"Oysa ruhun bir kez darbe aldı mı, o yara dikiş tutmuyor..."
.
.
.Ekin dudaklarını bastırmış olsa da hareket ettirmemişti. Mazhar'ın gözleri beklemediği bu hamleden dolayı şokla açılmıştı. Dudaklarındaki yumuşak baskı sürerken düzgün düşünemiyordu.
Öfke damarlarında nüksettiğinde geri çekilip çocuğu dövecekti ki Ekin kafasını karıştırmaya and içmişti. Pembe dudaklarını Mazharınkilerin üstünde hafifçe hareket ettirmişti.
Üst dudağını hafifçe emerken kendi alt dudağını da adamın dudakları arasına ittirmişti.
Mazhar reflekle dudaklarını araladığında, çocuğun ağzına giren pembe yumuşak parçasıyla dudaklarını oynatmamak için zor tutmuştu kendisini. Kendi açık gözlerine karşın onunkiler kapalıydı.
Ekin kirpiklerini yavaşça aralayarak geri çekilmişti biraz. Hâlâ dudakları arasında birkaç santim varken yarı açık gözleriyle bakmıştı adamın doğrudan mavilerini hedef alan koyu gözlerine.
Geri çekilmemiş olmasından dolayı aldığı cesaretle yeniden dudaklarına atılacaktı ki boynuna dolanan büyük elle başının sertçe duvara bastırılması bir oldu.
"Seni. Öldürürüm. İbne."
Dişlerini öyle sıkarak konuşuyordu ki Mazhar, çenesini kırabilirdi. Sinirden tüm damarları çıkmıştı. İri göğsü hızla inip kalkıyordu.
Ekin adamın bu gözü dönmüş ifadesine bakarken yutkunmak istedi ama boğazındaki sıkı el izin vermiyordu. Dolu mavilerini adamdan ayırmadan söylediğini yapmasını bekledi sessizce. Bu bekleyişte gözleri adamın az önce öptüğü dudaklarına kayıyordu.
Mazhar söylediklerine aldırmadan hâlâ dudaklarına bakan çocukla iyice deliye döndü. Bu kadar sinirlenip de hâlâ ona bir şey yapamıyor oluşu daha da çıldırtıyordu kendisini.
"O bakışlarını düzelt sikicem şimdi belanı!"
Öfkeyle kükrediğinde Ekin'in gözleri kömür karalarını buldu ürkekçe.
Mavileri kendisine delirmiş gibi bakan adamın gözlerinde oyalandı. Ne kadar öfkeli de olsa aslında beklediği atağı hâlâ almamıştı adamdan. Şu an çoktan dayak yiyor olacağını düşünmüştü oysa.
"Mazhar..." Titrek sesiyle mırıldandığında bir anlık duraksamıştı sinirden köpüren adam. Adını bu şekilde duymayı beklemiyordu ondan.
İnce tonuna çok yakışmıştı aslında ismi. Ama bunu fark edemeyecek kadar öfkeliydi. Eğer bir fıske bile vurursa çocuğa duramazdı. Bunun sonunu biliyordu o yüzden tutmaya çalışıyordu kendisini.
Ama asıl korktuğu şeyi hâlâ fark edemiyordu.
Yeniden hapse girmekten korksaydı gerçekten, Kamer'e saldırmazdı o şekilde. Yine de öyle kandırmaya devam etti kendisini.
Burnundan soluyarak yumruğunu sertçe çocuğun yanındaki duvara geçirdiğinde parmaklarından süzülmeye başlayan kan, toz pembe duvarı kırmızıya boyamıştı. Ekin Mazhar'ın hamlesiyle sıçramıştı yerinde.
İri gözbebekleri titreyerek kanayan eline gitmişti adamın. Kaşları çatılırken endişeyle ağlamaya başladı. "Rahatlayacaksan...bana vursana...Neden kendine zarar veriyorsun?"
Mazhar eline bakarak ağlayan çocukla afallamıştı. Kendisi için mi endişeleniyordu? Bu durumda?
"Durumun ciddiyetini anlayamadın sen." Çenesini sıkarak konuştuğunda onu duymamış gibi mırıldanmıştı yumuşak sesiyle Ekin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Gündüzü -Gay
Narrativa generaleMahalle kabadayısıyla mahalleye yeni gelen güzel çocuğun hikayesi. ... Uyarı: Kitap YAŞ FARKI, şiddet ve olumsuz ögeler içermektedir.