Eric Northman ofisinde oturmuş dün gece olanları düşünüyordu.
Daha doğrusu dün gece bulduğu yaratığı. O şeyi insan yada vampir olarak nitelendiremiyordu.
Striptizci açıkları olduğu için yurt dışından gelen kızların arasından yeni bir tane seçmeye çalışıyordu. Yani o masasının arkasında otururken kızlar gelip önünde yada kucaklarında dans ediyorlardı. Eric tam anlamıyla sıkılmıştı. Önünde dans eden kız o geceki beşinciydi ve hiç birini beğenmemişti. Sıkıntısı o kadar büyük bir seviyedeydi ki, gözleri kızı izlerken kulakları çocuğunun daha doğrusu kendi dönüştürdüğü vampir Pamela'nın kapıda insanlara laf sokmasını dinliyordu. Radyodan Sitcom dizi dinlemek gibiydi.
Geçirdikleri yıllarla iyice hassaslaşmış kulakları Pamela'nın sesinin bardaki insanların ve gürültülü müziğin arasından kolayca seçebiliyordu. Sonra garip bir ses duymuştu. Bir çığlıktı. Sinirli bir sesti. Kadın mı yoksa erkeğe mi ait olduğunu söyleyememişti çok kısa sürdüğü için ama sesin geldiği tarafa odaklanınca bir vampir hissetmişti.
Normalde barın çevresinde bir vampir hissetmek barın kırmızı ışıklarını görmek kadar doğal bir şey olurdu. Sonuçta bir vampir barıydı, fakat Eric'in hissettiği barın arkasındaki vampir bir yabancıydı. Şerif olarak bölgesindeki her bir vampiri, onların enerjilerini/auralarını yada verdikleri hissi tanırdı Eric. Bu ise farklıydı... Bilinmedikti ve arka kapıda savaş narasına benzer bir ses çıkarıyordu. Oldukça güçsüz bir ses olmasına rağmen.
Sarışın vampir neredeyse refleksle hareket edip insan gözünün takip edemeyeceği bir hızla arka kapıdan dışarı çıkmıştı. Dişlerini çıkarmış saldırmaya hazır bir vampir görmeyi bekliyordu fakat görüş alanındaki tek şeyler pis sokak ve çöp konteynırlarıydı. Tabii bakışlarını yere çevirince beyaz kumaş yığınını fark etmişti.
Eric dikkatlice kumaş yığınına yaklaşmış, kumaşın altındaki vampirin hareket etmesini, saldırıda bulunmasını beklemişti. Asırlardır sadece şansla hayatta kalmamıştı sonuçta.
Vampirin hareket etmediğinden emin olunca kumaş yığınını hafifçe aralamış ve çıplak bir bedenle karşılaşmıştı. Sarışın vampir karşısındaki görüntüyle köpek dişlerinin uzamaya başladığını hissetmişti. Açlıktandı. Ama kan açlığından değil.
Neredeyse kollarında tuttuğu varlığı kimsenin görmesini istemeyerek kumaşı tekrar ona sarmış ve bardaki boş depo odasına götürmüştü.
Koltuğa yatırdığı şeyi incelerken itiraf etmesi gerekirdi ki büyülenmişti. Karşısındaki bir erkek vücudu olmasına ve o normalde kadınları tercih etmesine rağmen.
İnce ve kassız olmasına rağmen çok uzun bir bedendi karşısındaki. Gerekli yerlerde kıvrımları olacak kadar etli, fakat kaburgalarıyla köprücük kemiklerini gösterecek kadar zayıftı. Bu daha çok yediklerinin direk kalçasına gittiği anlamına geliyordu fakat Eric'in umurunda değildi. Yüzü vücudu gibi uzun ince değildi, dudaklarını vurgulayan bir çenesi vardı ve kapalı olmalarına rağmen gözlerinin çok büyük olduğunu tahmin edebiliyordu sarışın vampir. Ne renk olduklarını çok merak ediyordu. Kuzgun siyahı saçları insana koyu renk gözlerinin olduğunu düşündürüyordu fakat şaşırtıcı bir mavi de çıkabilirdi. Çocuk bu güne kadar gördüğü başka hiç kimseye, hiçbir canlıya benzemiyordu nede olsa.
Altıncı hisleri ona vampirin henüz birkaç yıllık olduğunu söylüyorlardı ve vücudunda hiçbir belirgin hasar olmadığına göre aç kalmış olmalıydı. Bu yüzden Eric depodaki kolilerden birinden bir şişe ‘True Blood' çıkarıp açmış, çocuğun dudaklarına dayamıştı.
Sıvının boğazından geçmediğini fark edince bir lanet okudu. Bu tehlikeli olabilirdi. Vampirlerin kendilerini insanlara açıkladıkları ve sentetik kan olan ‘True Blood' üretildiğinden beri neredeyse hiç açlıktan ölen yavru olmuyordu ama... Yutmaması kötüye işaretti. Eric nedendir bilinmez kendisi dönüştürmediği halde bu yavruyu kurtarmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Out From Hell
VampirSherlen eski bir büyücü, yeni bir vampirdir. Gücünün yanında kendine zarar verecek kadar umursamazdır da. Sokak kedisi gibi bir o insana bir bu insana sığınan Sherlen'in hayatı Fangtasia barının seksi sahibi ile tanışmasıyla değişir. Boy x Boy (Eric...