17. Bölüm

1.5K 75 134
                                    

y/n'den

Merve'yi havaalanına bıraktıktan sonra Hürkan ve Emre'yle bir cafede oturmaya karar verdik.

"Ya sen nasıl Merve'den uzak kalabiliyorsun? Ben bir gün görmesem Emre'yi dayanamam." dedim konuşma başlatmak için.

"Sevince dayanıyor işte insan."

"Koydu." dedi Emre kıkırdarken.

"Yok abi siz olmadan yaşayamam ben."

"Abart biraz daha."

"Ya ama siz olmadan her şey çok sıkıcı. Hiçbir şeyin anlamı kalmıyor ki."

Tabi bunları gülerek söylüyordum. Durduk yere herkesin moralini sikmeye niyetim yoktu.

"Sana bi drama queenlik gelmiş. Kimden öğrendin bakalım." dedi Hürkan.

"Kimseden öğrenmedim. Hem baştan söyliyim ben dayanamam mesafelere falan. Hep dibimde olcaksınız böyle. Ne zaman istesem 5 dakikada ulaşabileceğim size."

"Oldu paşam başka isteğiniz?"

Hepimiz gülerken Emre güven vermek istercesine kolunu kaldırıp omzuma attı ve sıkıca sardı beni. Hani bazen konuşmadan hareketleriyle anlatır ya insanlar... İşte öyle beni bırakmayacağını söylüyordu sanki.

Cafeden çıkınca Hürkan eve gitti. Biz de biraz sokaklarda yürüyüp dolaşmaya karar verdik.

İlerde bir hediyelik eşya dükkanı görünce Emre'nin elini bırakıp o tarafa koştum. Arkamdan seslenip gülen Emre'ye takılmadan içeri girdim.

İlk gözüme çarpan kar küreleri oldu. Birkaç tanesini elime alıp salladıktan sonra takıların olduğu reyona yöneldim. Ben nereye gitsem Emre de gülerek peşimden geliyordu.

Alacak bir şey bulamayınca dükkandan çıktık ve ilerde gördüğümüz oyuncakçıya girmeye karar verdik. Genelde gördüğüm her şeyi elledikten sonra yerine koyuyordum ama bu sefer bulduğum şey çok tatlı ve değişikti. Arkama dönerek Emre'ye gösterdim.

"Bak!!"

"Bu ne?"

"Lego ama bileklik oluyor hem de ikili çift şeysi gibi."

"Alalım beğendiysen."

"Aldım bile."

(Şundan işte bazılarınıza saçma gelebilir ama bence çok tatlı)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Şundan işte bazılarınıza saçma gelebilir ama bence çok tatlı)

Koşarak kasaya gittim ve elimdekini ödedikten sonra oyuncakçıdan çıktık. Ben çok heyecanlandığım için bulduğumuz bir banka oturduk ve açmaya başladık.

"Bak şimdi bu parçaları şöyle takıyoruz en sonda bileklik gibi olucak işte."

"Ben beceremem al benimkini de sen yap."

"Yaparım ama takacaksın söz mü?"

"Tamam tamam takıcam söz."

Ben parçaları birleştirirken Emre de burnuma ve yanağıma öpücükler konduruyordu. Son parçaları da takıp bitirdikten sonra birisini kendi bileğime diğerini de Emre'nin bileğine taktım.

İlacı Olmayan Ağrı | Mentor x y/n | Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin