Bullet Holes | jenlisa

XXIII.

O gece sonrasında Jennie davetlere katılmayı bıraktı. Etraftaki söylentiler şehirden ayrıldığı yönündeydi. Wang benden daha endişeli gözüküyordu.
"Hisseleri de alıp kayboldu görüyor musun Lalisa? Jennie adaletin değil paranın peşinde."
Buna inanmak istemiyordum. Kulağa hiç de Jennie gibi gelmiyordu bu.
O hafta garip bir şey oldu. Jisoo kapıyı çaldı. Wang onu asla işe almayacağını söyleyince iş için değil eşyalarını almak için döndüğünü söyledi. Bu güzel bir fırsattı belki Jennie'nin nerede olduğunu o biliyordur diye düşündüm. Eski odasına girip toparlanmaya başladığı sırada içeri girdim ve kapıyı kapatıp kilitledim.
Lisa: Nerelerdeydin Jisoo?
Cevap vermemişti. Sanki en önemli iş eşyalarını toparlamakmış gibi tüm odağını oraya vermişti. Dikkatini çekmek için koluna dokundum. İrkilerek yüzüme baktı. Sorumu tekrarladım.
Lisa: Nerelerdeydin Jisoo?
Jisoo: Seni duydum.
Lisa: Niye cevap vermiyorsun o zaman?
Jisoo: Jennie gerekli açıklamayı sana yapmıştır.
Lisa: Ama ben sana soruyorum.
Jisoo: Lisa inan ki vaktim yok. Hemen ayrılmam lazım.
Kıyafetlerini ve birkaç küçük şeyi el çantasına doldurduktan sonra kapıya yöneldi. Ona yol vermekten başka şansım yoktu.
Lisa: Son bir şey...
Ciddi şekilde yüzüme baktı.
Lisa: Jennie nerede?
Bu sorunun yüz ifadesinde yarattığı değişikliği tam olarak tanımlamakta zorlanıyorum. Sanki ağzından bir şey kaçıracak korkusuyla susmaya çalışıyor gibiydi. Onu zorlamak istemedim. Kapıdan çıkarken de Wang'in dikkatini çekmemek için ondan uzak durdum.
Wang: Jisoo bekle!
Jisoo yavaşça arkasına döndü.
Wang onun aksine hızlı davrandı ve aceleyle merdivenden inip Jisoo'nun koluna yapıştı.
Wang: Neler karıştırdığınızı söylemeden evime elini kolunu sallayarak girip çıkabileceğini mi sanıyorsun?
Jisoo: Kolumu bırak.
Wang bu sefer Jisoo'nun kolunu daha da sert şekilde sıkarak onu kendisine çekti.
Wang: Oyun oynamaktan ve hainlerden hiç hoşlanmam.
Jisoo'yu duvarla kendisinin arasına aldı ve hareket etmesine izin vermeyecek şekilde sıkıştırdı.
Wang: Konuş.
O sırada çıkarıp Jisoo'nun kafasına dayadığı silah dehşete kapılmama sebep oldu.
Wang: Konuşmak için son şansın.
Jisoo gerçekten korkmuştu ve benim de daha fazla buna şahit olmaya niyetim yoktu.
Lisa: Bir sorun mu var Bay Wang?
Wang: Uzak dur Lisa.
Jisoo'yu tekrar duvara yapıştırdı ve yüzünü ona döndü. Bu sırada tetiği de çekmişti. Kolunu tutarak ona engel olmaya çalıştım.
Wang: Bırak kolumu!
Jisoo'nun bakışlarında yardım çığlıkları çınlıyordu. Aynanın önündeki ağır vazoyu alıp Wang'in başına vurduğum anı hatırlamıyorum bile. Ama onu yerde hareketsizce yatarken Jisoo'yla birbirimize korkuyla bakışımızı çok net hatırlıyorum.