Sabah saat 7 gibi uyandım.
Öyle boş boş duvara baktım. Normalde spor falan yapardım.
Bugün davet gibi bir şey varmış onun için elbise bakmaya gideceklermiş ama benim zaten kıyafetim vardı ve gerek yoktu.
Bera ile Yağız'ı da evde bırakacaklarmış zaten bende onlara göz kulak olurdum.
Banyoda işlerimi hallederek valizden şortlu bir takım çıkardım.
Üstüme kısa kollu giysem çoğu iz görünürdü. Fakat bacağımda bir iki kurşun izi dışında yoktu. Onuda eğilmedikleri ya da dikkatli bakmadıkları sürece göremezlerdi.
Odadan yavaşca çıkarak aşağı inmeye başlayacakken Alaz Beyin odasından sesler geldi. Odanın önüne doğru ilerledim ben tam kapıyı çalacakken açıldı ve Bera "Haya kuytay beni." diyerek üstüme atladı. Bende onu yavaşça kucağıma çekerken kafasını kıkırdayarak boyun girintime soktu.
Üstü çıplaktı. Eslem abla ise "Kurtarsın halan seni." dedi ve bana bakarak "Üstünü bir türlü değiştirmeme izin vermiyor. Zahmet olmazsa-" sözünü keserek "Yok, sorun olmaz." dedim.
Elinde bana uzattığı kıyafetleri aldım ve odaya girdim. Bera benim peşimden gelirken Eslem abla üstünü değiştirdikten sonra kahvaltıya inmemizi sözleyip aşağı inmişti.
Berayı yavaşça yere indirirken bacağımda bir yere dokundu ve "Hıh buyasıda uf omuş." dedi bacağımda yan yana olan 2 kurşun izini göstererek. Oğlum farketmediğin şey yok he.
Kafamı yavaşça salladım. "O zaman Ayp abiye söyeyim de bir bakşın." dedi.
Geçiştirmek için kafamı salladım. Üstünü değiştirdim ve odadan çıkarak aşağı inmeye başladım. O ise benim önümdeydi.
Kahvaltı masasına oturduk. Herkes masadaydı birtek Ada yoktu. Oda merdivenlerden tırnaklarına bakarak indi ve "Ben kahvaltıya kalmayacağım canlar, bay." diyerek gitti. Yüzümü buruşturdum.
Cengiz dede derin bir nefes vererek "Afiyet Olsun." dedi ve kahvaltıya başladık. Galiba Ada'nın bu hallerine alışmışlardı.
Bera'nın "Ayp abi." demesi ile Alp Bey Yağız'ın ağzına salatalık tıkarken "Efendim." dedi.
"Hayamın yayası vay sen doktoşun ya bak beyki iyiyeşir." demseiyle sessizlik oldu. Gerçekten söyleyeceğini düşünmemiştim.
Ağzımdaki lokmayı yutarak Alp Beye baktım ve "Yok. Yaram yok." dedim.
O ise beni umursamadan "Nerede var yarası Beracığım." dedi.
"Bacanda göydüm. Biyde koyunda göydüm." dedi.
Alaz Bey bana bakıp "Ne zaman oldu?" diye sordu.
Derin bir nefes alarak "Önceki yıllar olmuştu." dedim. Gerçekten bazen bir asker olduğumu unuttuklarını düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADRAN-Gerçek Aile✔️
Genç Kurgu✔️TAMAMLANDI✔️ Asker ve yeni aile kurgusu Faruk pis sırıtışıyla "Sen hâlâ ölmedin mi?" diye sordu. Sırıtıp arkama döndüm ve gözlerinin içine bakıp "O şerefe daha nail olamadım." dedim. Asker bir kızın hayatı ve gerçek ailesini bulması ile başlayan b...