Merhabaaaaa, normalde başta hiç yazmam ama ufacık bir uyarım olacaktı... Bu bölümü rica ediyorum ki sakin kafayla okuyun, yazarken zorlandığım bölümlerden birisiydi sanırım... İyi okumalar!🕸️
-O bir caniydi ve ben de bir kurbandım.
Anlam vermek istemediğim çok şey oldu bu hayatta, o kadar çok şey oldu ki; bazen anlamadım, bazen ise asla anlamak istemedim.
Korkular, acılar, güzel olmayan her şeyi anlamak istemedim.
Korkular diyorum, acılar diyorum, güzel olmayan her şeyi diyorum.
Anlamam her şeyi çok geç oldu ve ben, anlamadığım daha çok şey varmış gibi hissediyordum. Hislerim de yanılmadığıma emindim.
"Sen," dedim acıyla. "O günlükteki kadın sendin." Annem gülümsedi.
"Evet ve son sayfadaki kız çocuğu da sendin." Başımı iki yana salladım.
"Yalan söylüyorsun, beni kandırmaya çalışıyorsun, ben o yazıyı yazdığımı bile hatırlamıyorum!" Diye bağırdım. Annem güldü.
"Sen neyi hatırlıyorsun ki?" Ona doğru baktım. Hatırlıyordum ben, nasıl unutayım hayatımı? "Sen hayatını çoktan unutmuşsun, Âsi. Hadi ama," dudaklarını öne doğru büzdü. "Hatırlamadığın şeyler hakkında konuşman çok aptalca."
"Ben..." Dedim zorlukla. "Hayır hatırlıyorum. Her şeyi hatırlıyorum, bana oyun oynadığının farkındayım." Dediğimde annem çok komik bir şey demişim gibi kahkaha attı.
"Hadi ama kızım, hiç bir bok hatırladığın yok. Kendini kandırma bu kadar." Elindeki günlüğe baktı. "Acaba senin yazdığın sayfayı polislere versem ne olur?" Başımı iki yana salladım. "Ya da çok sevgili Arın bunları bilse, seni sever mi?" Arın'ın beni sevmemesi mi?
"Hatırlamıyorum!" Diye bağırdım bir anda. Annemin dudaklarına zaferli bir gülümseme peydahlandı. "Duydun mu hatırlamıyorum beynimi yıkadın benim!" Umursamadan onu omuzlarından geriye doğru ittirdim. "Yedi yaşındaki bir kız çocuğu üç kişiyi öldüremez! Sen o çocuğun beynini yıkadın, sen o çocuğu mahvettin! Duydun mu, ben cani değilim!" Annem bileklerimden tutup beni sertçe yere doğru ittirdiğinde, düşmekten son anda kurtulup duvara tutundum.
"İşte, kızım. Sen de benim kadar canisin." Başımı iki yana salladım.
"Ben evladımı öldürmedim!"
"Ben de kardeşimi öldürmedim."
Sustum. Annem oflayıp günlüğün sayfalarını karıştırdı. "Gittikçe bana benziyorsun, bu hoşuma gidiyor." Dediğinde midemin bulandığını hissettim. "Bilinmedik cesetlerin de var mı?" Diye sordu bu sefer. "Bak sana yardım ederim, yakarak öldür mesela bazılarını. Öldürmüşsündür belki de, ki öldürdün." Ona doğru bakıp dişlerimi sıktım.
"Öldürmedim kimseyi!" Bana gülerek baktı.
"Dün gece peki?" Ona sorgularcasına baktım. "O kızı nasıl öldürdüğünü de mi unuttun yani?" Başımı iki yana salladım. Hangi kız?
"Ben kimseyi öldürmedim!" Diye bağırdım.
"Öyle mi? Sırf kız sana benziyor diye öldürmedin mi o kızı?" Günlüğü sertçe kapattı. "Bana müsade."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL
Teen Fiction18 yaşındaki, Âsi Fire annesinin kayıt ettirdiği Özel Crawson Hiden Lisesine gider ama bu lise herkesin bildiği sıradan bir lise değildi. Bu lisede sırlar, gizemler ve gizli kimlikler ortaya çıkar. Âsi, bu okulun ve ailesinin gizemini çözerken kaldı...