2.Bölüm

130 12 1
                                    

Gözlerimi hızlıca açıp yavaşca etrafıma bakındım. Yataktan doğruldum, komodinin üzerindeki bardak ve sürahiyi aldım. Sürahiye suyu koyup, büyük yudumlarla suyu içtim.

Rüyaydı.

Bardak ve sürahiyi komodine koyup telefonumu elime aldım. Saat 05.49'du. Okul saat 07.00'de başlıyordu. Üzerimdeki yorganı açıp bavulumdaki, küçük el çantasını aldım. Ayağa kalkıp odadaki lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp, küçük çantadan çıkardığım diş fırçasıyla dişlerimi fırçaladım. Eşyalarımı kenara yerleştirdim ve lens kutusunu elime aldım. Derecesi olmayan siyah lenslerimi kutusundan çıkardım. Lens solüsyonunu sıkıp, lensi baş parmağıma aldım ve lensi gözümün üzerine oturtup gözlerimi açıp kapadım. Aynı işlemi diğer gözüme yaptıktan sonra lavabodan çıktım ve kendi dolabıma doğru ilerledim. Dolabımı açtım. Okul üniformasını çıkardım. Bu forma benim aksime beyazdı. Bembeyaz olamayacak kadar kirliydim ben oysa ki.

Üzerimdeki dünden kalmış kıyafetleri çıkardım. Beyaz gömleği giyip düğmelerini ilikledim ve yakalarını düzelttim. Onun altına siyah pileli okul eteğini giydim. Dizlerime kadar gelen siyah çorapları giyip onun altına, siyah spor ayakkabılarımı giyindim. Siyah aralarında beyaz çizgileri olan formayı alırken yanında verdikleri kurdaleyi gömleğin yaka kısımlarından geçirip düzelttim. Komodinin çekmecesini açıp, dün annemin verdiği kolyeyi aldım. Yarasa kanatlarına sahip, ortasında parlak olmayan kırmızı bir taş vardı. Kolyeyi incelemem bittikten sonra kolyeyi boynuma taktım ve üniformamın altına koydum. Son olarak siyah ceketimi giyinip komodinin üzerindeki tarağı aldım ve yavaşça saçlarımı taramaya başladım. Saçlarımı taramayı bırakıp tarağı komodine doğru bırakıp aynaya geri döndüm. Aynada kendime doğru baktım. Perçemli koyu kahverengi uzun saçlarım daha da uzanmıştı, artık belime geliyordu, beyaza yakın diyebileceğim tenim, z güzel burnum, dolgun ve biçimli dudaklarım, yüz hatlarım. Güzel bir kızdım, bunu biliyordum ama güzellik çok da bir şey değildi, herkes için elde edilemez bir şey gibi olsa da, her şeyi düzelteceği düşünülse de güzellik her şey değildi. Bana göre sevgi daha önemliydi, onu tadamasam bile. Güzelliği parayla alabiliriz ama  sevgiyi parayla alamayız. Tepkisizce kendime bakıyordum. O an, aynanın yansımasına bir kişi daha eklendi.

"Günaydın!" Bu ses ve yansıma Laura'ya aitti. Yansımadan Laura'ya doğru baktığımda hazırlanmış ve yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Günaydın." Dedim.

"Ee, ne yapıyordun, güzelliğine mi bakıyordun?" Diye sordu.

"Bakıyordum öylesine." Dediğimde Laura'nın gözleri saçlarıma kaydı.

"Dünden beri aklımda, saçların için ekstra bir şey kullanıyor musun? Çünkü acayip canlı, parlak ve güzeller!" Annemin bir kez olsun bile okşamadığı, küçükken saçlarıma belki de bana olan kini veya nefretinden kökünden kestiği saçlarımı güzel mi bulmuştu?

"Hayır, ekstra bir şey yok." Deyip yatağımın yanındaki çantayı aldım.

"Vay be, doğal güzellik böyle bir şey olmalı." Dediğinde sırtım dönük bir şekilde, Laura'ya gülümsedim. Çantayı sırtıma taktım ve eski yüz halimi alarak Laura'ya döndüm.

KARANFİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin