+¹¹

9.3K 715 1.6K
                                    

"Kravatımı uzatır mısın Soyeon?"

Uzun parmakları, titizlikle ceketinin yakalarını düzeltirken; kendisine atılan kravatı yakalamıştı diğer elinin iki parmağı arasında. Giydiği ceketle aynı kumaşta olan eskitilmiş şortu, ve baldırını saran bacak kemeri oldukça resmi ama bir o kadar da baştan çıkarıcı gösteriyordu onu. Kendinden emin bir havayla kıyafeti kadar siyah olan perçemlerini alnına dağıtmış, gülümsemişti şımarık bir havayla alımlı avukat Han Jisung "Tanrım, beni bu kadar güzel yaratmanın sebebi nedir?" Onu aynadan izleyen sarışın arkadaşı, bu lafla gülüşünü tutamamış ve adım adım ona doğru ilerlemişti ofis içinde. Bu sırada Jisung, kravatını boynuna geçirmekle meşguldü

"İnan bana Tanrı bu güzelliği ve zekayı bir başkasına vermez, teşekkür etmelisin"

Hyunjin elini aynanın kenarına yaslayıp arkadaşının yüzüne doğru yaklaştığında, ona göz ucuyla bakmış ve yeni sürmüş olduğu parlatıcısını dağıtacak şekilde çenesine bir öpücük bırakmıştı Jisung "Pekala Tanrım, teşekkürler" tam gözlerinin içine bakan bu avukattan etkilenmemek imkanlı bile değildi Hyunjin için. Yakın arkadaşına bile cilve yapması, onun ne derece tehlikeli olabileceğini de gösteriyordu. Gülümsedi sarışın oğlan, kurnaz bir şekilde. Han Jisung, sinsi bir yılandı "Ne bu, benden bir şey isteyeceksin ve etkilemeye mi çalışıyorsun?" Parmaklarını kendinden uzun oğlanın kemerine uzatmış ve onu kendine yaklaştırmaya başlamıştı siyah saçlı avukat gülmemeye çalışırken, hiç de oyuna gelmiyordu "Hadi ama, ne zaman beri senden bir şey istemek için ayartmaya çalışıyorum?" Uzun boylu oğlan düşünür gibi 'hm'lamış, ve başını eğerek arkadaşıyla boylarını sabitlemişti

"Uzun zamandır, ve kabul. Bang Chan denen herifi yola getiririm"

"Sen de sevdiğim şey bu, hemen kapıyorsun" Jisung'un memnun gülüşüyle, ona göz kırpmış ve arkasını dönerek hazırlanan Soyeon'a seslenmişti Hwang Hyunjin. Bu üçlü herkesi devirebilirdi "Senin de bir görevin var seksi cadı" İlgiyle ona dönen kadın, kırmızı rujunu taşırmadan dudaklarına yediriyordu. Gözlerini kırpıştırdı dinlediğini belli edercesine "Buyur bebeğim" bileğindeki saate bakmış ve birkaç adım ilerleyerek Soyeon'nun yanına ulaşmıştı Hyunjin. Her şeyi planlamışlardı "Jisung, Lee Minho'yla ilgilenecek ve ben de o barmen çocukla. Senin görevinse Jisung'a takık olan şu iş adamı Lee Felix'i oyalamak. O da davette olacakmış, biliyoruz ki Jis'i rahat bırakmaz. Nasıl yaparsın bilmiyorum ama, onu uzak tut" sonrasında kalçasını koltuk başlığına yaslamış ve cebinden aromalı sigaralarından birini çıkarmıştı oğlan, bugün ya zafer vardı ya mağlubiyet "Birbirimiz dışında kimsemiz yok bebeklerim, savaş başlasın"

"Başlasın.."

...

"Hoş geldiniz efendim"

Gösterişli mekanın girişinde onları karşılayan görevliye baş sallamış ve araba anahtarlarını valeye atarak kravatını düzeltmişti alımlı avukat. Omuzlarını dikleştirirken de dikkat çekmekten hiç sakınca duymuyordu, bakışlar onda olmalıydı "Bana bir kadeh beyaz şarap, arkadaşlarım votka alıyor" direkt olarak görevliyi geçiştirircesine söylemiş ve mekana ilk adımını atmıştı Han Jisung. Işıl ışıl ortamda, müzik seviyesi hoşuna gitmeyecek kadar yüksekti. Ama nezih bir yer olduğu belliydi. Bu onu mutlu etti, herhangi bir kenar mahalle barına gitmek onun için kabus olurdu. Gözleri arkadaşlarına uğradığında onların çoktan avlarına ilerlediğini gördü, o da sesini düzeltti kendinden emin aurasını bozmadan

"Bekleyin beni, Bay Min"

Boş bir masaya yaklaşıp ellerinden birini yuvarlak masaya yasladığında, garson kadınlardan biri beyaz şarabını masasına bırakmış ve kısa bir teşekkür mırıldanan Jisung'a, başıyla onay vermişti. Gözleri mekanda gezerken parmakları da usulca kadehini kavradı oğlanın, tatlı bir melodi kulağına iliştiğinde kendisi de bildiği şarkıya hafif hafif eşlik etmeye başladı. Ama irisleri yalnızca bir bedeni bulmanın derdindeydi "Hmm" Sonunda barın sol ucunda bir oğlanla gülüşerek konuşan kumral avukata ulaştı gözleri. Tam karşısında oturan oğlansa Song Mingi'nin kardeşi Jeongin'den başkası değildi. Oldukça da yakın duruyorlardı. Ama aynı zamanda barı kontrol eden Minho'nun amacını anlamak, alımlı avukat için zor değildi. Onu oyalamak zorundaydı

Stupid Lawyer / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin