-Oğlum ben sana demedim mi o evrak acil yetişecek imzalanması lazım diye? Sen albayı nasıl kaçırırsın? Vaktiyle göndermedim mi ben seni he? Ben ne yapayım şimdi sana söyle?
-Komutanım izin vermiyorsunuz ki anlatayım. Ben gidiyordum 7-8 şerefsiz bir kızın önünü kesmişler. Neredeyse tecavüz edeceklerdi. Ben de kızı kurtarayım derken...
-Kim yer lan bunu? Bir de yalan söylüyorsun. Sana güvendim lan ben. Bir haftalık ev iznin yandı koçum. 2 hafta çarşı iznin yok ve 4-5 nöbetleri senin.
Eline izin kağıdımı aldı ve yırtmaya başladı.
-Komutanım valla doğru söylüyorum.
-Asker!
-Komutanım gerçekten...
-ASKER!
-Emredersiniz komutanım!
Selam verdikten sonra odadan dışarı çıktım. Resmen ufak bir kız gece gece sokakta geziyor diye tasası bana patladı. Bilirim ama ben ona yapacağımı. Neydi bu kızın adı? Zehra mıydı? Yok değildi ama z ile başlıyordu. Heh Zeynepti galiba. Evet evet Zeynep. Dur bakalım kaydetmişti numarasını. Arayalım şunu.
-Alo!
-Alo ya Alo tabi.
-Sen kimsin be?
-Ben kimim? Güzel soru. Şöyle hatırlatayım o hâlde. Hani geçenlerde gece gece sokakta kısacık etekle gezen güzel bir kız varmış. Tabi bu kızı gören itler de kesmiş önünü sonra bir yere yetişmesi gereken bir asker de gönlü el vermemiş o kızı kurtarmış ama tabi geç kaldığı için de komutanından fırça yemesi ayrı bir de bir haftalık aldığı ev izni, iki hafta çarşı izinleri yanmış o da yetmez gibi 4-5 nöbetleri onun olmuş.Hatırlayabildiniz mi hanfendi?
-Şey, evet.
-Şey ha? Noldu? En son arabadan inerken dilin pabuç kadardı?
-Ne olacak canım dilime? Konuşuyorum ya işte.
-Neyse ne. Tahmin ettiğim gibi komutan inanmadı bana. Babanı al gel işin doğrusunu anlat.
-Hayatta olmaz!
-O niyeymiş o?
-Saçmalama ben babama bunu anlatırsam ne olur biliyor musun? O çocukları bulur ağzını yüzünü dağıtır. Sonra olay polislik olur. Ardından Zeynep bir daha sokak yüzü göremesin değil mi?
-He senin özgürlüğün için ben kendi özgürlüğümden vazgeçeyim yani bu mudur? Babam hasta kızım ev iznine çıkmam lazım.
-Ya öyle mi? Bak ama anlamıyorsun olmaz o iş söyleyemem. Sonra izin verir komutanın ama benim babam hayatta izin vermez bir dahaya.
-Banane kızım senden. Bu da sana ders olsun. Bir daha gece gece sokakta gezmezsin. Babana da ders olur hem. Babaya bak ne işi var kız çocuğun dışarıda otursun evde işte.
-Hangi devirde yaşıyorsun sen be? Üstelik gezmiyordum dershaneden eve dönüyordum ve gece değildi. Eteğim de kısa değil. Normal okul eteği. Babam da düşündüğün gibi biri değil tamam mı? Kafandan saçma sapan şeyler kurup durma. Üstelik ben sana niye hesap veriyorum be? İnsan rica eder sen emrediyorsun. Sana yardım edeceksem de etmem artık. Bak başının çaresine.
-Bana bak kızım delirtme beni be. Bak izne çıkınca bulurum seni burnundan getiririm bu laflarını.
-Getirmezsen adam değilsin duydun mu? Senden mi korkucam be? Hadi iyi günler sana.
-Bana bak kızım... Alo!
Telefondan gelen dıt sesiyle telefonu kulağımdan çekerek ekrana baktım. Kapatmış. Ah ah ben onu elime geçireyim varya. Bitirdim kızım seni. Arkamdan gelen ayak sesiyle arkamı döndüm.
-Devrem hayırdır? İyi misin? Sesin koridora kadar geliyor?
-Ya sorma Gürkan. Ufak bir kız yüzünden bir haftalık ev iznim yandı ve babam hasta. O da yetmedi iki haftalık çarşı iznimden oldun. 4-5 nöbeti de yedim.
-Oo kız meselesi yani? Hayırdır kim bu kız?
-Yok oğlum düşündüğün gibi değil. Dün ev izni için komutana gittim ya. Yüzbaşı da tam bir askeri karargaha gönderecekmiş. İşte beni gönderdi acil imzalanacak evrak mı neymiş. Ben de kestirme bir yol var ama tenha biraz o yola girdim, hemen varayım diye. Kızı sıkıştırmış 5-10 şerefsiz. Ben de kurtardım kızı ama geç kaldım yetişemedim albaya. Sonra da komutan, yarın odam da ol, dedi. Gittim az önce. Haşladı işte.
-Anlatsaydın ya kızı kurtardım diye.
-Anlattım zaten ama inanmıyor abi. Ben de işte kız babasını alsın gelsin konuşsun yüzbaşıyla diye kızı aradım şimdi ama hanfendi anlatamazmış babasına. Yoksa sokak yüzü göremezmiş falan.
-Numarasını aldık yanii.
-Tip tip hareket yapma lan. Kaşın gözün ayrı oynamasın. Komutan uyuzluk yapacak belliydi ben de ondan tedbirimi almak için kızın numarayı aldım ama asıl uyuzluk çıkaranı tahmin edememişim.
-Ya tamam abi sakin. Yüzün gülsün diye yaptık. Neyse şimdi kız kabul etmiyor mu komutanla konuşmayı?
-Yok abi ya. Neymiş babasına diyemezmiş falan. Yesinler onun babasını ya. Hiç de öyle sıkıntı yapacak ailesi yok bence. Gece vakti gezenden ne beklersin? Bana gıcıklığına yapıyor o varya. Ah ah elime bir geçirsem.
-Tamam ya sakin ol. Hallederiz merak etme.
-Ben halledicem onu zaten. Şu çarşı iznime çıkayım o zaman benden çekeceği var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Damarı
General FictionBen hiç böylesini görmemiştim. Vurdun... Kanıma girdin... Kabulümsün. Atilla İlhan Dip Not: Bu hikaye 05.05.2015 tarihinde yayınlanmaya başlamıştır.