Gecek bakak✨️
Bu gün 24 hazirandı. Her kesin içinde korku ve heyecan vardı. Özellikle şampiyonların.
Sabah kalktığımızda Draco ile hazırlanıp aşağıya inmiştik. Siyah bolpaça kot pantolon ve uzun kolsuz tshirtimi giyinmiştim. Saçlarım salıktı. Sadece rimel, gloss ve parfum kullanmıştım. Kahvaltıda Cedric'in neredeyse yerinde oturamadığını görmüştüm. Sadece bir kaç parça bir şey yemişti.
Kahvaltımı bitirip yanına gitmiştim. Yanağından öpüp "Sakinleş biraz." demiştim. Yüzüme tedirginlikle bakarken "Nasıl sakinleşeyim ölüyorum heyecandan!" demişti. Ben onu rahatlayıp hava alması için bahçeye çıkarıyordum. O da nefesini düzene sokmağa çalışıyordu. Birden dönüp yüzüme "Ya kötü bir şey olursa? Ya ölürsem ya da ölürsen?" demişti. Gözlerimi sonuna kadar açıp "Saçmalama kötü bir şey olmayacak. Baban da gelecek ve ben de burada olacağım. Kimseye bir şey olmasına izin vermem." demiştim. Bahçeye çıktığında olduğu yerde zıplamağa başlamıştı. Ona anlamaz gözlerle baktığımda "Bu heyecanı atmam gerekiyor!" demişti. Gülüp "Sakinleş Ced. Bir şey olmayacak." demiştim belki 1000-ci defa. Sonunda otluğun üzerine uzandığında ben de yanına uzanmıştım. Bana yine tedirgince bakıp "Bana rahatlayacağım bir şey söyle lütfen!" demişti. Susmayıp "Karnımdaki kramplar asla çıkmıyor!" diye devam etmişti.
Uzandığım yerden kalkıp oturduğumda "Gözlerime baka bilirsin." demiştim. O da benim gibi oturup "Zaten onlarla nefes alıyorum şapşal" demişti. Gülerek "Toparlan Ced. Sen de böyleysen vah bizim halimize." demiştim. Anında yüzünü düzeltip her zamanki gülücükler saçan suratını takınarak "Tamam keyfim yerine geldi." demişti. Daha sonra elimden tutup beni kaldırarak bahçenin yanındakı taşlığa getirmişti. Parmaklıklardan sallanıp sonsuz manzaraya bakmağa başladığında bende onun gibi parmaklıklara yakınlaşmıştım. Sessizliği bozup "Olur da bana bir şey olursa," gözünü kapatıp devam etmişti "Geçmişte takılıp kalma Aly. Unut beni. Hayatına devam et. Başka birisini sev." demişti. "Sana bir şey olmayacak. Ben yaşadığım sürece kimse sana bir şey yapamayacak. Bize bir şey yapmak için ölü bedenimi çiğnemeleri gerekecek." demiştim.
Gözünü yine sonsuz manzaraya diktiğinde "Korkuyorum. Çok korkuyorum. Belki önceki oyunlarda bir şey olmadı ama bu yeni oyunda da bir şey olmayacağı anlamına gelmiyor." demişti. Yanıma gelip beni kendine doğru çevirip taş parmaklıklara yaslayarak elimi tutduğunda ellerimize bakıp "Bana da bir şey olacak gibi geliyor. Ama ola bildiğince yanında olmağa çalışacağım. Belki zihnine girerim yada başka bir şekilde bir şeyler yaparız bilmiyorum. Ama kazanmasan bile geriye döndüğünde yaşıyor olmanı sağlayacağım." demiştim. Beni kendine çekip sarıldığında "Hile yapmak yok. Zihnime girmene de gerek yok. Kazanıp kupa ile yanına geleceğim. Sende babam da benimle gurur duyacaksınız." demişti. Kaşlarımı çatıp "Zaten seninle gurur duyuyoruz Ced. Her halinle. Zaferinle de, yenilginle de gurur duyuyoruz, gurur duyuyorum." demiştim. Sesi titremeye başlarken "Ama annem duymuyor." demişti. Saçlarını okşayarak "Ben annenin yerinede gurur duyuyorum." demiştim. Ayrıldığımzıda gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle silip yanağıma öpücük kondurmuştu.
{♡}
Neredeyse 10 dakika sonra Üçbüyücü turnuvasının üçüncü oyunu oynanılacaktı. Şampiyonlar arenaya çıkmadan önce tribünlerin altındakı bekleme odasındaydılar. Bende Cedric'in biraz sakinleşmesi için yanındaydım. Odanın içini gergince turladığında bende duvara yaslanıp onu izliyordum. Sakinleşemesi için yanına gidip ona sarılmıştım. Sarıldığımız anda önümüzde bir flaş parlamıştı. İkimizde ayrılıp flaşa taraf baktığımızda Rita "Genç aşıkların kaçamak aşkı!" diyerek yanımıza gelmişti. Bana yakınlaşıp saçlarıma dokunarak "Güzeller güzeli Alyssa," Cedrice dönüp omzunu omzuna yaslamak isterken onu arkaya çektiğimde "ve beyaz atlı prensi Cedric." diye devam etmişti. Kızgın gözlerle Rita'ya baktığımda "Yoksa kıskanç Alyssa mı demeliydim? Sahiden, senin soyadın neydi Alyssa?" demişti. Gözlerimi devirip cevap vermek istediğimde Cedric "Alyssa Tom Riddle." demişti. Rita korkuyla arkaya çekilerek "Sen onun kızı mısın?" demişti. Sinsice sırıtarak "Ta kendisiyim." demiştim. Telaşla Odadan çıktığında ikimizde kahkahalara boğulmuştuk. Daha sonra içeri Amos Diggory girmiş, Cedric ile sahaya çıkmıştı. Bende tribünlere çıkıp Draco ve Matteho'nun yanında yerimi almıştım. Bütün şampiyonlar sahaya çıktığında Cedric'e son defa güven dolu bakışlarla bakmıştım. Bana bakıp güldüğünde labirentden içeriye girmişti. Dumbledore ve bay Diggory de tribünde yerini aldığında hepimiz beklemeğe başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘖𝘯𝘭𝘺 𝘺𝘰𝘶 𝘮𝘺 𝘨𝘪𝘳𝘭, 𝘖𝘯𝘭𝘺 𝘺𝘰𝘶 𝘮𝘺 𝘥𝘢𝘳𝘭𝘪𝘯'..
FanfictionÖzgürdüm, ama bir yandan da değildim. Kim olduğumun farkına bile varmamışken, sana nasıl aşık oldum ki ben? Cedric Diggory fanfiction kitabı. baslangiclar biraz enayi isi