𝐀𝐫𝐞 𝐖𝐞 𝐓𝐨 𝐘𝐨𝐮𝐧𝐠 𝐅𝐨𝐫 𝐓𝐡𝐢𝐬?

7.

*Elizabeth'den*

Öylece oturmuş Liam'a sarılıyordum. Neden burda olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama şu an tek ihtiyacım olan bu çocuktu.

Gözyaşlarım Liam'ın omzunu ıslatıyordu. Bir süre sonra ayrıldım. Gözümde ki yaşları sildim.

L: İyi misin?

E: Bilmiyorum, sen ne yapıyorsun burda? Evimde?

L: Scott korkmuş tek olmandan. Gider misin dedi, geldim. Habersiz oldu özür dileriz.

Önemli değil manasında kafa salladım. Derin Derin nefesler alıyordum. Liam öylece bakıyordu.

L: Ne gördün? Rüyanda?

(Elizabeth)

L: Hey , hey sakin ol. Ağlama güzelim, anlat.

Kafamı iki yana salladım. Liam komidinde ki sürahiden su doldurup bana içirdi.

L: Tamam, dur şimdi. Yat dinlen, yarın hep birlikte konuşuruz.

Liam beni yavaşça yatağa geri yatırdı. Üstümü örtüp yatağımın ucunda ışığı kapattı.

*Liam'dan*

Işığı kapattım. Kapıyı kapatıp salona geçtim. Telefon çaldı. Benim ki değil Elizabeth'in ki. Bilinmeyen numara. Hemen telefonu alıp açtım.

L: Efendim?

Aynıydı boğuk ses. Hışırtı sesleri. Saçma sapan şeyler. Biraz daha dinledim sesleri. Arkada bir ses vardı. Birisi bir şey söylemeye çalışıyor gibiydi.

Normal bir insanın duyabileceği bir seste değil. Kurt adamın duyabileceği seste. Biliyor..

Biraz sesleri dinlemeye çalıştım. Ama sürekli kesiliyordu. Yani ses kesik kesik geliyordu.

X: Y-a-k-ın-da... E-Elizabeth.

Telefonu kapatıp koltuğa fırlattım. Of of. Ne bu şimdi? Tek net bir şey duymuştum. Elizabeth... Tehlikede miyiz?

*Elizabeth'den*

Sabah kalktım. Dün... Yine aynı rüyayı görmüştüm. Liam?!? Hala burda mıydı? Hazırlanıp aşağı indim.

Liam salonda yoktu. Gitmiş miydi? Gitmiş olamaz.

E: Liam?

Camdan dışarı baktığımda Liam'ın dışarıda olduğunu gördüm. Hızlıca yanına gittim.

E: Liam? Ne yapıyorsun burda?

L: Uyanmanı bekliyordum.

E: Gidelim mi artık?

L: Olur.

E: Eşyalarımı alıp geliyorum.

Kafa salladı. İçeri girip anahtarımı aldım. Telefonu cebine attım. Arabanın anahtarını da aldıktan sonra kapıyı çekip çıktım. Liam'ın yanına gittim. Arabaya bindim Liam da bindi.