O günü unutmam imkansız. Sabah 4 gibi evde öyle bir gürültü kopmuştu ki derin uykumdan sarsılarak uyandım.
Aceleyle üstüme bir şeyler alıp dışarı çıktım. Bay Wang'in arabalarından biri bahçedeki ağaçlardan birine çarpmıştı ve kaportasından dumanlar çıkıyordu. Bay Wang uyku sersemi haliyle koşarak indi.
Wang: Sen içeri gir!
Lisa: Bay Wang bir sorun mu-
Wang: İçeri gir Lalisa!
O kadar öfkeli gözüküyordu ki ona karşı gelmek delilik olurdu. İçeri girdim ve büyük camdan olanları izlemeye koyuldum. Bay Wang aceleyle arabanın kapısını açtı ve içindeki kişiyi adeta sürükleyerek aşağı indirdi. Bir kadın. Tülleriyle yüzünü kapatan büyük siyah şapka ve siyah montuyla şık ama bir o kadar da çaresiz gözüküyordu.
Wang: Yine mi Jeong!
Kadını paltosunun yakasından tutarak sürüklemeye başladı. Kadın ağlıyor ve ellerini yüzüne siper ediyordu. Bu manzara karşısında daha fazla hareketsiz duramazdım. Öfkeyle dışarı çıktım ve Bay Wang'i kolundan tutarak kadından uzaklaştırdım.
Lisa: Görmüyor musunuz zaten yeterince korkmuş!
Benimle her fırsatta flörtleşen Wang bu defa yüzüme hiç de dostça bakmıyordu kadının yakasını bırakıp benim yakama yapıştı.
Wang: Sana içeri gir demedim mi!
Zayıf ellerini kolaylıkla yakamdan çektim.
Lisa: Böyle bir görüntüye izin veremem Bay Wang isterseniz beni kovabilirsiniz.
Kadının yüzü hiçbir şekilde gözükmüyordu ama doğrulması varlığımın onun korkusunu biraz da olsa giderdiğini düşünmeme sebep oldu.
Elimi kadına uzattım siyah kadife eldivenli elini hemen uzattığım elime yerleştirdi onu yavaşça kendime çektim ve arkama aldım.
Lisa: Sakinleşene kadar ona yaklaşmanıza izin veremem.
Sakinleşmek bir yana bu söylediğim Wang'i daha da öfkelendirmişti. Neredeyse ağzından köpükler çıkacaktı.
Wang: Sen kimin korumasısın!? Benim mi onun mu?
Jennie'ye söylediğim cümleyi tekrarladım.
Lisa: Kimin ihtiyacı varsa onun.
Bir kez daha öfkeyle yakama yapıştı. Ona karşılık vermeden sakince karşısında dikildim ama içten içe korkmuyor değildim neyse ki Jisoo tam zamanında geldi.
Wang Jisoo'yu görünce ellerini üzerimden çekti ve emirleri ardı ardına sıralamaya başladı.
Wang: Kadını odasına götür. Lalisa'yı da çalışma odamda bekliyorum. Hemen!
Ben de orada olmama rağmen emirlerini Jisoo üzerinden iletmesi sinirini ne kadar bozduğumu gösteriyordu.
Jisoo başıyla onaylayarak kadının koluna girdi. Kadın teslim olmuş gibi başını eğdi, birkaç hıçkırığın ardından ağlaması da durdu sanıyorum.
Jisoo: Duydun Lisa. Çalışma odasına git.
Sırf Jisoo'yu zor durumda bırakmamak için harekete geçtim. Çünkü o gün ilk defa onun yüzünde de korkuyu görüyordum.
Çalışma odasında yaklaşık on dakika bekledim. Wang içeri girdiğinde biraz daha sakinleşmiş gibiydi. Bir sigara yakıp yüzüme bakmadan masasına oturdu.
Wang: Az önce gördüklerini unutacaksın.
Lisa: Neden?
Yüzüme bakmamayı sürdürürken sinirli bir ses tonuyla cevapladı.
Wang: Seni kovarım.
Lisa: Kovabilirsiniz.
Koyu renk gözlerini kan donduran bir bakışla yüzüme dikti.
Wang: Başka bir iş bulamayacağından da emin olurum. Sefalet içinde ölmeni sağlarım Lalisa.
Yapabilir miydi? Büyük ihtimalle evet. Çünkü çevresi oldukça genişti ve karanlık işlerle uğraştığı gün gibi ortadaydı. Onunla inatlaşmanın faydası yoktu. Hoşuma gitmese de dediklerini yapıyor gibi gözükebilirdim. Yoksa hiçbir şey öğrenmeden buradan postalanacaktım.
Lisa: Nasıl isterseniz Bay Wang.
Gözüyle kapıyı işaret etti. Bu "çık" demek oluyordu. Odadan çıktım ve aceleyle merdivenleri tırmanıp odama girdim.
Unutmakmış.
Hemen eve gizlice soktuğum telefonumu yastık kılıfımın içinden çıkarıp interneti açtım. Evet, bu eve girmenin kurallarından biri de sadece onların verdiği internet erişimi olmayan telefonu kullanmaktı. O anda sorgulamamış ama önlemimi almıştım.
Arama motoruna sabah duyduğum ismi yazınca tüm şüphelerim doğrulandı. Sabah arabayı ağaca çarpan kadın Jeong Wang'di. Yani Bayan Wang.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bullet Holes | jenlisa
FanfictionLalisa Manobal Bay Wang'i Jennie Kim'den koruması için işe alınmıştı, Jennie Kim'e aşık olması için değil.