Eve döneli iki gün olmuştu. Romansel onlara hoş geldiniz demişti ve onları odalarında birkaç gün dinlenmeye yollamıştı. Ayrıca evde ormanda geçen olayları anlatmayı yasaklamıştı. Toplantı verilecek ve her şey toplantı da konuşulacak demişti. Aynı şey tabi evde olan olaylar içinde geçerliydi. Bu sırada Marly Romansel ile fısır fısır konuşmuş sonra da Ginger, Marselin ve Monster ile Ejonya ya gidip ruh ejderlerini seçmeleri gerektiğini söylemişti. Dördü birlikte sağlam ve kısa bir yoldan (Burada kesinlikle Elizia'nın telepati gücü kastediliyor) Ejonya'ya gidip kendi ejderlerini bulup geri dönmüşlerdi. Marselin Rabbids, Monster Angry. Ginger da Luna koymuştu ejderlerinin adlarını. Romansel arkada bir ejder çiftliği olduğunu söylemiş ejderlerin hepsini oraya koymuştu. Eğer içerde ejder değil at olsaydı çocuklar orasının bir at çiftliği olduğunu rahatlıkla söyleyebilirlerdi.
Riven'nın bacağı ise git gide kötüleşiyordu. Ta ki Ginger, Monster ve Marselin'nin kısa yolculuğunda yolda buldukları iki kardeş eve gelene kadar. Çocuklar yeni iki arkadaş edinmişlerdi. Riven'nın bacağı askıda olduğundan tabi Ginger, Elizia ve Amy'ye yardımcı olamıyordu. Doğal yollardan üç kız kendilerine bakıyorlardı. Fakat Marselin ve Monster eve döner dönmez iki kardeş ile herkes tanıştı June ve Jeremy Harper. Kız, Riven ile aynı elementtendi. Bu yüzden kızla tanıştıktan hemen sonra Riven'a ilk yardım yaptırdılar. Kız neye uğradığına şaşırdı. Bu sırada tabi iki çocuk ejderlerini seçmişti. Marselin oradaki adama seçilmeyenlere ne olacak dediğinde "Hepsi seçilecek zaten." Dediğini söyledi. Herkesin aklındaki soruyu sorması için toplantıyı beklemeleri gerektiğini biliyorlardı. June Riven'nın bacağını iyileştirdi. En azından kızın bacağı artık acımıyordu. Ve yürüyebiliyordu. Fakat uzun süre yürüyüp zıplayıp hoplayınca anında yere yığılıyordu. Ya da bir koltuk değneği kullanmak zorunda kalıyordu. İki kız da yaklaşık olarak beş ay sonra iyice iyileşeceği konusunda kesin karar verdi. Riven ile birlikte June Amy ile Elizia'ya ilk yardım yaptılar. Riven, June'dan daha yetenekli olduğu için çoğunlukla kıza yardım etti. Amy'nin bacağı düşündüklerinden kötüydü. Mağaradaki ilk yardımın herkes yeterli olduğunu sanmıştı çünkü kız hiç şikayet etmemişti fakat orada yarayı incelediklerinde biraz daha geç baksalarmış kötü şeyler olacağından eminlerdi. Riven ve June'nun "kötü şeyler" teriminin ne anlama geldiğini kimse sormadı.
Elizia'nın kafası ise sıyrık olduğu için şanslı olduğunu söylediler. Kılıç da tam olarak karnına girmediği için tamamen şans eseri kurtulmuş olduğu açıkça belirlendi. Her ne kadar sıyrık da olsa iki kız Elizia'nın en çok kafasına bir şeyler olmasından korktu. Beyin kanaması filan olmasından çok korktularsa da herkese sıyrık olduğundan çok kötü bir şey olmaz dediler.
June'nun erkek kardeşi Jeremy ise Hanikamu ile elementaş çıktı. Bu arada herkes elementaş değiminin aynı element olduklarında dendiğini öğrendi. İki kardeş tip olarak hiç benzemiyorlardı. June'nun koyu sarı kıvırcık saçları dirseklerine değiyordu. Yandan perçemi de koyu kahverengi gözlerine girip duruyordu. Jeremy ise simsiyah dalgalı saçları vardı ve aynı renk göz rengine sahipti. Yaş olarak ise June 15, Jeremy 13 yaşındaydı.
Bu arada labirentte kurtardıkları Ginger ile oğlanlar dışında herkes tanıştı. Oğlanlar onu daha önceden tanıyorlardı. Ginger dışarıyı merak edip gitmiş ve geri dönmemişti.
Ginger da daha önce tarif edildiği gibi altın renginde lüle lüle beline değen saçları vardı. Kahverengi gözleri vardı ve Elizia'nın benleri gibi tam dudağının üzerinde bir beni vardı. Hanikamu bu kızı sevememişti çünkü Takoizu ile iyi anlaşıyorlardı. Hanikamu için fazla iyi. Ginger 13 yaşında bir toprak elementiydi.
Sonunda grubun toplantı günü gelmişti. Hepsi salonda toplandı. Üçlü koltukta Riven, Marselin ve Ginger oturmuştular. Diğer üçlü koltukta ise Elizia, Amy ve Radford oturmuştu. İkili koltuklardan birinde Hanikamu ve Takoizu oturuyordu. Monster da Takoizu'nun yanında koltuğun kenarına yaslanmıştı. Diğer ikiliye de yeni dostları June ve Jeremy oturmuştu. Sessizce Romansel'i beklediler. Sonunda Romansel açık pencereden içeri daldı. "Üzgünüm sizi beklettim..." dedi ve kütüphanenin bir rafına kondu. "Öncelikle yemin edildiği gibi bu güne kadar kimse bir birine yolculuklarından bahsetmedi değil mi?" dedi gözlüğünü iterek. Herkes kafasını salladı. Bir ikisi de "Evet." Dedi. Romansel de kafasını salladı "Çok güzel. Şimdi dışarıya çıkan gruptan birinin sözcü olup tüm olanları bizlere anlatmasını istiyorum." Dedi. Herkes birbirine baktı sonunda Radford gönüllü oldu ve "Ben anlatırım." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Linhu'nun Son Kehaneti-Birinci Kitap; Ben Kimim?
FantasyElizia Angel Micherlova hepimiz gibiydi. Mükemmel olmayan bir ailenin, mükemmel olmayan kızıydı. Her zaman biraz yalnız, içine dönük olmuştu. Ha bir de, telepatik güçleri vardı. Ailesi tarafından bu sebeple terk edilen Elizia, yakında büyülerin, ke...