Stupid Lawyer / minsung

+¹³

"Sen kime hazırlanıyorsun bakalım böyle?"

Koltuğundan kalkan sevgilisi kendisine yaklaşırken, üstüne giydiği derin yakalı saten gömleğin iplerini bağlamakla meşguldü Han Jisung. Şarap renginde olan ipli gömleği ve altına giydiği siyah bol pantolonuyla oldukça şık göründüğüne emindi. Boy aynasından kendini şöyle bir inceledikten sonra parfümlerinden birini masasından aldı ve istifini bozmadan nazikçe boynuna doğru sıktı onu. Bu sırada Eunwoo çoktan onun arkasında yerini almıştı "Çok güzel görünüyorsun" dedi ellerini sevgilisinin beline dolarken, başını da yavaşça siyah saçlı avukatın boynuna doğru yaklaştırmıştı. "Neden bu geceyi benimle geçirmiyorsun ki? En azından gideceğin yere seninle gelmeliyim."

"Arkadaşlarımla olacağım, ben senin arkadaşlarınla olan davetlerine gelmiyorum"

"Ama ben arkadaşlarım için bu kadar hazırlanmıyorum Han Jisung" Parmaklarını usulca bir düğmesini açtığı saten gömleğin içine sızdırırken mırıldanmıştı bunu Eunwoo. Arkasında durmasından dolayı, aynada ikisinin bu halini görebiliyordu siyah saçlı avukat. Ve ister istemez Lee Minho'yla bu pozisyonda nasıl gözükeceği geçti aklının ucundan. Kesinlikle nefes kesici olurlardı "Jisung, beni dinliyor musun?" Sevgilisinin ikazıyla çıktı transtan alımlı avukat. Gözlerini yumup açarken, arkasındaki adamdan uzaklaşmak istedi ancak Eunwoo'nun planı hiç de böyle değildi "Eskisi gibi değilsin, özlüyorum seni" belinden tuttuğu oğlanı daha da kendine yaklaştırdığında, onun amacını anladı Jisung.

"İşim var dedim, uzatma"

"Kim senin bu işin, eskiden benim için böyle hazırlanırdın. Şimdi kim için bu haldesin?" Eunwoo'nun sertleşmeye başlayan sesini duyduğunda, ileri doğru bir adım attı ve onun tutuşundan kurtuldu siyah saçlı avukat. Ardından arkasını döndü ve sevgilisiyle göz göze geldi. Eunwoo'nun laflarının altında yatan imayı pek tabii biliyordu. "Biri için hazırlanmıyorum, her zaman kendime dikkat ederim ben" bu uzun boylu oğlanı güldürdü. Sevgilisi kötü bir yalancıydı "Sen bu parfümü sadece randevularda sıkarsın. Önceleri benim içindi, şimdi kim için?" Gittikçe sinir sınırına ulaşan sesiyle elindeki parfüm şişesini gösterdi Cha Eunwoo. Kıskandığı vakitlerde zehirli bir adam olduğu doğruydu "Artık sana yetemiyor muyum Jisung?"

"Bunu sen mi söylüyorsun? Cinsel sorunlarım var diye beni bırakıp üç farklı kişiyle yatmış birisin sen"

"Sen istedin" Neredeyse bağırışmaya dönecek olan kavgada Eunwoo'nun kontrolü azalıyordu "Bana yetemeyeceğin için bu izni bana sen verdin. Doktorun ilişkiye giremeyeceğini söylediğinde yanında ben vardım. Şimdi iyisin, iyi olduğundan beri de hayatımda kimse olmadı" başını dikleştirdi ve gülümsedi alımlı avukat bu kavgaya karşı. Ardından sevgilisine bir adım daha atarak onun kravatını kavradı tek eliyle. "İzin verdim, hayatımın en kötü dönemiydi ve sana aşıktım. İstemeyeceksin sanmıştım. Yanımda kalacaksın sanmıştım" sesi titremeye başladı avukat oğlanın, gözlerinin dolmaması için büyük bir çaba harcadı bu sürede "Yetersizdim, başkalarının kollarında olmanı mı istedim sanıyorsun? Benim yanımda dur istedim"

"Seni aldatmadım, bana izin veren sendin. Hem de yıllar oldu Jisung"

"Böyle değildi, istediğim bu değildi Eunwoo" elini sevgilisinin kravatından uzaklaştırdı ve nefesini verdi Jisung. Daha fazla kavga edecek değildi, duruşuna çeki düzen verirken arkasını döndü ve kapıya ilerlemeye başladı "Sadık olacağını düşündüm. Ama soluğu başka birinin yanında aldın" sinirlenmemek için dengeli bir nefesle kapıya ulaşmıştı avukat oğlan. Parmakları gümüş kulbu tuttuğunda arkasındaki adama karşı içinde yanan bir öfke yangını vardı, ve şimdi o öfkeyi söndürecek olan denizine gidiyordu "Gidiyorum ben" derken de kapıyı açtı. Ancak arkasından gelen ses bir anlığına durmasına sebebiyet verdi. Küstah bir sesti bu, ve aynı küstahlıkta bir soru "Neden benden ayrılmadın o zaman, madem bu kadar gururluydun? Neden affettin beni?"