Her şey bitmişti. Ölüm oyunu. Kurtulmuştuk bu beladan da. Şimdi yenileri var sırada...
***
Sabah kalktım. Biraz erken uyanmıştım. Bilerek olmadı kesinlikle. Bugün pazartesi lanet günler. Hızlıca hazırlanıp okula gittim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Okula girdiğimde Scott ile karşılaştım. Stiles da yanındaydı.
E: Hey, çocuklar!
Yanlarına gittim. Gülümsüyorlardı.
E: Noldu?
Ss: Bir şey yok.
E: Emin misiniz?
Sm: Evet, sadece bugün mutlusun. Bu çok güzel.
E: Evet, ama şimdi derse gitmezsek öyle bir mutsuzluk yaşayacağız ki.
Üçümüzde güldük. Sınıfa doğru yol aldık. Girişte Liam ve Hayden vardı.
Liam Hayden'la çok ilgileniyor gibiydi. Onlar da tanışıyorlarmış sanırım. Ben çıktıktan sonra Liam'ı o sınıfa almışlar. Bilmiyorum çünkü umrumda değil.
Girişi kesiyorlardı. Yani geçemiyorduk. Öksürdüm. Hayden beni yani bizi görüp kapıdan çekildi. Scott ve Stiles geçerken Liam'la selamlaştılar gibi bir şey oldu.
Bense yüzüne bile bakmadan kafamı eğip geçecektim. Kendimi ondan uzaklaştırmam lazımdı. Tek taraflı aşk saçmalığını bırakmam lazımdı.
Tam geçecektim ki geçerken Liam kolumu tuttu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
E: Noluyo ya?
L: Asıl sana noluyo?
E: Liam iyi misin? Geçmeye çalışıyorum.
L: Neden benimle konuşmuyorsun? Son zamanlarda hiç konuşmadın.
E: Bir şeyden değil, vakit yok.
L: Peki şu an?
E: Derse geçeceğiz.
Liam çatık kaşlarla bana bakıyordu. Sıktığı için kolum acıyordu. Aslında çok sıkmıyordu ama uzun süredir tuttuğu için kan gitmiyor artık.
Kafamı eğip koluma baktım. Oda eline baktı.
E: Liam bırakır mısın artık?
L: Özür dilerim.
Kolumu bıraktı ve kapıdan hızlı bir şekilde geçtim. Gidip en arka sıraya oturdum. Bu çocuk bana ne yapmaya çalışıyor? Ona aşığım ama bu böyle olmaz.
Bir yakın, bir uzak, bir sıcak, bir soğuk ben nasıl davranacağımı bilmiyorum. Sinirden gözüm dolmuştu.
Sm: El, El!
Sm: Elizabeth!
Hızla kafamı kaldırdım. Scott ve Stiles tamamen bana dönmüştü.
