Eric true blood'unu yudumlarken manzarayı izliyordu. Küçük itiş kakışma ve Kimmy'nin onun yanına aniden 'atanmasından' sonra bahçeye çıkmışlardı. Shelly Sophie-Ann'dan burayı alınca arka bahçeye fazla büyük olmayan fakat bakması güzel yapay bir göl yaptırmıştı. Yanlarında ki seyrek ağaçlar ve yeri kaplayan çalılarla, çimlere baktığında insan arkasında ki malikaneyi unutup ormanda gibi hissediyordu.
Sherlen bir kaç adım arkasında sırf onun için yerleştirilmiş demir fakat özenle işlenerek yapılmış güzel görünümlü sandalyesinde oturmuş çayını yudumluyordu. Eric'e de anlattığı üzere normal vampirlerden farklı olarak veela/vampirler normal insanlar gibi yiyecek ve içecek tüketebiliyorlardı.
Eric bunu olabildiğince sır olarak saklamaları gerektiğini biliyordu. Sherlen malikaneye girip çıkan herkesin sadece kendisiyle ve normal vampir olan ikizlerle muhatap olmasından emin olmuştu, yine akıllıca bir gizlilik önlemi olarak devamlı çalışanları yoktu. Genç yaşına rağmen akıllıca kararlar vermişti sevgilisi. Eğer vampir konseyi yarı veela yarı vampirlerin yaşadığını duysalar bunun vampirler için tehlikeli olduğunu öne sürüp onları yok etmeye çalışabilirlerdi.
Sarışın vampir kendini normalde bu konuyla boğar, güvenlik önlemlerini kafasına takardı ama şimdi sadece manzarayı izliyordu, çünkü görüntü çok güzeldi.
Yirmi metre kadar ötede Sherlen'in çocuklarından ikisi öpüşüyorlardı. Büyük ihtimalle uzaklığın ve ağaçların onları gizlediğini sanıyorlardı ama Eric'in yıllar geçtikçe keskinleşmiş gözleri bu mesafeden küçük detayları bile seçebiliyordu.
Eric'in adını hatırlamadığı kısa saçlı, uzun boylu sarışın, çilleri ve kızıl saçlarıyla bir şirinlik abidesi olan Abel'i bir ağaca dayamıştı. Güneş batarken kolunu sıktığında duyduğu inlemenin büyük ihtimalle yolu başka bir dille kapatıldığı için daha boğuk çıkan hali keskin kulaklarına gelince elinde ki bardaktan bir yudum daha aldı.
"Görüntü güzel mi?"
Eric Shelly'nin iğneleyici sesiyle irkildi fakat onunda ağaçlar arasında ki iki genci gördüğünden emin olmasına rağmen durumu çaktırmadı.
"Evet yıldızlar çok güzel."
"Hmmm..."
Sarışın vampir yan tarafında ki Sherlen'e ufak bir bakış atıp geri önüne döndü. Sinirliden çok ilgili görünüyordu.
"Beğendiğin Header mı yoksa Abel mi?"
Eric öksürdü. "Hiç biri."
Sherlen sanki sarışın vampir başka bir şey demiş gibi konuşmasına devam etti. "Oh, yani Abel."
Eric ona dönünce daha genç olan vampir kıkırdadı. "Kendini suçlu hissetmene gerek yok, Abel bu kadar genç görünmesine rağmen aslında ilk dönüştürdüğümde yirmi dört yaşındaydı. Çok daha genç duruyor değil mi?"
Diğer vampir kafasıyla onayladı. Bardağında ki true blood bitmişti.
"Abel'i de Fangtasia'ya dönerken yanımıza alabiliriz. Zaten tek başına bir yerlere göndermek için fazlasıyla saf olduğunu düşünüyordum."
Eric dönüp ona bakınca Shelly gözlerini devirdi. "Evet onunla bir kaç kez yatabilirsin sadece düzenli bir şeye dönüşmesin."
Yaşlı vampir kaşlarını çattı. "Birileriyle mi yatıyorsun?"
Shelly kafasını kaldırıp yıldızlara baktı. "Ne alaka?"
Eric ona doğru bir kaç adım atıp yüzüne baktı. "Sen inanılmaz kıskançsındır. Sadece benimle aynı odada nefes aldığı için Sookie'nin kafasını koparacaktın. Şimdi biriyle yatmama izin veriyorsun?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Out From Hell
VampirgeschichtenSherlen eski bir büyücü, yeni bir vampirdir. Gücünün yanında kendine zarar verecek kadar umursamazdır da. Sokak kedisi gibi bir o insana bir bu insana sığınan Sherlen'in hayatı Fangtasia barının seksi sahibi ile tanışmasıyla değişir. Boy x Boy (Eric...