"Eee Isaac. Halen insanları öldürüyor musun?" Radford mağarada taşın üzerine oturmuş ilerde ayakta duran oğlana bakıyordu. Oğlan ona bakıp gözlerini kıstı "Biliyorsun ben hiçbir zaman insan öldürmedim. Ben şimdiye kadar kimseyi öldürmedim. Herkes gibi büyük savaşı bekliyorum. Ancak o zaman bu dediğin gerçek olur. Ayrıca ben kötü olabilirim ama kalpsiz değilim."
"Biliyorsun, henüz geç değil. Eskisi gibi gerçek doğanı bulabilirsin. Bizim tarafımıza geçebilirsin yeniden. Olması gereken gibi... Kalpsiz olmadığına da şüpheliyim. İnsan eski dostuna böyle davranmaz. En azından kalpsiz değilse."
"İşler değişti. Biliyorsun. Seninle çay içip sohbet edemem." Radford kamburunu çıkardı "Haklısın." Isaac gidecek gibi olduğunda ona seslendi "Peki neden beni burada tutuyorsun. Asıl istediğin beşli değil mi?"
"Sen burada olduğun için gelecekler."
"Beni sorguya çekmeyecek misin? Onları sormayacak mısın? Yoksa karşılaştın mı? Onu bile sormayacak mısın?" Isaac mağaranın girişinde ona döndü sırıtarak "Sormayacağım. Evet, onu da sormayacağım. Çünkü onu gördüm." Dedi. Sonra arkasını döndü ve dışarı çıktı. Radford kafasını eğdi ve beklide bininci kez düşünmeden hareket ettiği için kendine küfretti.
Marselin nefesi kesilmiş bir şekilde kendini geri attı "Bu da ne!?" Monster kaşlarını çattı ve "Klaptus. Hilpusların en iyi yandaşlarından." Dedi ve kılıcı önde ona doğru koşturdu. Kız sehpanın üzerinde duran resim defterini aldı ve çizdiği canavarlara baktı. Birine karar verdiğini hissetti. Kapının önünde bağdaş kurup oturdu. Tüm enerjisi ile resimdeki yaratığa yoğunlaştı. Kısa bir süre sonra yaklaşık 7 santimetre büyüklüğünde bir kedi ortaya çıktı. Monster ilk önce afalladı "Kedi mi?" sonra kedi kuşa doğru gidince oğlan kedinin ayağının altından çekilerek Marselin'nin yanına oturdu. Marselin bu resmi öylesine çizmişti. Oribu ve Remon birlikte büyük bir kedi olsalar düşüncesi ile yaptığı bu kedi şu anda hayatlarını kurtarıyordu!
Kedi pençelerini sinirle yaratığa savuruyordu. Yaratık uçarak kedinin sırtını gagaladı. Kedi durmadı ve sırtındaki yaratıkla birlikte kendini sırt üstü yere yattı ve yuvarlandı. Yaratık yerde baygınken kuyruğu ile yaratığı boğazladı ve yaratığın leşini ormanın içine fırlattı. Monster hayranlıkla kediyi izlerken Marselin kediyi deftere geri döndürdü. Oğlan deli gibi güldü "Bir kedi... Sadece bir kedi ile bunu yaptık!" Kız da gülümsedi ve "Evet." Dedi. Sonra içini bir özlem kapladı. Altında yatan Hanikamu geldi aklına. Sonra onu daha bu sabah zorla uyandıran Riven. İç çekti ve "Biraz içeri girip dinlenelim mi?" dedi. Oğlanı beklemeden içeriye girdi.
Amy bacaklarını ovaladı ve yeniden bağırdı "Radford!" kız yorgunluktan bayılmak üzere olan Hanikamu ve Takoizu'ya baktı. Sonunda durdu ve "Siz burada bekleyin ben bir de çitaya dönüşüp geleceğim." Dedi. Grubu arkasında bıraktı ve koşarak bir çita şeklinde ormana daldı. Hanikamu ilk bulduğu taşa oturdu. Takoizu da yanına oturdu. Hanikamu sesli sesli söylendi "Biz ilk Elizia ile ormana girerken Isaac diye bir tip vardı. Bizden olduğunu söyledi ama bizi ters tarafa götürmeye çalıştı ve biz sonradan onun kötü biri olduğunu öğrendik. Acaba o mu bir şey yaptı Radford'a?" Takoizu şaşkınlıkla ona baktı "Isaac ile tanıştınız mı!? O çok tehlikelidir!" kız sinirle "Teşekkürler..." dedi. Bir süre sessizlik olduktan sonra Takoizu sessizliği bozdu "Isaac onu öldürmez. Her şeyi yapar ama öldüremez. Isaac ile Radford çok küçüklükten arkadaştılar. Radford'un anne ve babası araba kazasında öldü o üç yaşındayken. Isaac'ın ise hiçbir zaman anne ve babası olmadı. O doğduğundan beri yetimhanedeydi. Sonra Radford geldi ve inanılmaz derecede iyi arkadaş oldular. Ben de oranın Müdürü olan Bayan Glook'un torunuydum. Onlarla o şehre taşındığımızda yetimhaneyi ziyarete geldiğim için tanıştım. Bir süre sonra onların arkadaşlığını sevdiğim için anneannemden izin alıp orda kalmışlığım bile vardı. Ayrıca o yetimhane şehrin en iyi yetimhanesiydi. Bizler büyüdükçe güçlerimizin farkına varmaya başladık. Bir gün size olduğu gibi bir kuş biz bahçede dolanırken bizimle Romansel'in ağzından iletişime geçti. Yola çıktık. Kaçtı oradan. Bu arada biz Paris'teydik. Isaac Parisli. Radford ise New York fakat Paris de yaşıyormuş. Ben de dediğim gibi ziyaret için gitmiştim fakat arkadaşlarım için orada kaldım. Yolda, yani ormana gelmemize az kala Monster da bize katıldı. Yaşlarımız daha 13'tü. Birlikte ormandan geçtik ve Romansel'i bulduk. Ondan sonra birlikte evde yaşamaya ve..." "Bizi beklemeye başladınız. Tam 2 yıl."diye tamamladı Hanikamu şaşkınlıkla. Takoizu onayladı "Evet. Isaac Ateş Elementiydi. Ben Su. Radford Hayvanlar ve Monster da Müzik." Hanikamu şaşkınlık için de kafasını salladı ve "İlk defa bu hikayeyi dinliyorum. Yani Isaac iyi biriydi öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Linhu'nun Son Kehaneti-Birinci Kitap; Ben Kimim?
FantasíaElizia Angel Micherlova hepimiz gibiydi. Mükemmel olmayan bir ailenin, mükemmel olmayan kızıydı. Her zaman biraz yalnız, içine dönük olmuştu. Ha bir de, telepatik güçleri vardı. Ailesi tarafından bu sebeple terk edilen Elizia, yakında büyülerin, ke...