on yedi

33 0 0
                                    

Guzel bir bolum olmasi dilegi ile hadi bismillah

🍾

Gördüğüm rüyadan ilkilerek uyandığımda Cedric'in oda da olmadığını gördüm. Telaşla odanın içini aramağa başladığımda hiç bir yerde bulamıyordum. İstemsizce gözümden akan yaşlara engel olamıyordum. Gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamam ve onu da kayıp etme korkusu bütün benliğimi sarmıştı. İnsanlara göstermekten kaçındığım ağlamamı durdurmağa çalışarak odadan çıkmıştım.

En çok gitdiğimiz yerlere baktıktan sonra onu hiç bir yerde bulamayıp en son seçeneğim olan kütüphaneye gitmiştim. Hep oturduğumuz yerde oturup kahve içerek ders çalıştığını gördüğümde içim birden rahatlama hissi kaplamıştı. Koşar adımlarla yanına gitdiğimde beni fark etmiş, ayağa kalkmıştı. Hiç durmadan ona sarıldığımda ne olduğunu anlamaz gözlerle bana bakmış, sonra o da kolları ile beni sarmıştı.

"Ne oldu Aly? İyimisin?" demişti endişeli gözlerle benden ayrıldığında. "Kabus gördüm. Senide bulamayınca bir şey olduğunu sandım." dedim oturduğu sandalyenin yanındaki sandalyeye oturduğumda o da kendi yerine oturmuştu. "Ne çalışıyorsun?" demiştim önündeki notları incelediğimde. "Yumurtada ne olduğunu çözdüm. Sonra ki görev Karagölde. Suyun altında 1 saat kalacağız ama ne yapacağız bilmiyorum. O zamana kadar nefes almamı sağlayacak bir şeyler bulmalıyım." demişti bana bakarken. Biraz düşündükten sonra "Kabarcık-kafa büyüsüne ne dersin?" demiştim. "Oldukça zekice." demişti yüzüme gülümseyerek baktığında. Benbde onun gibi güldüğümde ikimizde odamıza gidip üstümüzü değiştirmiş, daha sonra öğlen yemeği için Büyük salonda buluşmuştuk.

"Yapışmış ikizler geldi!" demişti Ron bize bakıp gülerek. Diğerleride ona katıldığında "Geçin siz dalganızı geçin." demişti Cedric'te onlara bakarken. "Hatta bu gün Hufflepuff masasında yiyeceğiz biz siz rahatınıza bakın." demiştim Cedric'i onların masasına götürürken. Cedric ne olduğunu anlamaz gözlerle beni takip ederken "Neden Hufflepuff masasında yemeği kabul etdin?" demişti. Cevap olarak "Farklılık olsun diye" dedim. Ben önde ilerlerken o önüme geçip beni arkadaşları olan yere getirmişti. Durmstrang öğrencilerinin bir kısmıda Huff masasına yerleştirilmişti. Bu yüzden sıklık vardı ama arkadaşlarının yanında 2 kişilik yer vardı.

Geçip oturduğumda Cedric'te yanımda oturmuştu. Onlar sohbet ederken bende onları izliyordum. Yanımdan birisi "Merhaba. Ben Yuri İliç." demişti. Cevap olarak "Bende Alyssa Riddle." demiştim. Cedric kafasını çevirip bir kaç saniye çocuğu süzmüş, daha sonra yanağımdan öpüp önüne dönmüştü. "Erkek arkadaşın galiba." demişti anlamadığım bir ifadeyle bana bakarken. "Evet." dedim kestirip atmak istercesine. Yuri ile konuşmaktan sıkıldığımda masanın geri kalanını süzmüştüm. Kızların neredeyse beni dövecekmiş gibi olan bakışlarını üstümde hissetdiğimde gülüp önüme dönmüştüm.

Her kesin bizi kıskanması hoşuma gitmişti çünki kıskanmakla kalacaklardı. Yemekler önümüzde belirdiğinde yemeğe başlamıştık. Düne kıyasla bu gün ikimizde daha iyiydik ve iştahımız vardı. Ben yine domates çorbası ve balkabağı suyu içmiştim. Cedric Qudditch antremanı olduğunu söylemişti. Bende ödev yapacağımı, o yüzden kütüpheneye gideceğimi söylemiştim.

</>

Yaklaşık 2 saatdir bitmeyen haftasonu ödevlerimi bitirmek üzereydim. Birden yanımda bir haraketlenme oldu. Kafamı çevirip baktığımda öğlen yemeğinde konuştuğum çocuk - Yuri olduğunu gördüm. "Bir daha selam Alyssa." demişti yüzüme gülücükler saçan bakışlar atarken. Ortamdan hemen uzaklaşmak istediğim için eşyalarımı topladığım esnada "Selam." demiştim. Her şeyimi toplayıp kütüphaneden çıktığımda oda arkama takılıp benim tempime uymağa çalışıyordu. "Diyorum ki aslında bir birimizi tanımağa fırsatımız olmadı." demişti nefes nefese arkamdan koşarken. "Seni tanımağa ihtiyacım yok. Beni tanımak istemezsin bence." demiştim tahammülsüzce.

𝘖𝘯𝘭𝘺 𝘺𝘰𝘶 𝘮𝘺 𝘨𝘪𝘳𝘭, 𝘖𝘯𝘭𝘺 𝘺𝘰𝘶 𝘮𝘺 𝘥𝘢𝘳𝘭𝘪𝘯'..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin