"Han, uzun zaman oldu"
Kızlardan biri yavaş ve dengeli adımlarla eski dostuna yaklaşırken ona doğru uzattığı eliyle selamlamıştı onu, kibar bir jestle onun parmaklarını kabul eden alımlı avukatsa yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirmiş haldeydi. Az önceden beri bir sürü insanla uğraşmıştı, yorgundu "Öyle oldu" demişti yalnızca. Buradaki kimseyle ilgilendiği yoktu, yalnızca adından bahsettirmek adına geldiği bir yerdi. Yeterince bahsettirmişti de, pes etmediğini herkes görsün istiyordu Han Jisung, kanıtlamak istiyordu. Karşısındaki kadın ona birkaç şeyden daha bahsederken o yalnızca parlak dudaklarını dişleri arasında sıkıp ara ara bırakıyordu ve gözlerini kırpıyordu devam etmesini söyler gibi. İlgili gibi gözükmek istiyordu aslen, kurallardan biri de buydu; herkese karşı özenli gözükmek, prestijin adımları zor ve kaygandı "Neyse, o hâlde konuşuruz yine değil mi? Özlemişim" Kız başını eğip nazik bir selam verirken, bileğindeki metal kelepçe bilekliği oynatmış ve başını eğerek aynı şekilde selamlamıştı kızı; Jisung
"Elbette"
Asla
Arkasını dönüp nefes almak adına kalabalıktan bir iki adım uzaklaştığında ortamda çalan slow şarkıdan olsa gerek dans eden çiftlere yargılayan gözlerle bakmadan edemedi. Hiçbiri hareketleri düzgün yapamıyordu, buna rağmen nasıl böyle eğlenebiliyorlardı ki? "Ah, eğitimsizlik" demişti bıkkın ve sessiz bir tonda. Alımlı avukat omuzlarını dikleştirdi ve bakışlarını tanıdık ortamdaki insanlarda gezdirmeye başladı. Durduğu yerde kendisine uzatılan beyaz bir şarabı kavradı ve parlatıcısını bulaştırmayı umursamadan bir yudum aldı ondan, yalnızca düzgün bir vals arıyordu. Ayakların ve ellerin uyumu çok önemliydi "Aradığımı buldum sanırım" biraz uzağında olan ve uyumlu bir şekilde kolları arasındaki genç avukata yön veren Minho, şimdi güzel avukat Han Jisung'un odağıydı. Kumral oğlanın parmakları eşlik ettiği avukatın parmaklarını terk ederek belini kavradığında Jeongin'in de kolları onun boynuna doğru sarılmıştı. Şarabından bir yudum daha aldı siyah saçlı avukat, yakınlıklarının artması hoş değildi, burası toplu bir alandı ne de olsa "Beni ilgilendirmiyor, evet beni alakadar eden bir durum yok" kendi kendine fısıldıyordu cümlelerini, sakindi sesi
"Sanırım partnerin kısa süreliğine ayrılmış yanından, sana eşlik edebilir miyim Han?"
Odaklandığı ikiliden bakışlarını çekmesi ve yanında kendisine tam bir beyefendi gibi elini uzatmış olan oğlanı görmesi birkaç saniyesini almıştı genç ve güzel avukatın. Gelen kişi, okulun mezun olmuş başarılı öğrencilerinden Lee Heeseung'dan başkası değildi. Eğitimli, nazik, beyefendi ve diksyon kabiliyetiyle Jisung'un aradığı her özelliğe ev sahipliği yapıyordu. Sesini düzeltirken bu denli nazik gelen bir teklifi reddetmenin kabalık olacağını bildiğinden dolayı olsa gerek, ince uzun parmaklarını karşısındaki oğlanın eline yerleştirirken bulmuştu kendini siyah saçlı oğlan. Ardından tatlı bir gülümseme sunmuştu elini hiç sıkmadan tutup parmaklarını beline saran genç savcıya "Her zamanki gibi, gelecek en kusursuz teklifi bekliyordunuz değil mi? O yüzden reddettiniz diğerlerini" Onun bunu anlayacak kadar kendisini tanıması Jisung'u bu gece ilk defa güldürmüştü, elleri hafif bir okşamayla onun iki omzuna sabitlediğinde onayladı laflarını ufak bir baş jesti aracılığıyla
"Öyle, ama sizinki de pek kusursuz sayılmaz. Partneri olan birine teklif yapmak?"
Onun bu iması, belini sarmış olan oğlanı tatlı tatlı güldürdüğünde kapıldığı bu ritme ayak uydurarak Heeseung'un onu kalabalığa çekmesine müsaade etti alımlı avukat. Gecenin parlaklığında tam bir prensin kollarındaymış gibi hissetmişti, kavrayışı zarif, diksiyonu hafifti gencin "Tek kalmanıza göz yumsaydım, bu da kusursuzluğa zıt düşmez miydi?" Belindeki tutuşun gevşekliği ve kendisine tanınan alan özgürlüğüyle gerçekten birkez daha emin oldu oğlan. Serseri heriflerdense beyefendileri tercih ederdi "Haklısınız, kazandınız" Savcı oğlan kolları arasındaki oğlanı memnun ettiğini bildiğinden yavaş ve sade danslarını sonlandırmadan biraz daha ilerledi kalabalığa doğru, parmakları ince belini kavradığı avukatın sırtını okşadığında dile getirmişti bu sırada merak ettiğini "Üşümüyor musunuz? Hava oldukça soğuk, bir ceket isteyelim, veya benimkini de kabul ederseniz verebilirim" ama siyah saçlı avukat bu düşünceli teklife yanıt veremeden, sağ taraflarındaki masaya yaslanmış; viskisini parmakları arasında tutan kumral saçlı avukatın ukala sesi duyulmuştu. Çoktan Jeonginle olan dansları bitmişti, şimdi sataşmazsa olmazdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Lawyer / minsung
Fanfiction"Duyduğuma göre Han Jisung hiç dava kaybetmemiş" "oldukça özgüvenli değil mi?" "O küçümseyici bakışın altında tam bir deha yatıyor" "Han Jisung asla kaybetmez"