21. Bölüm: Sen Bir Korkaksın

3.9K 465 169
                                    


" Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur... "
.
.
.

Ekin duyduğu kelimeyle bir süre hareket edememişti. Bu gerçekten oluyor muydu?

Başını hafifçe kendisine her zamankinden farklı bakan adama çevirdi. Lacivert gömleğinin birkaç yakası açıktı. Boynundaki muska esmer gövdesine doğru iniyordu. Kirli sakalları uzamıştı.

Mazhar sessizce kendisini süzen çocuğa baktı binbir duyguyla. Eski ışıltısını yitirmiş güzel mavilerine, pembe dolgun dudaklarına, minik biçimli burnuna, ok gibi dizili uzun kirpiklerine, ince biçimli kaşlarına, uzadığından birbirine girmiş yumuşacık görünen dalgalı sarı tutamlarına baktı.

Bembeyaz teninde oluşmuş morluklara bakarken yine bir öfke kıvılcımı tutuştu hücrelerinde. Sonra gözleri kendisine tereddüt ve korku karışımıyla bakan mavilere tırmandı. Yüreği sızladı. Kendisine bir zamanlar güvenle ve neşeyle bakan gözler şimdi yerini kuşkuya bırakmıştı.

"Benim için mi yaptın?" diye mırıldandı Ekin. Söylerken bile oldukça saçma gelmişti ama en azından bunu öğrenmek istedi. Buraya sadece nedenini öğrenmek istediği için gelmişti zaten.

Konuşmasını bekledi Ekin, ama bir şey söylemedi adam.

Ekin yorgunca tebessüm etti ve başını eğdi bunun üzerine. Saf olabilirdi ama aptal değildi.

"Sorunlarını şiddetle çözerek vicdanını rahatlatmaya devam et." Gözlerine çıkardı şimdi bıçaktan keskin bakışlarını. "Gözümde aşkı için adım atamayan korkak bir adamsın sadece."

Mazhar'ın kaşları çocuğun söyledikleriyle çatıldı. Aşk kelimesi bir elektrik gibi çarptı. Vücudunda gezindi. Ekin'e değer verdiğine ikna olmuştu. Ama doğrudan o kelimeyi düşünmemişti.

Çocuğu korumak istiyordu herkesten, her şeyden. Sürekli güzel yüzünü görmek istiyordu. Etrafında gülümseyerek dolaşsın istiyordu. Kendisine tatlı tatlı yemekler yapsın, bıcır bıcır konuşsun başını şişirsin, dibinden ayrılmasın istiyordu. Evini kokusuyla doldursun, ismini güzel sesiyle tonlasın istiyordu.

Kucağında uyusa nasıl olur diye düşünüyordu. Güneşin uyuyan masum yüzüne vuruşunu izlemek nasıl olurdu?

İçindeki engelleyemediği dürtüyle ona dokunmak istiyordu sonra. Bunun tarifini tam yapamıyordu kendisine ama; yumuşak saçlarına dokunmak, küçük ellerine dokunmak, beyaz zarif boynuna dokunmak, ince beline dokunmak...Belki daha fazla...Dokunmak istiyordu işte.

Bütün bunlar aşk mı oluyordu?

Ekin çatık kaşlarının altından yüzüne düşünceli düşünceli bakan adamla pes etmişti artık. Arkasını döndüğü gibi adamın bir kez daha konuşmasına fırsat vermeden evine girdi.

Doğrudan odasına gidip yatağının altına attığı valizini çıkarttı. Toparlanmaya başladı sonra.

Bu sırada çok şey düşündü. Ekrem amcaya ne söyleyecekti? Ev sahibine ne diyecekti? Bir yandan ağladı, bir yandan eşyalarını toparladı.

Burada güzel şeyler de yaşamıştı. Güzel insanlar da tanımıştı. Ali, Ekrem amca, kızı Zehra, ev sahibi Suzan Hanım. Mazhar...

Mazhar. Onun da çok iyi birisi olduğunu düşünüyordu aslında. Sadece büyüme ve yetişme tarzından dolayı çok farklıydı kendisinden. Kendisi için normal görünen şey onun için çok farklıydı. Onu anlayabiliyordu.

Zaten bu yüzden kızamıyordu adama. Kendisindeydi ki tüm hata. Sevemeyeceğini bildiği halde tutulmuştu. Bile bile lades demişti. Onu da zor durumda bırakmıştı. Ağlaması bir an durmadı bunları düşünürken.

Gecenin Gündüzü -GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin