Uyandığımda Jeongguk resmen üzerime çıkmış vaziyetteydi. Kendime gelebilmek için birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım ve göğsüme gömülmüş olan bedenin tepesine baktım anlamsız bir şekilde. Sonrasında yaptıklarım aklıma dolmuş, sıkkın bir nefes vermemle göğsüme gömülen kafa biraz hareketlenip boynuma sokulmuştu.
"Uyunsana, Jeongguk, üzerime çıktın, kalksana!"
"Hayatta kalkmam, sen uyumaya devam et."
Bir bacağını bacaklarımın arasına atıp bedenlerimizi iyice kenetlediğinde bıkkın bir nefes verip yeniden itmeye çalıştım. Üfleyip kafasını kaldırmış, kollarımı sıkıca tutup yeniden boynuma gömülmüştü.
"Çişim geldi, kalksana be adam!"
"Şeytanların insanı ihtiyaçları yoktur Taehyung."
"Ne diye ayı gibi uyuyorsun o zaman?"
"Zevk meselesi, uykuyu seviyorum. Patlama be, kalktım tamam, çok hoşgörüsüzsün."
Bedenimden ayrılıp yatağa yattığında dikelip ona döndüm sinirle ama öyle güzel görünüyordu ki bakakaldım.
Yeni uyandığından saçları dağınıktı ve gözleri daha da çekikleşmişti. Üzerine giydiği tişörtü köprücük kemikleri görünecek kadar açılmıştı. Bedenini esnetmeye devam ettiğinde tişörtü sıyrılmış, ince beli ve kaslı karnı da ortaya çıkmıştı ve bu ağız sulandırıcı görüntü karşısında yalnızca yutkundum.
Birlikte olsaydık, benimle olsaydı istediğim kadar sevebilir, özgürce dokunabilirdim.
Aklıma dolan görüntüler ve düşüncelerle kendi kendime irkilip bakışlarımı üzerinden çektiğimde bir süre sakinleşmek için etrafıma bakındım. Ama birden ensemde sıcak nefeslerini hissetmiş, üstüne üstlük belime parmaklarını sarıp nefesini verdiği yere uzun ve ıslak bir öpücük bırakmıştı.
"J-Jeongguk, ne yapıyorsun?"
"Eşime günaydın öpücüğü veriyorum?"
"Öpme beni, uzak dur."
"Taehyung, birbirimize yeteri kadar temas etmezsek ne olur biliyor musun? Dayanamayız, basbayağı dayanamayız. Ya ben seni siker öldürürüm ya da sen beni emerken o kadar haşin davranırsın ki bir taraflarımı koparırsın ve ben kahrımdan ölürüm."
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda o da gülmeye başladı. Salak salak birbirimize bakıp kahkahalar atıyorduk. Ben yavaşça gülmeyi bıraktığımda o da saçlarını karıştırıp tekrardan yatağa yattı ve örtüyü üzerine çekip yastığımı kolları arasına aldı. Tekrar uyuklamaya döneceğini fark ettiğimde göz devirip yataktan kalkmaya davrandım ama bileğime parmaklarını narince sarıp engel oldu.
"Sen de uzansana."
"Gerek yok."
"Taehyung, hala kızgın mısın sen bana? Sen de beni öldürüyordun ben ağzımı açıp bir şey demedim?"
"Kendimde değildim ve bunun sen de farkındaydın. Ama sen bana zarar verdiğinde tamamen kendindeydin ve sikimsonik sebeplerden ötürü yaptın."
"Sikimsonik sebepler? Resmen bana başkalarıyla sikişeceğini söyledin?"
"Hala bu düşüncemin arkasındayım."
"Beni çileden çıkarmaya falan mı çalışıyorsun yine? Öyle yapmak istiyorsan devam et güzelim, doğru yoldasın. Benden başka birine dokunamazsın o anlamda, anlatamıyor muyum sana derdimi?"
"Madem o anlamda dokunamıyorum bile başka birine, canımı acıtmak yerine taşak geçer gibi olsa da anlatsaydın ya aptal iblis. İlla nefesini mi kesmem lazımdı senin? Hem, ne diye bu kadar sinirleniyorsun ki sen? Sana ne lan, zararı bana değil mi?"
