Out From Hell

6

"Birinin bu kadar beceriksiz olabilmesi cidden ilginç." Dedi Pamela.  Gözlerini önündeki sahneden alamadığı için cümlesini yönelttiği Eric'in yüzüne bakmıyordu. "Evet, ilginç. Özelliklede bir vampirin bu kadar sakar olabilmesi." Diye çocuğunu onayladı Eric. O da önündeki sahneden gözünü ayıramamıyordu. Yüzlerce yıllık hayatında bir sürü garip şey görmüştü. Temizlik yapan, yada şimdi ki gibi yer silen vampirlerde görmemiş değildi. Sonuçta bir cinayet işlediğinizde ortalığı temizlemek gerekiyordu. Ama yeri silerken dizi ıslak yere değip kaydığı için kafasını yere vuranı, yada bezi ne zaman suya sokup temizlemesi gerektiğini bilmediği için yeri daha da kirletenini görmemişti.

Shelly barın sahnesine iki sandalye koyup oturmuş, bir yandan sentetik kan içerken onu izleyen iki vampire bir bakış attı. Sinirliden çok umutsuz bir bakıştı attığı. Bezle bir kez daha barın mermer zeminini ovuşturmayı denedi fakat onu gizeme boğan bir biçimde o bezi sürttükçe yer temizlenmiyor aksine toz tabakası çamurlaşıyordu. Shelly yutkunup simsiyah olmuş beze baktı.

Cidden neyi yanlış yaptığı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Soylu, en az kırk tane hizmetçisi olan bir evde büyümüş ve evi terk ettiğinde de hiçbir yerde uzun süre kalmadığı için temizlik yaptığı olmamıştı.

Shelly yerde geriye yaslanıp topukları üstüne oturdu. Elinde tuttuğu beze attığı anlamayan bakışları sahnede oturan iki vampire çevirdi. Sahibinin ne demeye çalıştığını anlayamayan yavru köpeklere benziyordu. Pamela bir an için çocuğa bezi su kovasına daldırıp temizlemesi gerektiğini söyleyecek gibi oldu fakat hemen vaz geçti ve ilgiyle kaşlarını çattı. Çocuk ne yapması gerektiğini fark edecek miydi merak ediyordu. Eric ise yüzünü olabildiğince düz tutmaya çalışıyordu. O yüksekte otururken ona aşağıdan yalvaran bakışlar atan Shelly fazla sevimliydi. Üstelik siyah saçlı vampirin üstünde Pamela'nın eski siyah pantolonlarından biri vardı. Yarı çıplak dolaşmaması için Pamela pantolonu vermeye razı olmuştu. Neyse ki genç vampirin beli ve bacakları en az pantolonun gerçek sahibi kadar inceydi. Tek sorun boy olmuştu ki, o da pantolon sadece bileklerini açık bıraktığın pek sorun değildi. Ayrıca Eric çocuğun dar pantolonla sarılmış kalçasının görüntüsüyle gayet mutluydu. Bu yüzden onu kıyafet alışverişine çıkarmayı biraz erteleyebilirdi.

Shelly beş dakika kadar süren yoğun bir temizleme çabasından daha sonra yeniden topuklarının üstüne oturup ümitsiz bir biçimde Eric'e baktı.

"Yapamıyorum..." diye mırıldandı neredeyse utanarak. Hayatı boyunca kendisini ne isterse yapabilecek biri olarak görmüştü. Ders notları çalışmamasına rağmen hep iyi olmuşlardı, üç enstruman çalıyordu, dörtden fazla dil biliyordu, poker, spor, taş-kağıt-makas, bu güne kadar ne yapsa kolaylıkla başaran biri için temizlik gibi basit bir şeyi yapamamak cidden utandırıcıydı.

"Yapmak zorundasın. Söylediğim her şeyi yapacağına söz vermedin mi?" dedi Eric bir kaşını kaldırarak. Ses tonunu olabildiğince soğuk tutmaya özen gösteriyordu.

"Ama... Yani, deniyorum. Yapıyorum... Ama olmuyor." Derken ellerini durumunu anlatmak için iki yana sallıyordu Shelly. Cidden nasıl anlatabileceğini bilmiyordu çünkü.

Sarışın vampir iç çekip oturduğu yere yaslandı. "Yapacak daha iyi bir şeyin olmadığını sanıyordum. Köle olmayı kabul ederken ne bekliyordun?"

Shelly insan olsaydı yanakları kızarmıştı. Akşamın erken saatlerindeki gibi yalnız olsalar böyle bir utanç hissetmezdi. Ama şimdi yanlarında Pamela varken utanıyordu. Gerçi kadının yüz ifadesine bakılırsa çoktan biliyordu, yada Eric'in köle alması doğal bir şeydi.

Kızaracak gibi hissetmesinin diğer nedeni, temizlik gibi bir şey değil daha... Cinsel bir şeyler beklemesiydi. Mesela direk seks gibi. Eric şimdi ona olabildiğince soğuk davranmaya çalışsada Shelly, onun fark etmeyeceğini düşündüğü zamanlarda adamın kendisine nasıl baktığını biliyordu. Görmüştü. Zaten her ne kadar genelde öyle davranmasa da zeki biriydi aslında. Kendisinden kesinlikle hoşlanmayan, sadece kendi çıkarlarını düşünecek bir adamın kölesi olmayı kabul etmezdi. Şimdi bulunduğu durumda ise Eric'in kendisinden hoşlandığını bildiği için ‘köle' terimini aşağılamadan çok bir çeşit cinsel fantezi gibi görüyordu. Ayrıca altıncı hisleri Eric'in oldukça yaşlı olduğunu söylüyorlardı. Bu adamın çok güçlü ve çok zengin olduğu anlamına geliyordu. Zaten barın sahibiydi, ve bölge şefi tarzı bir şeydi.