Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Düşünceleriniz benim için önemli :)
İyi okumalar 🤍😊
"Anne! Roman yanımdan ayrılma! Bırakmayın beni! Hayır lütfen! Anne... Roman... Hayır! Hayır!" Çığlıklarım fısıltılarım birbirine karıştı, bedenim sara hastası gibi titriyor, bana ne oluyordu?
"Anastasia kâbus görüyorsun gözlerini aç." Nefesim kesikti, ciğerlerime oksijen dolduran onun tok sesiydi.
Kocaman bir nefes almamla gözlerimi açmam bir oldu, hızlı bir şekilde yatakta doğruldum.
Beni bir anda kendine çekip sarıldı, büyük nasırlı elleri sırtımı sıvazlarken, burnumu çekerek kollarımı boynuna sardım.
Sarılmamızı bölen çalan kapıydı.
"Sen mutfağa geç, ben hemen geliyorum." Sesi yorgun çıkıyordu. Sanki geleni tanıyor, onu çoktandır bekliyordu.
Dudakları gerildi, gülümsemeye çalıştı belki de. Becermedi, anladım ancak anlamazdan geldim. Yataktan kalktı.
Banyoya girdim. Ellerim tezgahtan destek alırken kireç olmuş yüzüme aynadan baktım. Suyu avuçlarıma doldurup yüzüme vurmaya başladım Bir... İki... Üç... Sonsuza dek yapabilirdim bunu. Dişlerimi fırçalarken macunun ferah tadı dilimi yaktı, gözümden yaş geldi. Bu durumu yaşamamak için macunu olabildiğince az sıkıyordum ama yine de dilimin yanmasına mani olamıyordum.
Banyonun camına vuran mavi ışıkla, vücudum adrenalin salgılamaya başladı. Dış kapıya doğru koştum, merdivenlerden o kadar hızlı indim ki Tazmanya canavarı yanımda bir hiç kalırdı.
Kapıda polisler vardı, beni gören Akın bana doğru geldi, "Küçük bir mesele Firdevs, şimdi ben halledeceğim korkma."
Başımı onaylarcasına salladım, ama yine de polislere doğru baktım. Firdevs kimdi ki? Veya anlamı neydi? Birine mi benzetmişti beni? Hiçbir önemi olmayan bir sıfat mıydı bu? Sevgilisinin veya sevdiğinin adıydı da yanlışlıkla mı demişti? Biraz fazla takıyorum...
"Siz savaş mağdurlarından Anastasia Boyko, Akın Barlas Tunç' la resmi kayıtlarda hiçbir birlikteliğiniz görülmemekte, burada kendi hür iradenizle mi kalıyorsunuz yoksa herhangi bir zorlama var mı?"
Başımı hızlıca salladım, ne zorlama vardı, ne de ben Akın' dan başkasıyla konuşmak istiyordum. Aslına bakılırsa ben hiç konuşmak istemiyordum. İçimdeki yazar konuşuyordu ya, sese dökmeme gerek var mıydı?..
"Karakola kadar gelin, zorluk çıkarmayın. Sadece ifade alınacak."
"Siz gidin biz şimdi arkanızdan geleceğiz." Dedi Akın. "Peki Akın. Biz biliyoruz seni, ama kanunlar böyle. Çok bekletme komiser azarlıyor sonra..." Polisler kapının önünden ayrılırken kapı açık kalmış, polisler arabalarına binip gitmişlerdi. Akın işaret ve baş parmağıyla anlını ovarken, gözlerini yummuştu. Yaslandığı duvarın haberi vardı, o bunları zaten çok önceden tahmin etmişti.
Bana döndü bir süre bana baktı, yüzüne bakamadım ne işler açmıştım başına. Benim için deyseydi bari, kapıya doğru bir adım atacaktımki gözlerim karardı. Sol elimle duvardan destek aldım. Akın beni görmezden geldi, hiçbir şey söylemeden merdivenlerden çıktı.
Onu gidişini izleyen gözlerim, ortadan kaybolunca yere çöktü. Duvara sürterek yere oturdum. Başımı dizlerime yasladım. Bedenim bir hıçkırıkla sarsıldı. Ağlamak istiyordum içimi boşaltmak rahatlamak istiyordum. Sıktığım kalbimi bıraktım. Her bir pınarımdan iki damla yaş aktı, tek tek değil, çift akıyordu yaşlarım. Alt dudağım titreyince dudağımı dişlerimin hapsine aldım. Yüksek bir ses koptu. "Aa!" Kısa süren çığlığım ellerimin kulaklarımı kapatmasına sebep oldu. Nefesim; dakikalarca nefesimi tutmuşum gibi hızlandı. Bacaklarımda hissettiğim kramplar bacaklarımı açıp kapatmama neden oldu. Artık duvara yaslı falan değildim, soğuk zemine uzanıyor sudan çıkmış balık gibi çırpınıyordum. Ellerim boğazımı yakaladı. Sıkıca sarıldım boynuma, ciğerime çekemediğim nefeslerim kesiliyordu. Yüzüm morarıyordu, bir kaçık gibi yüzümde gülümseme vardı, ne kadar başarılı veya güzel orası meçhul. Kapalı gözlerim derin bir siyaha çekiliyordu, işim bitmek üzereydi. Kahkaha atmak geldi içimden şayet bunu yaparsam nefes alma ihtimalim olduğu için bu planı es geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASTLANTI +18 (KİTAP OLDU)
Teen FictionUkrayna' ya göreve giden tim... Savaş sonrasını incelemek, halka yardım için gönderilen Rast timi... Üsteğmen asker, savaşta kimsesiz kalmış küçük kadını, saklandığı yıkık harabeden söker alır... Dünyanın yeni nesil hastalığıydı, yalnızlık. Kalab...