8.

371 17 2
                                    

Hep birlikte veretinlere gitmiştik. Orda buluşacaktık. Biz erken gitmiştik. Ordan oraya gidiyordum. Asla durmuyordum. Sürekli saçımla ya da elimle oynuyordum.

L: Bir iki dakika oturmayı dener misin?

E: Oturunca ne olacak? Aynı.

Kapı açıldı. Derek geldi. Koşup kapının önüne gittim. Kapıda peri tozu vardı. Yani Derek içeri giremezdi.

E: Stiles bozar mısın şunu?

Stiles gelip eliyle bozdu. Derek içeri girdi. Sonra tekrar kapattı.

Sm: Şimdi ne yapacağız?

D: Önce Elizabeth rüyayı anlatsın.

Rüyamı baştan sona, her ince ayrıntısına kadar anlatmıştım.

D: İki haftadır derken? Her uyuduğunda mı yoksa sadece geceleri mi?

E: Her uyuduğumda.

Derek tezgaha yaslandı.

Dh: O zaman öğrenmek için uyumana ihtiyacımız var.

E: Bilmiyorum, Lydia kitabı almış mıydın?

L: Evet.

E: Verebilir misin bir?

Lydia kitabı bana uzattı ve aldım. Elimi kitabın kapağında gezdirdim. Çok değişik bir kitap. Ayrıca hepimiz telefonlarımızı tezgahın üstüne koymuştuk. Belki ararlar diye. Kitabın kapağını açtım.

Lm: Neye bakıyorsun?

E: Bu kitapta sadece doğaüstü bilgileri mi var?

Lm: Evet.

Arka sayfalara doğru gittim. Bir sayfa gözüme çarptı ve okumaya başladım.

E: Burda bir şey var.

Herkes yanıma geldi. Kitabı masanın ortasına koydum.

Ss: Sesli oku.

E: "Genelde haberci rüyalarda görünen şeyler ve anlamları. Taş; İyi bir haber."

Sm: Rüyanda taş var mıydı?

E: Hayır.

Biraz daha bir şeyler okudum. Benim rüyamla ilgili hiç bir şey yoktu. Kitabı elime aldım. Arka sayfalara da baktım. Ama hiç bir şey yoktu.

Sertçe kitabın kapağını kapattım. Alıp diğer tezgahların üstüne fırlattım. Bir şeyler düştü. Sinirden köpürüyordum. Hızla dışarı çıktım. Arkamdan kapıyı çarparak çıktım.

E: Yok işte! Yok!

Gözümden bir damla yaş aktı. Hemen sildim. Ama hala akıyordu. Liam hemen arkamdan geldi.

L: Elizabeth?

E: Yok Liam, yok. Hiçbir yerde yok. Sıkıldım bunlardan artık.

L: Tamam, haklısın. Ama emin ol çözücez bunu. Her şeyi çözdüğümüz gibi, bulucaz rüyanın anlamını.

E: Yapamıyorum, babamın sözünde duramıyorum. Güçlü olup ayakta duramıyorum. Kahretsin ki yapamıyorum!

L: Her zaman ayakta olmak zorunda değilsin, kimse değil. Ağlamak zayıflık mıdır ki sence? Herkesin insan olduğu gibi sende insansın, öyle olmak zorunda değilsin.

Liam'ın söyledikleri gerçekten motive edici şeylerdi. Ama şu an benim tek istediğim her şeyin bitmesiydi, her şeyin.

Bu arada bir şey fark etmiştim. Liam bu aralar benimle çok ilgileniyordu. Belki de Scott bir şey demiştir.

𝐀𝐫𝐞 𝐖𝐞 𝐓𝐨 𝐘𝐨𝐮𝐧𝐠 𝐅𝐨𝐫 𝐓𝐡𝐢𝐬?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin