İyilik ve kötülük, kaos ve düzen. Sizce hangisi daha iyi?
Hayatımı, yaşadım yaşayalı hiç bir şey düzen de gitmemişti, gidilmesine izin verilmemişti, hayatımda hep bir eksiklik ve kaos vardı benim.
İzlediğim yağmurun damlaları arabanın camına hızlıca vuruyordu. Hava yavaştan kararmaya başlamıştı bile. İlk başta karşımda oturan annem, Skarlet Fire'a ardından limuzin şoförüne doğru baktım.
"Okulun için heyecanlı mısın, Âsi?" Bu ses karşımda oturan anneme aitti. Bu soğuk ve bazen korktuğum o ses anneme aitti.
Bakışlarımı yavaşca anneme doğru çevirdim. Siyah düz canlı saçları göğüslerine kadar uzanıyordu, koyu kahverengi gözleri ise duygusuzca, tepkisiz bana bakıyordu. Oda benim gibi simsiyah giyinmişti. Ondan korkmuyormuş gibi görünsem bile, zihnimdeki küçük kız çocuğu karşımda tir tir titriyordu.
"Hayır," annemin gözlerinin içine doğru baktım ve ekledim. "Anne." Annem bakışlarını benden ayırdı ve cama doğru baktı. Derin bir nefes alıp yağmur damlalarına doğru baktım. Birkaç dakikaya araba durdu, şoför limuzinden inip kapımız açtığında şoföre doğru baktım.
"Geldik, Bayan Skarlet." Dedi anneme doğru. Annem adama bakmayıp arabadan indiğinde koltuktaki siyah sırt çantamı alıp peşinden indim. Telefonumu çantama koyarken gözlerim okula kaydı. Kocaman ve siyah. Girişindeki büyük kapı sonuna doğru açılmıştı. Kapının üzerindeki tabela gibi görünen şeye baktım.
Özel Crawson Hiden Lisesi.
Kapıdan içeriye doğru baktığımda bir kaç tane farklı kısım olduğunu gördüm. Annemin bakışlarını üzerimde hissettiğimde ona doğru baktım. Şoför bavulumu alacağı sırada annem eliyle adamı durdurup bana baktı ve, "bavulunu al." Dedi ardından önden önden okula girdi. Şoförün arabanın önüne koyduğu siyah bavulun kolunu açtım ve okula doğru sürdürmeye başladım. Annem önden önden giderken ona yetişmek gibi bir uğraşım olmadan ilerlemeye devam ettim. Okulun girişindeki merdivenlere bakındım ve bavulumu hafiften kaldırıp merdivenleri çıktım. Okula giriş yaptığımızda kolidorlarda kimsenin olmadığını görüp dersteler diye düşündüm ve annemin peşinden gittim. Annem kapısının üzerinde 'müdür' yazılı odaya girdiğinde peşinden girdim. Büyük ihtimalle müdür olan kadın, ki o koltukta müdürden başka kimse oturmazdı. Siyah deri dönen sandalyesinde oturuyordu. Masa isimliğinde; müdür, Hestia Light yazıyordu. Saçları bembeyaz omuzlarına kadardı, açık yeşil hatta sarıya kaçmış bile diyebileceğim ve hiç görmediğim bir göz rengine sahipti, Kemerli burnu, ince dudakları vardı ama tatlı birisi gibi duruyordu. Müdür Hestia, gözlüğünü çıkardı ve masaya koydu ardından bana doğru baktığında gözlerimi ayırmadan ona doğru baktım.
"İşlemleri halletin mi?" Diye sordu annem. İlk kez tanıdığı insanlarla ne zamandır bu kadar samimiydi? Kaşlarımı hafiften çatıp anneme sorgular gözlerle baktım. Gözlerindeki ifade değişmemiş, aynı arabada hatta her zaman olduğu gibi ifadesizce bakıyordu.
"Hallettim." Dediğinde gözlerim Müdür Hestia'yı buldu. Annemin tam tersi bir şekilde belki kırgınlık, belki özlem, belki de bambaşka bir şekilde anneme bakıyordu, bu duyguyu anlayamamıştım.
Anneme doğru baktığımda, annem de bana bakıyordu. "Müdürünle konuş, odana yerleş sonra benim yanıma gel." Dedi emir vererek ve odadan çıkıp kapıyı örttü. Müdür Hestia'ya doğru baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL
Novela Juvenil18 yaşındaki, Âsi Fire annesinin kayıt ettirdiği Özel Crawson Hiden Lisesine gider ama bu lise herkesin bildiği sıradan bir lise değildi. Bu lisede sırlar, gizemler ve gizli kimlikler ortaya çıkar. Âsi, bu okulun ve ailesinin gizemini çözerken kaldı...