"Duyduğuma göre Minho bey yeni bir davaya girmiş"
Arkadaşının şaşkın sesi kulağına gelirken bacak bacak üstüne atmış olan Minho yalnızca viskisinden bir yudum daha almıştı, hukuk bölümünden kalma bir alışkanlık daha - viski bağımlılığı "Han Jisung'un davası olduğunu öğrenince durabilir miydi sence?" Seungmin gülerek kahvelerini doldurduğunda keyifle ona uzatılan kahveyi almıştı yapılı oğlan. Minho'yu çabalıyorken görmek hem komik hem de tatlı geliyordu "Şu Jisung Minho'ya yüz versin, bende herkese götümü veririm" Seungmin içtiği kahve hâlâ ağzındayken gülmeye başlamıştı, püskürtmemek için büyük bir çaba harcıyordu oğlan. Kumral saçlı oğlan yalnızca göz devirmişti ikiliye, elinde sallanan viski kadehini tekrar alkollü dudaklarına götürürken mırıldanmıştı
"Jisung'a ilgi duyduğum yok Changbin, yalnızca eğleniyorum"
"Ya ya ne demezsin, üniversite boyunca peşinden o yüzden mi koştun? Seni o şekilde reddetmiş olmasaydı asla akıllanmazdın sen" Changbin'in lafları üzerine kristal kadehini sertçe masaya bırakmış ve gömleğinin yakalarını düzelterek ayağa kalkmıştı Minho, sinirlenmiş görünüyordu. Birkaç metal yüzüğü misafir eden parmakları şık kol saatini yoklamıştı. Müvekkiliyle olan buluşmasına az bir vakit kalmıştı "Bunun hakkında konuşmamanızı söyledim, tekrar mı edeyim?" Oğlanın soğuk sesi kulaklarına ulaştığında eğlenen ikili biraz olsun boğazlarını temizleyerek dikleşmişlerdi düzelmek adına, amaçları Minho'yu kızdırmak değildi tabii ki. Ama konu o olduğunda umursamaz adam uçup gidiyordu "Demek istediğim o değil Minho, yani bölümün gözde prensi olan seni reddetmesi-"
"Tek bir kelime daha edersen, artık işsizsin"
"Üzgünüm, yalnızca şaka yapıyorduk" Ayaklanan oğlanla kapı kulbunu kavramış ve odayı terk etmişti kumral saçlı oğlan. Gömleğinin içindeki koyu kahverengi kazağı ve kazakla aynı renk olan ceketi kasımın kuvvetli rüzgarlarıyla savrulurken elleri cebini yoklamış ve arabasının anahtarını çıkarmıştı. Arabaya bindiğinde kulaklığını kulağına yerleştirmiş ve rehberindeki 'müvekkil (Song)' kısmına tıklamış ve beklemeye başlamıştı. Arabayı çalıştırıp aynı zamanda çalan telefonu beklerken camı açtı oğlan, nefes almak iyi gelebilirdi "Aptallar" demişti sessizce. O günü anmak sadece yıpratıcıydı Minho için. Umursamaz şımarık prens yıllar öncesini atlatmak için çok çaba göstermişti, şimdi salağın biri onun setini yıkamazdı "Alo? Bay Lee?"
"Merhaba Bay Song, dediğiniz yere yakınım"
"Oh güzel haber! Hemen içkilerimizi hazırlatıyorum" arkadan birkaç gürültü gelirken gözü yola odaklı olarak direksiyonu kaydırmıştı oğlan. Birkaç sapak atlatması gerekecekti "Yeni içtim, kahveyi tercih ederim, sütsüz olsun" Telefonun diğer ucundaki adam onaylar bir şeyler mırıldanırken kısık sesle bir iki kelime etmişti, Minho anlayamadı. Ardından umursamamış ve telefonu kapatarak yola odaklanmıştı, kavşakları bir bir arkasında bırakırken geldiği gece mekanının giriş yerini süzdü hızlı bir hareketle, nezih bir mekan olduğu belliydi. İçkileri iyiyse belki birkaç defa daha buraya uğrayabilirdi kumral saçlı oğlan, bunu aklının bir kenarına yazdı "Arkaya park edin" elindeki 2019 model Range Rover'ın anahtarını valeye atarken söylemişti
"Lee Minho değil mi? Bay Song sizi v.i.p girişinde bekliyor efendim"
"Bana bir viski yollayın, üçgen bardakta olsun" demişti elleri rahat kumaş pantolunun ceplerine girerken, arkasına bakmasada duyduklarını biliyordu. Fikri değişmişti. Şu an deli gibi viski içmek istiyordu oğlan "Bay Lee! Hoşgeldiniz!" Garsonlar onu tanıyıp selam verirken Minho oldukça müzikli ortamda istifini bozmamış ve ordan gelen bağırışları es geçerek v.i.p yazan kapının önüne gelmişti. Parmakları nazikçe birleşmiş ve kapıyı üç kez tıklamıştı. Kapının ardından gelen 'Girin' sesiyle beraber kapıyı kavrayıp açmış ve içeri adımlamıştı. Birkaç masa ve tek tük insanın bulunduğu alan gece kulübünün içini pürüzsüz görüyordu. Ses almıyor olması iyi bir özellikti. Kumral saçlı oğlanın adımları kendisini L koltuklu bir masada bekleyen müvekkilinin yanına ulaşırken ceketini çıkarmış ve garsonlardan birine uzatarak oturmuştu koltuğa. Bacak bacak üzerine atarken önüne servis edilen kadehi kavradı. Mingi içkisini yudumlarken konuşmuştu "İçkileri iyidir buranın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Lawyer / minsung
Fanfic"Duyduğuma göre Han Jisung hiç dava kaybetmemiş" "oldukça özgüvenli değil mi?" "O küçümseyici bakışın altında tam bir deha yatıyor" "Han Jisung asla kaybetmez"