Cehennemin durakları vardır. İlk durakta inenler cehennemin kapısını aralar ve ateşle yıkanırlar. Canları öyle yanar ki akılları gider başlarından. İkinci durağa gidenler ilk duraktakilerin çığlıklarını duyamazlar bile.
İkinci durağın ismi Seir'dir...
Şarkı: Dolu Kadehi Ters Tut~ Sana Bu Kadar Uzakken
Bu bölüm yaz yaz bitmedi ama yazarken çok keyif aldım. Bir sürü duygunun içinde kayboldum yazarken; güldüm, üzüldüm, heyecanlandım. Uzun olsa da dolu doluydu bence. İnşallah siz de okurken keyif alırsınız. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, düşüncelerinizi benimle paylaşmadan geçmeyin lütfen.
Keyifli okumalar dilerim. 🖤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
17. Bölüm: Düşmanın Nefesi
Bana göre sevmek yüreğimde yarım kalan bir histi. Hiç kimseyi tam sevememiştim, sevdiklerim ise beni sevmemişti. O yüzden hiç tamamlanamamıştım. Doğrusu hislerimi hiç zirvede yaşadığım olmamıştı. Çok korkmam gereken bir olaydan ya da çok gülmem gereken bir konudan hep uzaktım. Sanırım bu dünyada zirvede hissettiğim tek duygu bana ve benim gibilere yapılanların öcünü almaktı. Bu mesleği bu yüzden seçmiştim.
Yaptıklarımın doğru ya da yanlış olması umurumda değildi, ben sağlayamadıkları o adaleti sağlamaya çalışanlardan yalnızca biriydim. Doğru yapılmadığı yerde, bazılarına yanlış gelse de kendi bildiğim doğrudan ilerlemekten vazgeçmeyecektim.
Bu işlerin içinde olunca her şeyin daha da farkına varıyordum.
Yalnız değildim.
Keşke başıma gelenler en azından benden başka kimsenin başına gelmesiydi.
Ne yazık ki benden daha kötü halde olanlar da vardı.
Küçükken tacize uğramıştım ve her gün o pislik yuvasında yaşamak zorunda kalmıştım ama hali benden daha kötü olanları duyup görünce kanım donmuştu ve donmaya da devam ediyordu.
Tecavüze uğrayan küçük çocuklar, yaşama tutunmaya çalışan ama buna rağmen hayattan koparılan gencecik kadınlar, yanarak ya da zehirlenerek öldürülen binlerce hayvan...
Bu tip davalarla uğraşıyordum ve karşıma çıkan her dava beni daha da hırslandırıyordu.
