Out From Hell

3

Valentin gözlerini açtığında her şeyin az çok farkındaydı. Başına neler geldiğini hatırlıyordu. Daha önce kitaplarda vampire nasıl dönüşüldüğünü okumuştu, Sherlen’in ona ne yaptığını biliyordu.

Birkaç saniye loş ışıkta tavana baktı. Oldukça yüksek bir tavandı, ışık bu kadar loş olmasına rağmen toz zerreciklerini görebiliyordu. Sonra odada aslında pencere olmadığını karanlıkta loş ışıkta görür gibi gördüğünü fark etti. İnsankenkinden çok farklı değildi hiçbir şey duyma duyusu hemen hemen aynıydı. Koku almada neredeyse aynıydı ama sanki her şeyi bir anda değil de tek tek kokluyormuş gibi beyni analiz ediyordu.  Metal, eski kumaş, küf, sıva, içki, hafif ama güzel bir koku, sigara kokusu ve et gibi bir şeyin kokusunu alıyordu. Boğazı yandı.

Bir an sonra koltuğun üstünde ayaktaydı. Nasıl bu kadar hızlı hareket ettiğini kendi bile bilmiyordu. Kafasını kokulara doğru çevirince demir bir kapının önünde duran Shelly ve sarhoş gibi görünen ona yaslanmış uzun boylu dövmeli bir adamı gördü.

İlk fark ettiği şey o hafif güzel kokunun Sherlen’den geldiği oldu, hafif şekerli bir koku yayıyordu ama parfüm olamayacak kadar hafifti, cildinin yaydığı kendi kokusu olmalıydı. Onun yanında adam neredeyse pis kokuyordu üstüne, sigara, içki, ter ve egzoz kokuları sinmişti.

Adamın mutluluk siyah saçlı vampiri süzen gözlerine baktı. Shelly adamı hipnotize etmiş olmalıydı. Gözleri adamın huzur dolu yüzünden daha aşağıya kayıca adamın Shelly’e sadece yaslanmakla kalmadığını bir elinin de ona dolanmış durumda olduğunu fark etti. Adamın kokusunun onun üstüne geçeceği düşüncesi çok sinir bozucuydu.

Oda, yada artık her nerdeyseler içeride hayvansı bir hırlama yankılanınca Valentin şaşırdı. Bir an sonra bunun kendi boğazından çıktığını fark etmişti.

Sherlen çıkardığı sesle birlikte Valentin’e dönmüş kendisiyle birlikte ona yaslanmış adamı da döndürmüştü. Bu ufak hareketin çıkardığı daha ufak rüzgar adamın kokusunu Valentin’e getirmişti. Bu kez daha ağır bir şekilde ve yeni vampir adamdan gelen sadece dış etkenlerle bulaşmış kokuları değil adamın kendi kokusunu da aldı. Et gibi kokuyordu adam. Tavada cızırdayarak pişen sıcak biftekler gibi.

Boğazının tekrar yanmasıyla birlikte bu kez başına da bir ağzı saplandı. Bir an koltuğun üstünde duruyordu, diğer saniye adamı yere yıkmış dişleriyle boğazını parçalıyordu.

Shelly’nin omzuna dokunduğunu hissetti fakat umursamadı. Bütün dikkati ağzına dolan ve atar damarı yırttığı için tazzikle ağzının kenarlarından taşan sıcak sıvıdaydı.

“Bak şimdi ufaklık,” diye söze başladı Shelly çokbilmiş bir şekilde Valentin’in kafasını pat patlıyordu. “Bütün dişlerini değil de sadece sivri olanları geçirirsen…” ellerini göğsünün önünde kavuşturdu. “Kan daha yavaş akacağı için daha çok içmiş olursu-“

Valentin adamdan artık daha fazla kan gelmediği için kafasını kaldırmıştı. Bütün yüzü kanla kaplıydı. Aslında aşağı yukarı bütün üstü kanla kaplıydı fakat kıyafetleri siyah olduğu için çok seçilmiyordu.

Yeni vampirin kafasını kaldırdığını görünce Shelly susmuştu. Parmaklarını yüzü kadar olmasa da yinede kan bulaşmış saç tutamlarından geçirip yeni vampiri ayağa kaldırmak için yukarı doğru çekti. Aslında konuşmanın pek faydası olmadığını biliyordu. Kendisi normal yeni dönüşmüş vampirlerden çok daha hızlı yaşamasına rağmen her şeyi o da ilk dönüştüğü gün birkaç saat kimsenin ne dediğini anlamadan vahşi köpekler gibi ortalıkta gezmişti. Valentin büyük ihtimalle dediklerinden bir halt anlamayacaktı o yüzden onu hareketlerle yönlendirmek daha hızlıydı.