"Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa"
.
.
.İzin gününü yatakta nutellayla geçiriyordu. Mazhar'ın dünkü tavrı çok kırmıştı kalbini. Neden bu kadar yanıyordu canı anlamıyordu. Belki de yaşadıkları onu daha hassas biri yaptığındandı.
Kimseyle kavgalı olmak istemiyordu. Ama Mazhar'la kavgalı olmayı hiç istemiyordu. Öbür yandan kendisini çok korkutmuştu dün gece asansörde. Ali'nin önceden gözüne batma diyişini hatırladı. Hapise girip çıkmış birisiydi adam. Dün yakından şahit olduğu öfkesini düşününce anlayabiliyordu şimdi.
Çalan kapısıyla şaşkınca dikleştirdi yatakta bedenini. Yoksa Mazhar mı gelmişti özür dilemek için?
Bir kez daha çaldığında koşar adımlarla vardı kapıya. Açmak üzereyken aynadaki çökmüş görüntüsüyle kararsız kaldığında bir daha çalınmıştı kapı. Başını sallayarak daha fazla bekletmeden açtığında gördüğü bedenle sönmüştü heyecanı.
"Kusura bakma müsait miydin?" Gülümseyerek konuşan uzun boylu çocuğa tebessüm etti yorgunca. "Merhaba...Müsaitim Ali."
"Ekrem amcaya seni sordum izinli olduğunu söyledi. Benim de iznim bugün zamanın varsa dolaşalım biraz diyecektim." Ensesini kaşıyarak gergince konuşan çocukla düşünmüştü Ekin. Canı hiçbir şey yapmak istemiyordu. Ama hayır da diyemedi.
"Şey...Ben hazırlanayım o zaman." Kısık sesiyle konuştuğunda Ali'nin gözleri parlamıştı. "Geç istersen." Ekin kenara çekilerek kibarlık olsun diye davet ettiğinde Ali bunu bekliyormuş gibi ayakkabılarını çıkartıp girmişti evine.
Kapıyı yavaşça kapatıp yürüdü Ali'nin arkasından. "Ben hemen üzerimi değiştirip geliyorum." Ali gülümseyerek başını salladığında Ekin onu yalnız bırakmıştı salonda. Odasına varıp dolaptan eline aldığı ilk şeyleri üzerine geçirdi. Çıkmak için kapıya döndüğü sırada kızarmış göz altlarıyla oflayarak çekmecesinden çıkarttığı kapatıcıyı sürmüştü hızlıca.
Telefonunu cebine atıp çıktığında salonda kendisine ait tek çerçevedeki fotoğrafa bakan çocuğu görmüştü. Sessizce yanına yaklaşıp baktı fotoğrafa. Ekin, annesi ve babasının yazlıklarında çekilmiş bir fotoğraftı. Fotoğrafı çeken kişi her ne kadar sevimsiz olsa da, Kamer ve ailesi mangal yapmaya gelmişlerdi Kamer çekmişti, fotoğraf oldukça samimiydi.
Ali yanında dolu gözleriyle elindeki çerçeveye bakan çocuğu fark edip öksürerek bıraktı yerine. "Üzgünüm. Ben öyle görünce-"
"Sorun değil. Çıkalım mı?" Açıklama yapan çocuğu bölüp kapıya yürümüştü Ekin. Kapıyı açıp Ali'ye yol verdi. Arkasından kendisi de çıkıp kapıyı kilitlemeye çalıştığında karşı dairenin kapısının açılmasıyla başı arkasına dönmüştü istemsizce.
Fazla geçmeden siyah gözler kendisini bulduğunda fazla sürmemişti ki yanındaki bedeni fark etmesiyle çatılmıştı kaşları. "Hayırlı günler abi."
Ali Mazhar'a selam verdiğinde Mazhar'ın gözleri Ekin'e dönmüştü yine. "Sana da." diye yüzüne bakmadan cevap verdiğinde Ali'nin yeni mi geldiğini yoksa çocuğun evinden mi çıktığını anlamaya çalışıyordu.
Ekin anahtarlarını cebine koyarak çevirdi gözlerini dik dik kendisine bakan adamdan. Selam vermeyecekti küsmüştü ona.
Ali'nin önünden geçerek merdivenlere yöneleceği sırada duyduğu kalın sesle duraksadı. "Hayırdır nereye?" Ali'ye bakarak kalın kaşlarının altından sorduğunda Mazhar, çaycı çocuk sorguya çekiliyor gibi hissetmişti.
"Ekin'e buraları gezdireceğim biraz abi." Ekin gülmüştü sinirle. Ona hesap mı vermek zorundalardı?
"Sizi neden ilgilendiriyor?" Aniden arkasını dönerek adama bakarak konuştuğunda, Ali Ekin'in Mazhar abiye böyle çıkışmasıyla dehşete kapılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Gündüzü -Gay
General FictionMahalle kabadayısıyla mahalleye yeni gelen güzel çocuğun hikayesi. ... Uyarı: Kitap YAŞ FARKI, şiddet ve olumsuz ögeler içermektedir.