Bu kez uyandığın da Eric çoktan ayaktaydı. Sırtı Shelly'e dönük biçimde eşofman altını giyiyordu. Ama gözleri açıldığı anda sanki göz kapaklarının çıkardığı sesi duymuş yada açılışlarını hissetmiş gibi ona döndü.
Shelly sırıtıp "Günaydın..." diye mırıldandı. İlginç bir biçimde uyku mahmuru gibi hissediyordu ki bu onun nefret ettiği biçimde vampirler için imkânsızdı. Belki de dünkü tören yüzünden böyleydi. Eğer öyleyse her gece tören yapmak istiyordu. Uyku mahmurluğu, yatakta tembellik yapmak ve esnemek favori şeyleri arasındaydı çünkü.
Eric onun yorgun halini görünce gülümsedi. "Eğer insan olsaydın koyu bir bardak kahveye ihtiyacın olduğunu söylerdim."
Shelly kıpırdanarak yatağın içine biraz daha gömülmeye çalıştı. "Ben olsam biraz daha uykuya ihtiyacım olduğunu söylerdim ki- Şu işe bak şimdi de söylüyorum!"
Sarışın vampir üstüne atletini geçirmeyi tamamladıktan sonra artık alışkanlık haline gelmiş bir hareketle eğilip Sherlen'in başının üstünü öptü. "O halde uykuya dön."
Her ne kadar zıplarken Eric'in kıçının aldığı şekli görmek için yanıp tutuşsa da daha adam yataktan iki adım uzaklaşmışken uykuya dalmıştı.
***
Bir sonra ki uyanışı daha normaldi. En azından bir vampir açısından. Gözlerinin açılmasıyla bütün beyni de açılmıştı. İç çekip bacaklarını yataktan aşağı sarkıtarak oturdu Sherlen. Acıkmıştı. Ah, vampirliğin azizliği işte. Aslında düşününce insanlar bu 'açlık azizliği'ne daha çok uğruyorlardı. O yumuşak, kırılgan, terli şeyler günde üç kez yemek yemek zorundalardı. Siyah saçlı bütün bir insan ırkı için yüzünü buruşturmayı kendine görev bilerek ayağa kalktı. Dün gece çıkardığı botlarını eline alıp zıpladı ve tek elli odanın tek çıkışı olan deliğe tutunup kendini yukarı çekti.
Bir kez daha kutularla dolu, bara ilk geldiğinde uyandığı odadaydı. Botları ayağına geçirip koli kutulardan birinin bandını neredeyse sivri tırnaklarından biriyle yırtıp içindeki en büyük beden tişörtü üstüne geçirdi.
Bu sefer bulduğu tişört şansına siyahtı, tabii yine üstünde barın amblemi ile birlikte gotik beyaz harflerle 'Fangtasia' yazıyordu.
Birkaç saniye durup ne yapsam diye düşündükten sonra Eric'in ofisine gitmeye karar verdi. Eric orda değilse bile en azından çıplak kıçını koyabileceği rahat kanepeler vardı.
Odadan çıkınca birkaç şey fark etti. İlki barın kapalı olmasıydı. Müzik ve insan kalabalığı yoktu. Barda sadece kendisi hariç dört vampir ve üç insan vardı. Üç insandan biri Ginger olmalıydı. Diğeri sesinden tanıdığı üzere geçenlerde gördüğü sarışın kızdı. Adı neydi? Soki? Suki?
Sherlen'in hafızası hiçbir zaman iyi olmamıştı.
O kız burada olduğuna göre vampirlerden biri de o geceki siyah saçlı vampir olmalıydı. Diğer üçü de Eric, Pamela ve barmen -plus barın ortağı- Long Shadow'du büyük ihtimalle. Shelly adamın hala hangi psikoloji ile bu ismi almış olduğunu anlamış değildi. Aslında adamı da anlamış değildi.
İçerideki vampirler hakkında fazla kafa yormadan zihni tanımadığı üçüncü insana kaydı. Yiyebileceği türden bir insan olmasını umarak Eric'in ofisine girdi. İnsan erkek gibi kokuyordu, bu onun için normalde hiçbir sorun teşkil etmezdi ama adamın kalp atışları kırklı yaşlarını geçtiğini söylüyordu. Bu sorun teşkil ederdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Out From Hell
VampirSherlen eski bir büyücü, yeni bir vampirdir. Gücünün yanında kendine zarar verecek kadar umursamazdır da. Sokak kedisi gibi bir o insana bir bu insana sığınan Sherlen'in hayatı Fangtasia barının seksi sahibi ile tanışmasıyla değişir. Boy x Boy (Eric...