"Hoşgeldiniz Bay Han, hoşgeldiniz Bay Hwang"
Adımlarını yavaş yavaş atan ikili, kapıdaki görevliye yalnızca baş selamıyla yanıt verirken, kollarından alınan kabanlara izin vermişler ve kendilerine dönen bakışları samimiyetsiz ama şık gülümsemelerle yanıtlamışlardı "Bize bir kadeh kırmızı, bir kadehte beyaz şarap" Bardaki görevliye söylediği şeyden sonra, onlara dönen kamerayla elini hafifçe kaldırmış ve fotoğrafının çekilmesine izin göstermişti alımlı avukat. Ardından dudaklarını birbirlerine bastırarak limonlu glossunu iyice yedirmişti dokuya "Hayatım, tamamen inanılmaz gözüküyorsun" Hyunjin'in kısa kıkırdayışı ardından uzun parmakları, saten bluzun üstünden kayarak Jisung'un bel kıvrımını kavradı sertçe. Kendisine yaklaştırdığı arkadaşıyla tekrar kameraya gülümsediğinde, birkaç fotoğrafları daha çekilmişti. Alımlı avukat, onun yapmak istediğini anlayarak irisleriyle içeriyi gezmeye başlamıştı bile. Ardından göz-göze geldi, görmek istediği oğlanla. Bu onu gülümsetti ukala bir biçimde
"Bay Min, O da burada"
"İşin daha zor olmayacak mı? Amacımızı biliyor" Uzun boylu oğlanın kulağına fısıldadığı sözlerle, barın sakin bir köşesinde arkadaşlarıyla konuşan; ama ara ara göz göze geldiği kumral saçlı avukatta gezdirdi Han Jisung, bakışlarını "Beni deli gibi kıskanıyor. Zor olmaz saf dışı kalması, yalnızca yapmam gerekeni yapacağım" kendisine uzatılan beyaz şarabı da aynı nezaketle kavradığında, ilk avını merkezine almıştı. İlk olarak Song Mingi. Gözleri onun konuştuğu iş arkadaşlarını izlerken, kolay olduğunu yeniden farketti alımlı avukat, kolay erkeklerden hoşlanmazdı. Ama çekecekti "Ah, Bay Song?" Şaşkın bir hâle büründü derhal, tiyatrosunu doğru oynayacaktı
"Bay Han, sizde mi buradaydınız?"
Adamın ilgili gözleri derhal avukata dönerken, yanındaki insanların irisleri de Jisung'un bedeninde geziniyordu usul usul. Umrunda değildi oğlanın, bakılmak onun için yalnızca üstünlük göstergesiydi. İlgi çekiciydi ne de olsa "Sanırım, yanlış davetteyim. Tek kaldım burada" savunmasızı oynuyordu, çekingen gözükmeye çalıştı biraz daha. Parmaklarındaki yüzüklerle oynamaya başladığında, arkadaşlarından müsaade isteyen adam centilmen bir gülümsemeyle yaklaşmıştı avukat oğlana doğru "İsterseniz sizi eve bırakabilirim, ama davette gerçekten sizin de tanışmak istediğiniz kişiler olabilir" Sonra karşısındaki bedenin güzel yüzünü incelemişti turuncu saçlı adam, geri adım atmayarak "Belki de bana eşlik edebilirsiniz" İstediğini alan alımlı avukat, parmaklarıyla küpesini yoklarken başını sallamıştı mahçup bir tavır takınarak. Tamamen karakterine ters bir oyunculuk sergiliyordu
"Çok kibarsınız, memnun olurum bundan"
"Cidden, erkeklerin neden sizin için delirdiğini anlayabiliyorum" Demişti iş adamı, kendisinden kısa olan siyah saçlı oğlana bir adım daha yaklaşırken. Yukarıdan izlediği oğlanın çapraz iplerini bağlamış olduğu buluzuna getirdi bakışlarını, derin yakasında gezdirdi birkaç saniye gözlerini. Sarkan iplerden birini iki parmağıyla kavradığındaysa memnun bir gülümseme belirdi dudaklarında "Eğer bir erkek arkadaşa sahipseniz, o adam oldukça şanslı" Konuyu istediği yere çeken Jisung, tatlı bir gülümsemeyle yakınında olduğu adamın geniş omuzlarından birine yaslamıştı elini. Barın ışıkları altında pekte seçilemiyorlardı, bu işine geliyordu "Henüz, aradığım adamı bulamadım diyelim" Parmakları temas ettiği yerde hafif hafif hareket ederken. Resmen yönettiği adamı nasıl etkilediğini elbet biliyordu, kolaydı
"Belki de, daha yakınlardan başlamalısınızdır"
"Ne kadar yakınlardan?" Diyen siyah saçlı avukat, tamamen mesafeleri sonlandırarak bir adım daha atmıştı karşısındaki adama doğru. Şimdi nefesini hissedebileceği kadar yakındı, temas öldürücü bir şeydi. Ve Han Jisung bunu kullanmayı biliyordu "Açıklar mısınız bana?" Mızmız çıkan sesi, Mingin'in boynuna doğru usul usul hareketlenen parmakları çıldırtıcıydı. Belinde hissettiği tutuşla başardığını da kanıtlamıştı kendine, Song Mingi'nin aklına çoktan sızmıştı "Bana arka taraftaki odama kadar eşlik ederseniz, neden olmasın" Yavaşça kulağına değen nefesle beraber, dudakları alayla kıvrıldı Jisung'un, bu kadardı işte. Bu adamın yatağına girmek için yapması gereken bu kadardı. Lee Minho, bitmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Lawyer / minsung
Fanfiction"Duyduğuma göre Han Jisung hiç dava kaybetmemiş" "oldukça özgüvenli değil mi?" "O küçümseyici bakışın altında tam bir deha yatıyor" "Han Jisung asla kaybetmez"