3. YANIMDAKİ YABANCI

10.2K 511 106
                                    

Selam. 

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar 😽

Kılımı dahi kıpırdatmadığım, yol boyunca kirli avuçlarımı izlediğim, bir saate yakın süren araba yolculuğundan sonra şöför koltuğundan indi.

Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım, çekiştirdim. Biraz sonra ben de arabadan indim.

Kapıyı kapatmamla esen rüzgar kahverengi saçlarımı yüzüme vurdu, işaret parmağımı kıvırarak saçlarımı geriye ittim.

Karşımda beyaz dış cepheli, iki katlı müstakil bir ev vardı. Onun eve doğru ilerlemesiyle ben de adımlarımı attım. Kapıyı anahtarıyla açıp geçmem için soluna döndü.

Gözlerim hiçbir şey kaçırmak istemiyormuş gibi fıldır fıldırdı.

Yeşil gözlerin hedefinin ben olduğunu biliyordum.

Kapıyı usulca kapattı.

"Banyo üst katta, duş al kendine gel. Kıyafet vereceğim." Sesi buzdolabından farksızdı.

Kaşlarımı çatıp alttan ona bakmaya devam edince koyu rengi dudakları hafifçe aralandı. Gözleri yalnızca bir saniyeliğine dudaklarıma takıldı.

Telefonuyla uğraşıyordu, ekranı bana çevirmesiyle çeviri' den yardım aldığını gördüm. Başımı "evet" anlamında salladım.

Yeşil gözleriyle merdiveni işaret etti.

Merdivenleri usul usul çıktım. Niye buradayım? Tanımadığım bir adamın evinde kalma cesaretini nerden buldum, ben de bilmiyorum... Kader miydi beni buraya getiren?.. Sahi Ukrayna nerede, Türkiye nerede... Yukarıda birinin benim için büyük planları var... Kaderler yazan Tanrı... Benim kaderime neleri yazmıştı... Bu son muydu? Çektiğim son acı bu muydu?..  Son mu bilmem ama en fecisi diyebilirim... Canım hiç bu kadar acımamıştı. Sol göğsümün arkasında, göğüs kafesimin kemiklerini hapishane demirliklerine benzeten biri var. Mavi bir şeye benziyor, minicik bedeni var... Bir umut kemiklere tutunmuş dışarıyı gözlüyordu. Gözleri dolu doluydu. Ağlamak istiyor ancak göz yaşları gelmiyor. Yapabildiği en fazla gözlerinin dolmasıydı. Yaşını akıtamıyordu. O bendim, benim duygularımdı. Duygularımı sürekli içimde yaşayan bendim. Acıların kalbimde derin bir çukur kazdığı bendim. Beynimdeki nöronların uçlarının alev aldığı bendim.

Ben Ateştim. Yakan. Yanan... Kanı alev alev akandım.

Uzunca olan koridorda gördüğüm ilk kapının kolunu aşağıya çektim. Büyükçe bir yatak bembeyaz nevresimle kaplı, odadaki hemen hemen her şey beyazdı. Gözü yormuyor olabildiğince sadeydi. Odası olduğunu tahmin ettiğim kapıyı kapattım. Daha sonra bakacaktım buraya.

İkinci kapı görmek istediğim kapıyı açtı, banyoyu. Üç haftaya yakındır üzerimde olan beyaz -gerçi şimdi kirden her rengi barındırıyor- diz boyu elbisemi çıkardım.

Aynadaki çıplak bedeni inceledim. Saçlarımı omzuma aldım, arkamı dönüp sırtıma baktım. İçim cız etti... Sırtımdan başlayan, aşağıya belime doğru inen yara yürek burkan cinstendi. Düşmanım da olsa yarasını saracağım cinsten...

Düşmanım ölümün eşiğinde olsa yardım ederim. Sen eder misin? Bu nasıl soru herkes eder deme, etmez. Vicdanı olmayan, insanlığı hiç tatmamış biri etmez. Yara' nın acısını yarası çok olan bilir.

Ilık su yaralarımı tekrar kanatıyormuş gibi yakarken, gözlerimden yaşlar süzüldü.

Acıdan ağlamıyordum, acımdan ağlıyordum...

RASTLANTI +18 (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin