya yetiyordu. Ailesini ondan alan bir aleti tutmasını istemeyecekti. Ancak Kenny nin peşlerine taktığı çete üyeleri akbaba gibi her hareketini izledigi için bir şeyler ögretiyormuş gibi davranıyordu. Onları duyamayacak kadar uzaklaştıklarında Mikasa konuşmuştu.

"Yoksa bu Erenle bir akrabalık bağımın olduğu anlamına mı geliyor?" dedi Mikasa dehşet içinde.

Dert ettiği tek şey bu muydu? "Hayır. Eren nin biyolojik babası değilim."

Mikasa o zaman neler olduğunu anladı. "Eren ve annesi Ackerman olduğunu bilmiyor öyleyse? Onlardan kimliğini saklıyor muydun?"

"Saklanacak ne var ki?" Levi kaşlarını büzdü. Şuncacık velet tehlikede olduğunu nereden biliyordu?

"Onlar... Onlar benim ailemden farklılar. Her şeyi gördüm. Kötü.. çok kötü insanlar." dedi Mikasa, onları izleyen çete üyelerine bakarken yutkundu. "Sen de bu yüzden mi kaçtın?"

Levi bir şey söyleyemedi. Kendisi de bir melek sayılmazdı. "Madem kötü olduklarını biliyorsun? Neden Kenny ile kalıyorsun?"

"Ben ne yapabilirim ki? Kaçmaya çalışsam hemen yakalarlar. Burası kale gibi... Birkac defa denedim ama bunu ne zaman yapsam Kenny bana daha kötü davrandı. O yüzden direnmeyi bıraktım. Sonuçta artık Kenny den başka kimsem yok." Mikasa nın gözleri doldu.

"Seni kaçırabilirim." dedi Levi, silahı gösteriyormuş gibi yanına eğildi. "Burada kalmaya devam edersen aileni öldürenlerden bir farkın kalmaz."

"N-ne demek istiyorsun?"

"Aileni öldüren Kenny. Seni yanına almasının sebebi bu. Gelecekte başına bela olmanı istemiyor."

Mikasa nın yüzü anında kirec gibi oldu. Ağlamamak için alt dudagı titriyordu. 6 yaşındaki bir çocuğa fazla mı dürüst davranmıştı? "Şşt... Ağlama. Seni duyacaklar."

"Ama... ama bunu neden yapsın? O babamın kuzeni-"

"Çünkü baban onun kötü işlerine engel oluyordu. Yolunda çekilmesini istedi." dedi Levi. "Beni dinle, eğer söylediklerimi harfiyen yaparsan seni ondan kurtarabilirim. Eren nin yanına dönebilirsin."

"Nasıl?" Mikasa korkuyla fisıldadı. Burnunu çekti. "Bana yardım ettiğini öğrenirse seni de öldürmez mi?"

"Orasını düşünme. Eren i görmek istiyor musun, istemiyor musun?"

Mikasa bir kez daha burnunu çekti. "Her şeyden çok."

"Iyi... Seni buradan çıkarmanın bir yolunu bulana kadar benden haber bekle." dedi Levi. Silahı kızın elinden aldı. Bu kadar uzun süre konuşmaları şüphe çekiciydi. Herhangi bir yakınlıklarının olduğunun bilinmesini istemiyordu. "Bugünlük bu kadar ders yeter."

"Daha hiçbir şey öğretmedin." dedi bahçedeki çam yarmalarından biri.

"Bu velet yetenekten yoksun. Yarın devam ederiz." somurttu Levi. "Onu içeri götürün."

............................................................................

"Küçücük bir çocuk istihbaratın haftalardır bulamadığı bir bilgiyi nasıl öğrendi?"

Hange olan biteni Erwin e de anlatmıştı. Güvenli olmamasına rağmen hakkında bunca şeyi bilen Eren i karargaha getirmekte bir sakınca görmemişti. Onu içerideki masalardan birinde bırakmıştı ancak hafıza okuyabilen Eren zaten ne konuştuklarını duyabiliyordu. "Bilmiyorum. Anlayamadığım bir kurnazlık var onda. Oysa bunca zaman aptal bir çocuk olduğunu düşünürdüm."

LEVIHAN {Spy × Family AU}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin