"Hazır olduğunuza emin misiniz? Jisung, evrakları toparladın mı?"
Bileğindeki; kombiniyle uyumlu saati yoklarken başını kaldırmış ve dağınık halde bırakmış olduğu saçlarını titizlikle iki yana doğru ayırmıştı alımlı avukat. Karşısında duran arkadaşının ona yönelttiği soruyu duymasıyla da gözleri onun heyecanlı irisleriyle buluşmuştu "Elbette, onu takip etmenin iyi bir fikir olduğunu biliyordum. Otele girerken çekilmiş birçok fotoğrafımız var, kesinlikle başarılı olacağız" Kendinden emin sesiyle uzanmış ve gri L koltuğunun üzerinde dinlenen kiremit rengi kabanını kavramıştı Jisung metal yüzüklü parmaklarıyla, oldukça sakin bir biçimde kumaşı kollarından geçirirken hazırlanan müvekkiline döndü gözleri. O da bir o kadar kendinden emin şekilde rujunu yediriyordu dudaklarına
"İlk mahkeme çok önemlidir Jin, hakimin tüm görüşü ilk izlenime dayalıdır"
Konuşurken adımları masasına doğru ilerlemiş ve oradaki parlatıcılarının bulunduğu çekmeceyi aralamıştı siyah saçlı oğlan. Gözleri farklı farklı aromalarda gezerken gözüne kestirdiği çilekliyi parmaklarının arasında misafir etmiş ve gülümsemişti hafifçe "Hiçbir şansım olmadığını düşündüğü için büyük ihtimalle karşı savunma bile hazırlamadı. Lisani argümanlarla karşılık verecek" Bu oğlanı memnun etmiş gibi duruyordu, keyfini yeterince belli eden dudaklarına yaklaştırdığı parlatıcısını zaten pembeliğini koruyan dudaklarına yayarken de gözü her an aynadaydı. Jisung güzel olduğunun farkındaydı "Onları ezin cadılarım size güveniyorum!"
"Teşekkürler Hyunjin'im, şu Jisung'ta senin kadar canlı olsa keşke"
Sarışın kadın dudak büzerek dile getirmişti kelimelerini, bir yandan da oturduğu koltukta bacak bacak üstüne atmış, topuklusunun kildini takıyordu. Üzerindeki sade ama aynı zamanda şık duran takımla bir bütün olmuştu şimdiden "Üstündeki o kazağa aşık oldum Han Jisung. Bana da alalım mı?" Soyeon yerinden kalkıp topuklularını yere vura vura kiremit rengi kaban ve aynı renkte bol keçe pantolon giyen oğlanın arkasına konumlandırmıştı bedenini. Sarışın kadın; Boyun kısmı oldukça bol olan kırık beyaz kazağın yakasını katlarken onunla gözlerini aynadan birleştirmişti avukat oğlan "Mahkemeden çıkışımızda ilk işimiz sana da alırız yakışan renkten bir tane. Hoş, her giydiğin olağanüstü duruyor ama"
"Bebeğim, çok tatlısın ya. Seni baştan çıkarabilen erkek yaşadı"
"Hiçbir erkek beni baştan çıkaramaz, onlarla yalnızca eğlenirim Soyeon" yakasını düzeltirken gözleri duvar saatine gitti siyah saçlı oğlanın bu sırada. Duruşma saati geliyordu, nazik bir jestle elini müvekkiline doğru uzattığında arkadaşı onu geri çevirmeden hemen elini kavramış ve sanki podyumda yürüyormuş gibi cilveli adımlarla turlamıştı kapıya kadar. Onun bu hali avukat arkadaşını güldürürken Jisung'un elini çevirmesiyle dönmüş ve kıkırdayarak Hyunjin'e el sallamıştı Soyeon, kendini model gibi hissediyordu "Cadıların prensleri ağlatmaya gidiyor Hwang Hyunjin, bize şans dile"
"Sizin şansa değil, şansın size ihtiyacı var afetler"
...
"Geldik sevgilim"
Mahkeme salonunun önünde duran Porche'den inmiş ve otomatik kapıları açmıştı uzun boylu oğlan. İlk olarak kapıdan kendini gösteren kişi sevgilisi olmuştu, Jisung; tatlı dalgalarını koruyan saçlarını hafifçe geriye düşürdüğünde elini arabanın içine doğru uzatmış ve Soyeon'un bir kraliçe edasıyla dışarı çıkmasına yardımcı olmuştu. İkisinin de dudaklarında kendilerinden emin olduklarını gösteren gülümsemeler vardı "Burdan yine zaferle çıkacağına eminim" Kulağına fısıldanan kelimelerle gülümsemesi tatlı bir tebessüme dönüşürken başını kaldırmış ve ona ithafen söylenmiş sözlerin sahibine bakmıştı. Sevgilisi dünyanın en güzel şeyine dokunuyormuş gibi onun belini kavradığında; Soyeon gözlerini devirmekle meşguldü, ikisinin olmasına en büyük düşmandı o "İğrençsiniz, öpüşürseniz kusarım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Lawyer / minsung
Fanfic"Duyduğuma göre Han Jisung hiç dava kaybetmemiş" "oldukça özgüvenli değil mi?" "O küçümseyici bakışın altında tam bir deha yatıyor" "Han Jisung asla kaybetmez"