"Allah'ım bitiyor sonunda bu lanet hafta. Bugün son sınav var diye mi bilmiyorum ama daha bir mutluyum." Cenk şakıyarak arkamızdaki Ali ve Melih'e döndü. Diğerleri Cenk ile dalga geçerken bakışlarım sadece sınıftaki beyaz tahtanın üzerindeydi.
Şaşkınlığımı üzerimden atamazken ağzımı da kapatamıyordum. Defne bana sarılmıştı. Hem de kendi özgür iradesi ile sarılmıştı. Ölecektim de son günlerim mutlu geçsin diye mi bunları yaşıyorum Allah'ım? Omzumun dürtülmesiyle kafam dağılsa da hala kendime gelemiyordum.
"Lan! Anıl noluyor, ağzını kapat kardeşim sabah kahvaltısı olarak böcek mi seçtin? Yarım saattir kapatamadın ağzını yine girmişsin triplere hayırdır?" Ali omzumu dürterek konuşurken Cenk ve Melih gülmekle yetinmişlerdi. Ali bazen ciddiyken daha güzeldi, espri yeteneğine tüküreyim senin şakamatik Ali.
"Ölecek miyim lan ben? Ondan mı bu günlerim güzel geçiyor." Arkamı dönerek içimdeki soruları yöneltmiştim bana garip garip bakan üçlüye. "Kardeşim ben artık İnci teyzeyle konuşacağım haberin olsun. Bari okula gelmeden önce kullanma her ne kullanıyorsan. Hani sende fazla kafa yapıyor çekilmiyorsun ondan diyorum." Melih onaylamaz sesler çıkararak dalga geçerken arkamdan gelen sesle duraksadım "Ölmüyorsun Anılcım, merak etme. Hatta ileriki zamanlarda daha bir canlı olacaksın gibi geliyor bana." Yeşim gülerek benimle dalga geçerken Esin ile sınıftaki yerlerine yürüdüler.
"Bakın ben bu iki siyam kedisinden sıkıldım. Her yerden çıkıyorlar anlamıyorum Defne mi bunlara bir şey anlatıyor da bunlar..." anlık sinirimin geçip aydınlanma yaşamamla sözümü kestim. "Siktir... Defne onlara bir şeyler anlatıyor değil mi? Onlar her şeyi biliyor... Bunu kullanmam gerek." Kendi kendime aydınlanırken Cenk'in "Tabi efendim." Diye dalga geçmesini görmezden geldim. Yok, sorun Ali'nin şakamatikliği değil benim arkadaş grubumun zeka seviyesinde.
Hocanın içeri girmesiyle önüme döndüm. Defne bana sarılmıştı lan! Ölsem bile en mutlu ölen olarak rekorlar kitabına girerdim. Dersler birbirini kovalarken sınava girmiştik. Sabahki gamzelimin verdiği güzel hediyeden dolayı sınavım güzel geçmiş, onu görme isteğim kabarmıştı.
Öğle arası için kantine inerken Melihlerin oturduğu masaya yöneldim. Yan tarafların da oturan Yeşim ve Esin'i görmemle hızlıca yönümü değiştirmiş ve onların masasına oturmuştum. Bana anlamsız bakışlar atan üçlüyü de çağırıp karşımdaki iki siyam kedisine baktım. "Canım, mükemmel sosyallik ve popülariteye sahip arkadaşlarım nasılsınız?" Yeşim ve Esin ellerindeki yemeği beni umursamadan yemeye devam etseler de ben konuşmamı sürdürdüm. "Defne gelmeyecek mi yemeğe?" Dedim.
Sabahki sarılma yetmemişti, doyamamıştım güzel yüzüne, bal gözlerine, gamzelerine, en önemlisi kokusuna. "Ya annesi sınavdan sonra eve çağırdı. Bende tam bilmiyorum ne oldu ama telaşlıydı baya." Esin canı sıkkın bir şekilde konuşurken yanımıza üç sandalye çekilmiş ve bizimkiler de gelmişti.
"Ne oldu ki acaba? Kötü bir şey olmamıştır değil mi?" İçimde büyüyen endişelerle Esin'e, kafamda dönüp duran soruları yönelttiğimde göz devirerek sesini yükseltti "Bilmiyoruz dedik ya Anıl." Hepimizin bakışları ona dönerken Yeşim "Sakin ol hayatım." Dedi.
"Uf! Sakin olamıyorum ki Yeşim. Gelmiş bir de böyle pişkin pişkin konuşuyor. Yani sen kimsin? Tamam, hislerine saygı duyarım ama o konuşma şekline saygı duyamam." Esin'in yükselmesini dinlerken şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim.
Yanlış bir şey mi demiştim ki?
Çokta pişkin konuşmamıştım oysa.
Pişkince nasıl konuşulur onu bile bilmiyordum.
"Bir sorun mu var Esin?" Cenk merakla sorarken Ali kaşları çatık dinliyordu bizi. "Sorma Cenk, bir tane çocuk var sabah sabah sinirimi bozdu. Zaten sınavlar falan sinirlerim bozuk bir de gelmiş bana salak salak tekliflerde bulunuyor." Merakım gittikçe artarken Melih de bana katılmış ve "Daha düzgün anlatsana şunu Esin." Demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Sen
RomansaYapabilecek miyim bilmiyordum ama sevdiğim kızın kalbine dolmak istiyordum. Onun güzel gözlerinde kendimi görmek, güzel kokusunu ardından değil saçlarından solumak istiyordum. 'Yapacağım' dedim içimden bu sefer sadece aklımda olmayacak kollarımın ar...