"Seni görmeyince benim her günüm gece;
Geceler gündüz olur düş seni gösterince"
.
.
.Kapıyı arkasından kapatıp derin bir nefes vermişti Ekin. Suzan Hanımla evi gezdikten sonra iki gün içinde kiranın bir ayını ödemişti. Bugünse Ekrem amcadan izin alıp valizlerini getirmişti. Çok eşyası yoktu zaten. Evi eşyalı tuttuğu için zorlanmamıştı.
Valizindeki kıyafetleri dolaba yerleştirmekle başladı önce. Bu ara üzerine mor tavşanlı pijamalarını da giymeyi ihmal etmemişti. Hava çoktan kararmıştı. Açtığı müzikle, tabiki Suzan Hanımın istediği gibi yüksek sesli değil, enerjik biçimde birkaç saatte her şeyi yerleştirmeyi bitirmişti.
Yorgunca kendini salondaki yumuşak koltuğa attığı esnada çalan kapıyla oraya döndü. Kim geldi ki, diye geçirdi içinden korkuyla. Tanıdığı pek kimse yoktu burada. Bir kez daha çalan kapıyla paranoyasını bastırmaya çalışıp kalktı.
Sonunda kapıya gelip ürkekçe açtığında gördüğü bedenle gözleri irileşmişti. Kapıdaki bedenin de şaşkınlık konusunda kendisinden aşağı kalır yanı yoktu.
"Sen mi taşındın buraya?" Kalın sesiyle konuşan adamın yüzüne bakmaya çekinmişti.
"Şey...Evet." Gözleri sağda solda oyalanırken çocuğun, Mazhar süzmüştü onu ağırca. Sarı saçları düzgünce taranmış ve yumuşak duruyordu. Üzerindeki bol mor pijamasıyla ise oldukça tuhaf görünüyordu. Bir erkek için tatlı kelimesini asla kullanmazdı. O yüzden tuhaf dedi sadece.
"Bir eksiğin ihtiyacın var mı? Ekrem amcaya ilgilenirim dedim. Bizde söz namustur." Ekin iri cüssesiyle tüm kapıyı kapatan adamın ani çıkışıyla irkilmişti. Çocuk gibi başını salladı sonra hızlıca.
"Teşekkür ederim, yok." Şirince tebessüm etmişti bunu derken. Adamın kaşları çocuğun tebessümüyle daha da çatılırken "Tamam." dedi kısaca. Gitmek için döndüğü esnada Ekin konuşmuştu çekinerek.
"Burada mı oturuyorsun? -nuz.. oturuyorsunuz?"
Çocuğun ikilemli cümlesine aldırmadı Mazhar. "9 numara." Bunun üzerine başını adamın bedeninin yanına doğru eğip arkasındaki daireye baktı. 9 numara.
"Oh- tam karşısı yani!" Bulduğu şeyle heyecanlanıp parmağıyla arkasını işaret etmişti. Adam Ekin'in çocuk gibi davranmasıyla yine donukça bakmıştı.
"Evet." Boğuk sesiyle kısaca konuşup son kez süzdü çocuğu kalın kaşlarının altından. Sonra tam karşısındaki dairesine girmek için arkasını döndü. Bir süre öylece geniş sırtını izledi Ekin. Ardından daha fazla bakmamak için yavaşça kapısını kapattı. Adamı kızdırmak istemiyordu.
Kapattığı anda kalbindeki tuhaf maratonu fark etmişti. Bu adam kendisini gerçekten geriyordu. Başını sallayarak salonuna doğru yürüdü.
Bir şeyler yoluna girmeye başlamıştı sanki. Evi vardı. İşi vardı. Biraz para biriktirip dondurduğu okuluna dönmek istiyordu yeniden. Şimdilik sadece buna odaklanmalıydı.
"Tek şeker mi abi?" Mazhar çaycıya ağırca başını sallarken koşa koşa sahafa giren sarı saçlı çocuğa bakmıştı. Karşısına taşınalı neredeyse bir hafta oluyordu. Hiç görmemişti onu bu sürede. Sesi de çıkmıyordu.
"Şu yeni çocuk mu o? Senin apartmana taşınmış diyorlar. Şu çatlak Suzan'ın pembe dairesine." Ağzından laf almaya çalışan yanındaki adama ters ters bakmıştı Mazhar. Başını sallamakla yetinirken adamın bir karın ağrısı var gibiydi.
"Buyur abi çayın." Çaycı Ali Mazhar'ın çayını bırakıp gitmek için döndüğü esnada Ferit durdurmuştu çocuğu.
"Ekrem amcanın yanında çalışmaya başlayan çocuk, neydi onun adı?" Ali kaşlarını kaldırmıştı anlamazca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Gündüzü -Gay
General FictionMahalle kabadayısıyla mahalleye yeni gelen güzel çocuğun hikayesi. ... Uyarı: Kitap YAŞ FARKI, şiddet ve olumsuz ögeler içermektedir.