"bak Jisung, ben o herifin ne bok olduğunu gayet iyi biliyorum"
"Anlıyorum Soyeon, ama kanıta ihtiyacımız var. Dediklerin doğrultusunda birçok şey deniyorum ama bana yardımcı olmuyorsun. Bu Bay Song nerelerde gezer, hangi insanlarla takılır? Bu davayı istiyorsun değil mi, bana ayak uydur o hâlde" Nefes vermiş ve geri yaslanmıştı alımlı genç, bacak bacak üzere atıp elini dizinin üzerine konumlandırdığında bileğinden şık saatinin akrep ve yelkovanına baktı. Çoktan akşam üstü çökmüştü, birkaç evrağı karıştırırken kenarda telefonuyla ilgilenen en yakın arkadaşı ve biricik iz sürücüsü Hwang Hyunjin'e seslenmişti "Hwang, sana göre bir planım var" Telefonu aniden bırakıp gözlerini; kendisine bakan oğlana değdirmişti Hyunjin, uzun kahverengi saçlarını tek eliyle geriye taramış ve dudağını ısırmıştı heyecanla
"Sürtük avı mı? Bayılırım.."
"Aynen öyle" demişti Jisung hafif bir kıkırtı dudaklarından firar ederken, parmakları arasındaki şarap bardağı da gülerken sarsılan boğumları arasında titriyordu usulca "Uzun zaman oldu yapmayalı" Soyeon olayı kavramaya çalışırken, Hyunjin tatlı bir sırıtışla sırtını koltuğa doğru vermişti. Sonunda hoşuna giden dosyalardan birine yönelik çalışacaktı. Memnundu halinden "Hmm, ama hiç bir bilgim yok herif hakkında. Nerelerde gezer, ne sever, hangi tiplerden hoşlanır falan.. yardımcı ol bebeğim" Kahverengi tutamlarını kulakları arkasına iterken söylemişti bunu uzun boylu oğlan. Onu dinleyen arkadaşı karşısında oturan sarışın ve güzel müvekkiline doğru ilerlemeye başlamıştı ayaklanarak, anlamadığını biliyordu. Açıklayacaktı "Burda devreye sen giriyorsun Soyeon"
"Tam olarak ne yapacağız?"
"Çok basit" Alımlı oğlan; adımları müvekkilinin koltuğunun başında durduğunda başlığa elini yaslamış ve kadının üzerine doğru eğilmişti hafifçe, şeftalili parlatıcısını sürdüğü dudaklarını dişleri arasına almış ve birkaç düşünen mırıltı çıkarmıştı ardından. Fikri aklında topluyordu "Hyunjin, işte o ona yakınlaşacak ve biz ikisini güzel bir şekilde fotoğraflayarak her şeyi kanıtlayacağız. Eğer Bay Song gerçekten erkeklere ilgi duyuyorsa tuzağımıza düşer zaten. Hwang Hyunjin'in cazibesine hiçbir gay karşı koyamaz ne de olsa" Hyunjin arkadaşının sözlerine karşın gülerken masanın üzerindeki kırmızı şarabını kavramış ve bardağıyla beraber siyah saçlı avukatı işaret ederek konuşmuştu "O tam bir şeytan, işini bilir"
"Fikir harika, ama bir sorun var Jisung"
"Nedir o?" Siyah saçlı oğlanın ilgili sesini duymasıyla bacak bacak üstüne attığı ayağını yere basmış ve kalkmıştı sarışın kadın. Üzerine geçirdiği kırmızı ceketinin yakalarını düzeltirken kurnaz bir gülümseme kaplamıştı yüzünü, onun da Jisung'tan kalır bir yanı yoktu elbette "Mingi piçinin tipi sen değilsin Hyunjin'ciğim, çok yakışıklı olsanda. Aradığı şeylerin nasıl olduğunu biliyorum, minyon tip, ince bacak ve ince bir bel, belki biraz da ona nazlanacak aptal ve masum bir oğlan. Sana kanacağını sanmıyorum yani" Ardından kadının siyah irisleri önünde durmuş: özenli kış kombiniyle ona bakan avukat oğlanı bulmuştu. Süzmüştü onu, zarif bir çocuktu Jisung. Karşı konulmaz olması da yeni bir gerçek olamazdı ya "Ama Jisung, sen onu baştan çıkarabilirsin. Geçen detayları konuşmak için eve geldiğinde sana olan bakışını gördüm, Mingi her zaman erkek tutkunu olmuştu. Yapabilirsin, ve bizde o gereksizin donuna kadar alırız, hem de oğlum Jae'yi ondan kurtarırım. Ne de olsa mahkeme sürecinde çok yüz yüze geleceksiniz değil mi? O baya salaktır. Anlamaz amacımızı. Sonra da şampanyalarla jakuzi partisi yaparız. Harika olmaz mı bebeklerim?"
"Siktir, fena fikir cadı!"
Hyunjin heyecanla ellerini çırpıp Soyeon'un üzerine atladığında Jisung krem rengi paltosunu kollarından sıyırmış ve sakin bir havayla koltuğun üstüne atmıştı, işler ciddileşiyordu. Kalçasını koltuğun başlığına yaslarken birbirine sarılarak heyecanla konuşan ikilinin ilgisini çekmek adına boğazını temizlemişti. Ben de burdayım demenin farklı yoluydu bu "İyi hoş konuşuyorsunuz ama, hem Lee Minho bu hamleyi çoktan öngörmüştür, hem de benim bir sevgilim var farkındaysanız" Soyeon kolları arasında sıktığı bedeni aniden bıraktığında afallayan Hyunjin masanın kenarına tutunmuştu düşmemek adına. Kadın kaşları çatılı olarak; avukatına, avukatından öte en yakın arkadaşına bakarken üniversite zamanlarında yaptığı gibi bacağını ileri geri savurmuştu, bu onun 'laflarını beğenmedim' hareketiydi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Lawyer / minsung
Fanfiction"Duyduğuma göre Han Jisung hiç dava kaybetmemiş" "oldukça özgüvenli değil mi?" "O küçümseyici bakışın altında tam bir deha yatıyor" "Han Jisung asla kaybetmez"