"Gerçek bir kraliçe gibi görünüyorsun Sung"
Parlatıcısını yüzük parmağıyla dudaklarına yediren oğlan; aynadan yansımasını gördüğü arkadaşına kibar bir gülümsemeyle karşılık vermişti yalnızca. İlk mahkemeleri yarındı, ve muhtemel bir kanıta ulaşamamış olmak Han Jisung'u etik olmayan o yola ikna etmişti "Song Mingi'nin dibi düşecek" demişti Hyunjin kahkaha atarak, birkaç adımla siyah saçlarını dağıtarak şekle sokan arkadaşının arkasına konumlandırmıştı kendini. Jisung oldukça alımlı ve güzel bir avukattı. Hyunjin onun bu duru güzelliğini reddetmenin saçmalık olduğunu biliyordu "Bazen ben bile seni becermek istiyorum, seksi cadı" kıkırtısı dudaklarında büyürken; karşısındaki avukat da hoş bir gülümsemeyi dudaklarında ağırlamıştı. Eli belindeki kemere ulaştığında sade şıklığıyla onu bütünleyen kemeri biraz sıktı oğlan "Onu etkilemek kolay olacak Jin"
"İşte böyle şampiyon, bugün ortak buluşmanızda biraz iş at ona. Bir yerden başlamak lazım, değil mi Soyeon?" Kahve saçlarını geriye savuran oğlan gözlerini; bacak bacak üstüne atmış, rujunu tazeleyen kıza yöneltmişti. Sarışın kadın cilveli bir gülüşle kolunu koltuğa yasladığında topuklularını yere vura vura yaklaşmaya başlamıştı ikiliye. Ellerini avukat oğlanın ince beline yerleştirirken yüzünde memnun bir sırıtış peyda oldu, erkekleri etkilemek elbette kolaydı. Özellikle de Han Jisung gibi bir oğlanın onları her yönden etkilemesi çok basitti "Üç madde var, sakın unutma. Anlaştık mı?" Tatlı gülüşü ağırladığı dudakları büzülmüş ve siyah saçlı arkadaşının kumaş shortundan açıkta kalan pürüzsüz tenine hafifçe vurmuştu. İşaret parmağı havalandı Soyeon'un "Birinci kural: Ona ihtiyacın varmış gibi gözükeceksin. Erkeklerin çoğunluğu aptal, ona ihtiyaç duyan bakışlar gördüğünde buna karşı koyamazlar. Onu zaaflarından vuracağız"
"Ben diyorum, bu Soyeon gerçek cadı"
Kahve tutamlarını kavrayıp ağzında tuttuğu tokayla onları sabitleyen oğlan dile getirmişti bu lafları. Onun bu sözleri ve göz kırpışı diğer iki arkadaşı da gülümsetmişti, o haklıydı; Soyeon Han Jisung'tan bir Kleopatra yaratmanın derdindeydi "İkinci kural: Çok davetkâr olmayacaksın. Evet istekli gözükmek önemli, ama biraz çekingen kalman ve ondan utandığını göstermen onu sana bağımlı hâle getirecektir. Ve devamlı seni utandırmak adına adım atacaktır, bizim uğraşmamız çokta gerekmeyecek" Kızın kinci parmağı havadayken; aynaya bakmayı bırakan oğlan sarışın kıza doğru döndü. Onun kendisine göz kırpmasıyla; Jisung'un loş ışıkta parlayan dudakları alayla aralandı ve kiremit tonlarındaki kazağının boynunu katlarken tatlı tınısıyla mırıldandı "Son madde nedir? Gerçekten merak ettim doğrusu"
"Temas"
"Nasıl yani?" Saçlarını sonunda toplamış olan Hyunjin iki tutamını yanlardan bırakırken sormuştu bu soruyu. Ani kıkırdayışıyla ona döndü sarışın kadın, üçüncü parmağını havaya kaldırdığında bu çok hoşuna gidiyormuş gibi dudağını ısırmıştı "Sonuncu kural bu: Temas. Büyük temaslardan söz etmiyorum, çok ufak, ama iz bırakıcı olanlardan. Aynı anda elinizin bir şeye uzanması bile yeterli, saniyelik temaslar insanı çok fazla etkiler. Ama aşırıya kaçmamak lazım, sen ona ufak ufak değdikçe o sana dokunma arzusuyla yanacak. Etkileşim öldürücüdür" Onun bu çıkarımlarını dinleyen avukat oğlan aklına yatmış olan sözlere zarifçe başını eğerek onay vermişti. Lee Minho'yu yenmek istiyorsa kirli oynayacaktı, gerekirse ilk mahkemeyi kaybedebilirdi. Onun gözü asıl sonuçtaydı ne de olsa
"Gidelim, ben hazırım"
...
"Oturalım Bay Song, karınız ve onun avukatı birazdan burada olurlar herhalde"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Lawyer / minsung
Fiksi Penggemar"Duyduğuma göre Han Jisung hiç dava kaybetmemiş" "oldukça özgüvenli değil mi?" "O küçümseyici bakışın altında tam bir deha yatıyor" "Han Jisung asla kaybetmez"