+¹⁰

7.9K 692 1.6K
                                    

"Ah.."

Gözlerini ağırlıkla aralamış ve bulunduğu alanı birkaç saniye idrak etmeye çalışmıştı siyah saçlı avukat. İçeri yavaş yavaş dolan gün ışığı tenini çevrelerken O, bedenini sarmış olan kollara şaşkın bir bakışla bakıyordu. Bir de sarılıp uyumuşlar mıydı yani? "İnanamıyorum kendime" diye mırıldanmıştı, yüzüyle arasında mesafelerin az olduğu yüze bakarken. Kumral saçları alnından dökülen avukatın keskin hatları, gün ışığının altında daha da nefes kesici gözüküyordu. İnce uzun parmakları uzandı alımlı avukatın, ve yumuşak saçları hafifçe geriye attı "Gıcık, ama yakışıklı" Hemen ardından elini çekmiş ve sesini düzelterek kendine gelmişti. Han Jisung, bu kadar kolay avlanmazdı. Üstünde, rakibi olan avukatın siyah tişörtü dışında bir şey yokken, komidinde olan telefonuna ilişti irisleri kirpikleri altından, kim bilir saat kaç olmuştu

"Bay Min, izin verseniz keşke"

Bıkkınca telefonu ve onun arasındaki engele bakındı bir süre. Sonra yatakta hafifçe doğruldu ve uzanmak için yanında uyuyan oğlanın üzerinden elini uzattı alımlı avukat. Siyah saçları önüne düşerken, o da komidine ulaşmaya çabalıyordu "Cidden.. hah" agresif bir tonda ağzının içinden konuştuğunda, elini Minho'nun çıplak omzuna yaslamış ve onun bedeninin üstüne çıkmıştı biraz, parmakları sonunda telefonuna değdiğindeyse gülümsedi, çıplak bacakları yanındaki bedene değerken geri çekilmek için hamle yaptı; ancak kıvrımlı belinden sıkıca kavranmasıyla durdu hareketleri. Yeni uyanmış olan bedenin keyifli gülüşü dolduruyordu şimdi lüks otel odasını. Lee Minho, yine Lee Minho'luğunu yapıyordu "Sevişiyoruz, ve sabah kalkar kalkmaz ilk yaptığın şey beni yeniden ayartmak mı? Uslu ol Han-ji"

"Saçmalamayın isterseniz"

Neredeyse kucağına çıkmış olacağı oğlana bakarken, derin bir nefes aldı Jisung, parlatıcıdan mahrum dudaklarıyla. Sinirleniyordu "Telefonumu almaya çalışıyordum, tamam mı?" Hala ukala bir gülüşle kendisine bakan kumral avukatı umursamamış ve kendini geri çekmek için onun belinde kalan elini itmişti. Ama Minho'nun onunla uğraşmayı bırakmayacağı aşikardı "Kaçma, yaramaz şey" Onun eğlenen laubali tavrına karşılık, sinir bozucu bir gülüşle sesini düzeltmişti siyah saçlı avukat. Sabrını sınıyor olmalıydı bu adam "Haddinizi aşmayın, hem yanıma yatarken bir üst giyemediniz mi cidden?" Minho'nun çıplak üst vücudunda keskin bakışlarını gezdirirken omuzlarını silkmişti alımlı genç. Bu olay artık çığrından çıkıyordu, parmakları uzandığı perçemlerini kulağının arkasına sıkıştırmıştı agresif bir şekilde

"Tişörtümü verirsen giyebilirim"

Bakışlarıyla, güzel oğlanın üstünü işaret eden kumral avukat, alaylı bir gülüşle dirseğini yatağa yaslamış ve hafifçe doğrulmuştu. Karşısındaki avukatın şaşkın hali oldukça tatlı gelmişti gözüne "Yakıştı üstüne" Sonra tamamen dikelmiş olduğu yatakta, çenesini kavradı önceki gece eğlenmiş olduğu meslektaşının "Ama ben daha çok yakışmıştım"  bu flörtöz tavrına karşılık ağır bir göz devirmiş ve omzunu itmişti oğlanın, Jisung. Ardından ayaklanırken de onun bu küstahlığına yorumsuz kalamamıştı "Emin olun size özel değil, üstüme her şey yakışıyor" Başını dikleştirip yine o Han Jisung olduğunda, kalçalarını saran o sızıyı görmezden geliyordu. Lee Minho buradayken, asla bu konuda falso veremezdi "Anlarsınız ya"

"Hm, anlarım"

Dudakları kıvrılırken, ince uzun parmakları otelin banyosunun kapısına tutunmuştu alımlı oğlanın. Tişörtten açıkta kalan bacakları gün ışığında pürüzsüzlüğünü sergilerken onu incelemekten geri duramadı Minho. Öyle bir bedene sahipti ki Han Jisung, ona bakmamak gibi bir şansı olmuyordu "Duş alacağım, siz iş yerinize geçersiniz" Ardından bacaklarında oyalanan bakışları farkettiğinde hafif bir gülüşle, kapıya yaslı parmaklarını oynattı ve okşadı orayı usul usul. Sanki bir ima yatıyordu bu hamlesinde "Bir dahaki buluşmamızda, bacaklarımın arasına girmenize müsaade edeceğim Bay Min" onun ukala kelimeleri odada duyulurken, tek eliyle kumral saçlarını geriye atan avukat; aynı şekilde karşılık vermişti ona "Yatakta izin almam, anlaman lazımdı Han-ah" İşler kızışıyordu yeniden aralarında. Eli kapıdan uzaklaşırken şımarık bir havayla dudaklarına sürtmüştü işaret parmağını Jisung, eğleniyordu "Uslu olursanız, sizi öpebilirim aslında"

Stupid Lawyer / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin