21 Stupidity

731 50 7
                                    


Eric önünde durduğu modern zaman yapılarıyla kıyaslandığında saray denebilecek malikaneye baktı. Yapı Sohie-Anne Leclerg'in zavkiyle yapıldığı için duvarları krem rengine boyanmış, çatı beyaz kremitlerden yapılmıştı. Sherlen malikaneyi yeniden dekore etmeye yada yeni bir saray yaptırmaya kalkışmamıştı.

Yaşlı vampir ortasında büyük bir havuz bulunan bahçenin demir kapıları önünde duraksadı. Hiç nöbetçi yoktu. Ne bahçe kapısının, ne ev kapısının önünde kimse beklemiyordu. Durup dinledi ve devriye gezen birilerinin de olmadığını fark edince gözleri büyüdü. Sherlen kafayı yemiş olmalıydı. Onu öldürmek isteyen belkide yüzlerce vampir olduğunun farkında değil miydi? Kendisi de Sophie-Anne'ı buraya sızarak öldürmeye başardığına göre ağır güvenlik önlemleri alması gerektiğini biliyor olmalıydı.

Eric iç çekerek demir bahçe kapısını açtı. Kapı gıcırdamayınca duraksadı. Sherlen kaldığı yerin bakımıyla ilgilenecek biri değildi. Ama yanında bunları hatırlayacak biri olsa kapılara nöbetçide koyardı. Kaşlarını çatarak yine garip bir şekilde tertemiz olan havuzun ve düzgünce kırpılıp elips şekli verilmiş ağaçların yanından geçip malikanenin iki kanatlı ön kapısına giden dört beyaz mermer basamağı çıktı. Kaşları hala çatıktı, belki Pam onunla olsa biraz daha rahat ederdi fakat kadın açık bir şekilde onlar sevişirken diğer odada oturup tavana bakmak istemediğini belirtmişti. Evet, Pam birbirlerini gördükleri anda barışıp sevişeceklerini düşünüyordu. Eric o kadar emin değildi.

Daha kapıya vurmak için elini aslan biçimli tokmağa uzatamadan kapı açılınca yaşlı vampir iç güdüsel olarak bir adım geri çekildi.

Eric kapının önünde ki manzarayı görünce parmak uçlarının dokunma arzusuyla uyuştuğunu hissetti. Tıkı Sherlen'i yerde yatarken bulduğu ilk an ki gibi. Ama kapının önündeki Sherlen değildi. Her ne kadar ince uzun vücutları, güzel yüz hatları ve narin boyunları birbirlerine benzese de. Karşısında ki kişi Sherlen'den farklı olarak sarışındı ve gözleri yeşil yerine çok açık bir maviydi. Yaşını tahmin etmek imkansızdı. Tıpkı taş bebekler gibi beş yaşında da otuz beş yaşında da olabilirdi.

"Seni bekliyorduk."

Sarışın vampir sesle birlikte gözlerini kırpıştırdı. Ne ince, ne kalın kelimelerin sonunda oynaşan saatlerce dinlemek isteyebileceğiniz bir ses... Tıpkı Sherlen'in sesi gibi. Neyasa nasıl olduğunu bilmiyordu ama karşısında ki kişi sanki Sherlen'in çekiciliğinden bir parça almış gibiydi. Yada sanki dünya üstündeki herkes kırma sokak kedileriymiş de, Sherlen ve bu çocuk herkesin okşamak istediği cins iran kedileriymiş gibi. Cins kelimesini düşünmesiyle Eric kafasının içinde kendini tebrik etti. Evet, bir şekilde Sherlen ve bu çocuğun cinsleri yada türleri aynıydı. Fakat adını koyamıyordu.

Sessizliği saçma bir şekilde uzattığını fark edince "Geleceğimi haber vermemiştim." Diyerek gülümseyen çocuğun yüzüne baktı.

"Davet mektuplarında geleceğin zaman haber vermeni istememiştik zaten."dedikten sonra arkasını dönüp içeri yürüdü. Eric açık kapıyı içeri gir demenin farklı bir yolu olarak alıp çocuğun peşine takıldı.

İçerisi Sophie-Anne'ın zamanın da buraya geldiğindekiyle tıpa tıp aynıydı. Koridor boyunca ilerleyen yaldızlı koyu kahve duvar kağıdı, yağlı boya tablolar, cilalanmış koyu tahtadan yapılmış kapılar ve altına benzeyen kapı kolları. Sherlen gerçekten hiçbir şeye dokunmamıştı.

Önünde yürüyen çocuk ana koridora girince kapalı havuza gittiklerini anladı Eric. Sophie-Anne zamanının büyük çoğunluğunu orada geçirdiği için en rahat koltuklar oradaydı, Sherlen'de kendine oturma odası olarak orayı seçtiyse pek şaşırmazdı.

Out From HellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin