4. UNUTULAMAYAN YABANCI

256 22 3
                                    

Merhaba yine ben geldim, selam 👋

Tiktoktan gelenleriniz var biliyorum. Şöyle bir şey yapmaya karar verdim. Kitapta sevdiğiniz sahneleri paylaşım yaparsanız, en çok izlenen birkaç videoyu beğenecek ve tekrar paylaşacağım. Beni etiketlemeyi unutmayın 🤍

Rastlantı serisi bir film olsaydı, izler/ister miydiniz?

Vote ve yorumlarınızı bekler, iyi okumalar dilerim.

"Ukrayna' ya geleli tam bir hafta oldu. Bu süre zarfında ilk gün yaptığım alış veriş dışında dışarıya çıkmadım. Asya' sız geçen altı yıl. Yirmi dört mevsim. Yetmiş iki ay. iki bin yüz doksan gün. Nasıl saymam?.. Sayılmayacak bir Asya değil." Siyah defterime yazdığım notu bölen, göz kadrajıma giren bir kadeh kırmızı şaraptı. Defterimi kapatıp cebime koyduğumda başımı kaldırıp Ariana' ya baktım. Gözlerimi kısarak kadehi aldım. Karşımdaki koltuğa oturduğunda içkisini yudumladı. "Nasıl bu kadar rahatsın?" İfadesiz yüzümle yalnızca dudaklarımı oynatarak kurduğum cümleyle onunda mimikleri dinlendi. "Kendi evimdeyim. Burda rahat olmayacağım da nerde olacağım." Onu anlamak ister gibi baktım. "Hayır, öyle değil." İçkimi yudumladım. "Sonuçta ben tanımadığın bir insanım. Birbirimizi bir haftadır tanıyoruz ve sen bana içki uzatabiliyorsun. Sarhoş olup sana tekliflerde bulunmamdan veya seni öldürmemden korkmuyor musun?"

Seslice güldü. "Bunu ben de yapabilirim hatta içkine ilaç koyup seni zehirleyebilir veyahut öldürebilirim. Ama sen bir haftadır tanıdığın bir kadının uzattığı kadehi içebiliyorsun." Boynundaki kulaklığının kulak kısmında yazan marka ismini ilk kez görüyor gibi inceledi.

Kıstığım keskin gözlerim, kadehte döndürdüğüm şaraptaydı. Başımı kaldırıp ona baktım "Bunu neden yapasın?" Güldü. Güldü de yüzünde sadece birkaç saniye asılı kaldı. İçkimi yudumlamaya başladım. "Bense sana bu kadar amatör bir cevap vermeyeceğim. Gözlerin... Onlar çok garip iyi bir insana benziyorsun."

İçtiğim içkiyi ağzımda tutamadım. Püskürterek halıya dökülen içkiyle kahkaha atmaya başladım. Kahkaham uzun sürdü. Tutamadım kendimi.
İyi bir insan. Ben? Karnımı tutarak gülmemi durdurmaya çalıştım. Bir ara başarılı oldum da ardından tekrar gülme isteği geldi. Kendimi durdurmak adına alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ezdim. Başımı eğip olumsuz anlamda salladım, bir kez değil, birkaç kez. Elimdeki boş kadehi dik olup olmamasını önemsemeden koltuğa bıraktığımda avuçlarımı gözlerime bastırdım. Dudaklarım acıyla gerilirken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Az önce gülüp şimdi ağlamam Ariana' nın garibine gitmiş olacak ki ayağa kalktı. Ağzımdan birkaç acı nidası döküldü.
Yanıma oturup elini omzuma koydu "İyi misin?" Sesi endişeden uzak meraka yakındı. Ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Portmantodan asılı siyah kot ceketimi aldım. Kollarımı geçirdiğimde yanıma Ariana geldi. "Nereye?" Onu umursamadan kapıyı açtım. Kolumu tuttu. "Gidemezsin, kötü durumdasın."Kolumu ellerinden kurtardım. "Beni rahat bırak." Ağzını aralamış konuşacağı sıra da bastırmaya çalıştığım düşünce ve sözleri umursamadan söyledim. "Bana ne yapıp ne yapmayacağımı söyleyemezsin. Nesin sen: annem, ablam, karım, sevgilim! Sen benim sadece bu sikik evi paylaştığım sıradan bir insansın." Dudaklarımı birbirine bastırdığımda yutkundum. "Eğer aklında hayatımda yer edinme düşüncesi varsa sil at onu kafandan. Benim sevdiğim biri zaten var." Öfkeden, kırmızıdan soyutlanmış gözlerim durulaştığında elleri hava da asılı kalmış, gözleri dolmuş kadını gördüm.

Ağzımı açıp bir şeyleri toparlama isteği vardı belki bir özür dileme. Ama bunu yapmayı istemedim. Ayakkabılarımı çabucak giyinip aralık kapıyı kapatmaya tenezzül etmeden evden çıktım.

Adımlarımı hiç bilmediğim sokaklara atıyor, görmediği yerleri keşfediyordum. Karanlıktı ama güzeldi. Bu sokakta güzel bir sokak lambası vardı. O lambanın altına kaldırıma oturdum. Gözlerimi gökyüzüne kaldırdığımda işgal halindeki hali aklıma geldi.

RASTLANTI +18 (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin