+¹⁵

3.7K 512 1K
                                    

"Sana diyorum Minho, neyin var senin? Ne davadan çekilmesi?"

Koltukta bitmiş halde oturan arkadaşına bakarken, onun telefonda söylediklerini şimdi yanı başında sorguluyordu Seungmin. Ciddi olamazdı değil mi? Bu davaya o kadar emek göstermişlerdi "Jisung mu istedi? Minho bana baksana, neden böylesin?" Umursamaz avukatsa, masadaki viski bardağına uzanmış ve onu dudaklarına yaklaştırırken nefes çekmişti içine. Ardından kristal bardaktaki sıvıyı tek dikişte içti. Acı ama tanıdık sıvı hafif bir uyuşma hissettirirken, ensesini koltuğa yasladı ve gözlerini tavana dikti "Benden nefret ediyor" bardağı gelişigüzel bir şekilde masaya bıraktı ve gözlerini yumdu. Bir aşkın peşinde sürüklenmekten o kadar yorulmuştu ki, toplayamıyordu Minho "O benden nefret edecekse, dava umrumda değil"

"Yeter artık ya, Jisung Jisung Jisung. O sana bu konuda nasıl kızabilir, kendisinin bir sevgilisi var."

"Özel hissettirmişim, sonra böyle davranmışım" diye karşılık verdi kumral saçlı oğlan, siyah saçlı arkadaşına. Konuşmak istemiyordu, ama anlatmasa da Seungmin onu rahat bırakmıyordu "Yakınlaşmıştık, ama ben hiç benden bu kadar etkilenebileceğini düşünmedim Seungmin. O kadar zaman beni itti ki" tekrar uzandı yanındaki viski şişesine. Bu sefer bardakla uğraşmadan şişenin kapağını araladı, ancak içmesine mani olan şey susmak bilmeyen Seungmin'di. Minho'nun böyle olmasından nefret ediyordu, onu ne üzgün ne de sinirli görmek istemiyordu O "İçme şunu, bana bak Minho. Çocuğu konuşturmak için öptün sadece, Jisung'la aranızda hiçbir şey de yoktu zaten. Neden onu aldatmış gibi davranıyorsun?"

"Çünkü O bana öyle davrandı, Eunwoo'yla kıyasladı beni."

"Sikmişim Eunwoo'yu da, sen yıllardır bu kendini beğenmişim peşindesin." Nefesini verdi ve yorgun görünen arkadaşının yanağına yasladı elini, Seungmin. Onun yanağını hafif hafif okşarken tedirginlik duydu, ardından cebinden telefonunu çıkardı "Davadan çekilmek falan yok, duydun mu?" O bunu tekrar ettiğinde, itiraz etmek için başını kaldıran kumral avukatı engelleyerek telefonundan açtığı Instagram hesabını gösterdi Seungmin. Pekala, Minho'yu üzmeyi sevmiyordu, ama Jisung'un sevgilisiyle oldukça yakın gözüktüğü fotoğrafını paylaşmış olmasının da onu bu işten vazgeçirebileceğini biliyordu "Ne bu?"

Arkadaşının telefonunu eline alırken, gönderinin tarihine gitti hemen Minho'nun gözleri. Dün geceye aitti paylaşım. Yani Onun yanından ayrılıp, sevgilisinin kollarına gitmişti Han Jisung. "Mutlu görünüyor, baya" Doğru söylüyordu. Birbirlerine sarılırlarken oldukça mutlu görünüyordu ikili. Görenler belki mükemmel bir ilişkileri olduğuna bile inanabilirdi. Hiçbir şey söylemedi kumral oğlan, birkaç saniye. Ancak bu sessizliği bozan kişi Seungmin olmuştu yeniden.

"Yaptığı ilk şey sevgilisine koşmak olmuş, aklınca intikam alıyor işte senden"

Parmakları arasında sıktığı telefona bakarken nefes verdi kumral saçlı avukat, dağılmış perçemlerinin altından baktı sonrasında arkadaşının gözlerine. Bakışlarındaki yorgunluk ve hayal kırıklığı o kadar fazlaydı ki, bir an için pişmanlık duydu Seungmin, fotoğrafı gösterdiğine. "Demek istediğim, vazgeçme bu davadan Minho" Onun bu laflarına istemeden gülmüştü Minho, dalgın bakışlarını arkadaşından çekmeden ayaklandı olduğu yerden "Ne için?" Sesi oldukça yüksek çıkmıştı bu defa. Bir elinde hala fotoğrafın açık olduğu telefon vardı. İlk kez böylesine üstüne yürüdüğünü görüyordu Seungmin, Minho'nun. Sinirden delirmiş gibi duruyordu "Söyle ne için kalayım davada? Daha fazla mutluluklarını izlemek için mi?"

"Öylece bırakacak mısın yani rekabeti? Nasıl izin vereyim ona boyun eğmene"

"Ne rekabeti, sen benim ne halde olduğumu bilmiyor musun?" Öfkeli tonunu kaybetmeyen sesiyle bir adım daha attı Minho, Seungmin'in üzerine. "Bilmiyor musun Seungmin? Aşığım ben ona, onunla değil duygularımla yarışıyorum ben ve kazanamıyorum işte. Başa çıkamıyorum." Bitmiş halde bakıyordu kumral avukatın yoğun kahverengi gözleri, yorgun parmakları hareketlendiğinde yumruğunu sıktı bilinçsizce. Birilerine zarar vermeden içindeki bu öfkeyi nasıl atabilirdi bilmiyordu. Devam edemiyordu. "Beni sevebileceğine o kadar inanmadım ki, o çocuğu kıskanmasına ihtimal vermedim kafamda. Aklımdan bile geçmedi."

Stupid Lawyer / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin