15.

267 12 6
                                    

"Scott'dan"

Elizabeth hala ortada yoktu. Liam iyice kötüleşiyordu. Ne ağzına yemek sürüyor ne de uyuyordu. Öylece oturuyordu.

Sm: Liam, biraz yemek yemeyi denesen? Yorgun düşeceksin.

L: İstemiyorum.

Lydia da aynıydı. Lydia ağlıyor ve ağlamasını durdurmuyordu. Malia ona destek çıkmaya çalışıyordu.

Ben ya da diğerleri de endişelenip korkuyorduk. Ama bir Liam ya da Lydia değildi kimse.

Liam'ın 5 dakika da bir gözleri doluyordu. Ama ağlamıyordu. Gözlerinde ki yaşlar ya akıp gidiyor ya da akmıyordu.

Elizabeth bize yerini bildirmek için kükrerdi. Ama kükremiyordu. Hiç bir ipucu yokken kendimizi avutmak bile mümkün değil.

Keşke elimden bir şey gelse. Onsuz yaşamak gerçekten herkes için zor. Dayanamayıp dışarı fırladım.

Ld: Scott! Scott bir şey mi duydun!

Liam peşimden çıktı ve diğerleri. Etrafa baktım. Evinin etrafı ormandı. Zaten buralarda pek ev yok. 

Ormanın içine doğru koştum. Liam peşimden koştu. Ne olursa olsun herhangi bir ipucu bulmak istiyordum. Her ne olursa olsun. Belki bulurum.

"Elizabeth'den"

E: Scott lütfen, bul artık beni!

İçeri Tyler ve diğerleri girdi.

T: Hala mı aynı şey? Dünden beri bağırıyorsun, kimse seni düşünmüyor işte. Yoksa çoktan bulmazlar mıydı seni?

E: Yalan söylüyorsun!

T: Yalan söylüyorum, sen kendini avut böyle. Kimse seni aramıyor!

Sabah olmuştu. Gece boyunca bağırıp ağlamıştım. Ama hala beni bulamamışlardı. Nerde olduğum hakkında bir fikrim yoktu.

T: Şimdi dün denediğimiz şeyi tekrar deneyelim, Scott Mccall hakkında ne biliyorsun?

Cevap vermedim. Yüzlerine boş boş bakıyordum. Kimse umrumda değildi. Bana ne yaparlarsa yapsınlar. Ama Scott ve diğerlerine dokunmalarına izin veremezdim.

T: Soruyu cevapla.

E: Hayır.

T: Hala fazla cesaretlisin, anlamadın mı güçsüz olduğunu?

E: Bırakın artık beni!

T: Scott Mccall hakkında ne biliyorsun!

E: Size hiçbir şey söylemeyeceğim! Gerekirse öldürün! Umrumda değil!

Tyler sakin kalmaya çalışıyordu. Ben hiç sakin değildim. Panik atağım kendiliğinden gece geçmişti. Şu an tekrar mı oluyordu, bilmiyorum.

T: Peki o zaman soruyu değiştireyim. Biraz da sinir hastası sevgilinden bahsedelim mi? Neydi adı? Liam Dunbar.

E: Hayır! O olmaz! Ona dokunmaya bile kalkışmayın!

T: Kime dokunup dokunmayacağımızı bilmeyeceksin Elizabeth. Sen burda sessizce oturuyor olucaksın.

E: Hayır! Hayır!

T: Ya sen kendi isteğinle söylersin, ya da ben zorla öğrenirim.

Şimdi kafama dank etmişti. Bunlardı. O yatağımın başında duran süsü alan.

E: Sizdiniz, süsü alan. Clara'nın peşinde falan da değildiniz, başından beri bendim. Tabi ya, nasıl anlamadım!

T: Bingo! Ne zaman anlayacaksın diye bekliyordum.

𝐀𝐫𝐞 𝐖𝐞 𝐓𝐨 𝐘𝐨𝐮𝐧𝐠 𝐅𝐨𝐫 𝐓𝐡𝐢𝐬?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin