Numarayı kaydederken ellerimin titremesine engel olamamıştım. İşler gitgide daha da karmaşık hale geliyordu ve ben gittikçe geriliyordum. Şimdi bir de Jisoo'yu işin içine çekmiştim. Her ne kadar sinirli ve soğuk biri olsa da bana yardım eden birini korumam gerekirdi. Numarayı kaydeder kaydetmez peçeteyi salondaki şömineye attım. Saatler sonra alışveriş için evden ayrılırken Wang sakinleşmiş gibiydi. Limuzinin arkasında üçümüz de yerimizi aldığımızda araba ağır ağır hareket etmeye başladı.
Jisoo: Her zaman gittiğiniz alışveriş merkezi değil mi Bay Wang?
Wang elindeki içkiden bir yudum aldı.
Wang: Bugün bir değişiklik yapmak istiyorum.
Paltosunun cebinden bir kağıt ve süslü bir kalem çıkararak bir şeyler karaladıktan sonra şoföre verip omzuna iki kez vurdu. Jisoo tıpkı sabah olduğu gibi endişeli gözüküyordu. Bakışları bana bir şey anlatmak ister gibi telaş içinde bakıyordu.
Mesajı doğru anladığımı varsayıyorum. Wang'in bizi yalnız bırakması gerekiyordu. Yanında oturan ve dövüşme konusunda daha bilgi sahibi olan ben olduğum için bunu ben sağlamak zorundaydım. Hafifçe yanına yaklaştım.
Lisa: Buz ister misiniz Bay Wang.
Yanına yaklaşmamla iğrenç bir sırıtmanın yüzüne yayılması bir oldu. Wang geri dönmüştü. Bir şey demeden kadehini bana uzattı ve buz atmam için bekledi. Koltuğumun yanında duran küçük dolabı açıp içinde bir buz aldım. Buzu attıktan sonra istediğim hamleyi yapmam mümkün olmamıştı çünkü kadehi kendinden uzakta tutuyordu. Mecburen kadehi dudaklarına götürürken kolumu bilerek koluna çarptım. Tüm içki üzerine dökülmüştü. Öfkeyle gömleğini silmeye uğraştı.
Jisoo: Ne sakarsın!
Ayağa kalktı ve çantasından bir mendil çıkarıp Bay Wang'e verdi. Yüzünü ise bana çevirmişti ağzını oynatarak bir şey demeye çalışıyordu.
"Jennie'ye yaz."
Jisoo: Bay Wang isterseniz bagajdan yedek gömleğinizi ve pantolonunuzu getireyim ilerde bir benzin istasyonu var, orada değiştirirsiniz.
Wang: Çabuk ol!
Jisoo şoföre durmasını söyledikten sonra koşa koşa bagaja gitti şoför de ona yardım etmek üzere indi. Arabada sadece Wang ve ben kalmıştık. Wang bana kötücül bakışlar atarken çıldırmamak için kendini zor tuttuğu belli oluyordu. Saniyeler sonra Jisoo kapıyı açtı.
Jisoo: İşte kıyafetleriniz.
Wang kıyafetleri alıp yerinden doğruldu. Arabadan inip iki adım atmıştı ki bir anda durdu.
Wang: Siz ikiniz. Siz de geliyorsunuz.
Kahretsin. Şoförü bir şekilde atlatabilirdim ama Wang'in kendisini nasıl atlatacaktım? Jisoo tedirgin şekilde dudağını dişlerken bana baktı.
Dikkat çekmemek için itaatkar şekilde Wang'i takip ettik. Wang istasyona girince herkes çevresinde dönmeye ve ona ikramlar sunmaya başladı. Wang hepsini geçiştirdi ve giyinebileceği bir yer olup olmadığını sordu. Çalışanlardan biri onu dinlenme odasına götürdü. Wang sanki her düşüncemizi okuyordu odaya girmeden önce bana döndü.
Wang: Telefonlarınızı verin.
Sesi itiraz kabul etmiyordu. Çaresizce dediğini yaptık Jisoo artık bariz şekilde titriyordu. Son şansımızı da kaybettiğimizi düşünüyordu.
Wang telefonları alıp sert şekilde yere atıp öylece kırdı. Korkunç biriydi. Korkunç biriydi ve kimse bunu sorgulamıyordu.
Jisoo yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.
Jisoo: Şimdi ne yapacağız?
Jisoo'yu biraz daha korkutup eğlenmek aklımdan geçmişti açıkçası ama o an buna zamanımız olmadığını düşünüyordum.
Lisa: Daha yola çıkmadan Jennie'yle konum paylaşmaya başladım.
Jisoo'nun dehşete kapılmış yüzü gevşedi hatta ilk defa onu gülümserken gördüm. Yedek telefonum deri ceketimin iç cebindeydi ve konum paylaşımı hala açıktı. Şu an korkmamız gereken tek şey Jennie'nin mesajı görmemiş olma ihtimaliydi. Veya umursamamış olma ihtimali.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bullet Holes | jenlisa
Fiksi PenggemarLalisa Manobal Bay Wang'i Jennie Kim'den koruması için işe alınmıştı, Jennie Kim'e aşık olması için değil.