Right But Wrong | TAEKOOK

\1/

Merhaba, ben zuzu burda kimse varmı varsa eğer ses verin heyyy!

Bu benim ilk kurgum ve yazmak için çok heyecanlıyım huh.

O zamannn şimdi sıra kurguda ben susutum o konuşsun 😎

İyi okumallaarr çıtırlarımmmm😘

...

~Taehyung~

"Oppa, biraz hızlı olamaz mısın? "

Kapı arkasından gelen çığırmaları umursamadan duşakabin'den çıkıp kapı arkasına asılı olan saç havlumu almıştım. Saçlarımı üstünkörü kurulayıp, aynı şekilde kapının arkasında asılı duran vücüt havlumu da alıp bel altıma sarmıştım. Tabi bu süre içinde banyo kapısı durmadan kırmak istermiş gibi çalmaya devam ediyordu. Bir anda kapı kolunu tutup açtığımda yunna bu ani hamlemi beklemiyor olacak ki bana doğru sendelemişti.

"Ne bu tantana ne oluyor yunna? Ah bu evde doğru dürüst duş'ta alamıyoruz"

"Ne!? oppa, sen ciddi misin? Bu gün jungkook'un tanışmak için seoul'den geleceğini söylemiştim. "

"Ve bende bunun umurumda olmadığını söylemiştim? "

"Aish! sen cidden. Çekil şurdan"

Yunna, beni itip banyoya girmişti. Bende bu hareketine başımı sallayıp gözümü devirmiştim.
Tabi yine yunna ve bize tanıştırmaya getirdiği erkek arkadaşları...
Bu ayda en az 3 kere tekrarlanırdı, gelirdi,tanışırdık ve bir zaman sonra yunna gelip 'zaten benim tipim değildi' der ayrılırdı. Ben de aynı şekilde bu gelecek olan kişinin'de bizim cadıyla uzun bir ilişkisinin olacağını düşünmüyordum.

Yunna, ondan bahsederken aşık olduğunu değil de aşık olabileceği biri olarak anlatıyordu.
O hep böyle olmuş, hiçbir zaman ciddi ilişki yaşayan biri değildi. Tanıştığı kişiler ile flörtleşir bir müddet sonra sevgili olur kafası bozulduğunda da ayrılırdı. Ve bu ilişkisinde de böyle olacağı aşikardı.

Anlattığına göre, jungkook dediği kişi üniversite'de onun bir üst döneminde okuyan Hukuk bölümü öğrencisiymiş.
Fakültede çoğu kızın peşinden koştuğu bölümün gözde öğrencilerinden ve en popülerindenmiş.
Hiç bir kıza umut vermeyen, gözünün ucuyla dahi bakmayan, zorunda kalmasa kızlarla konuşmayan ve hatta ona çeşitli tekliflerle gelen kızları olabildiğince sert cevaplar veren biriymiş.
Böyle birinin benim kardeşim olan yunna'ya nası baktığı ise kafamdaki soru işeretlerinden biriydi.
Yunna güzel bir kızdı onun güzelliğine küçümsediğim falan yoktu küçümseyemezdim de . Şekilli dudakları, küt kesilmiş saçları, bir koreliye göre büyük olan gözleri, pürüzsüz tek bir leke dahi barındırmayan yüze sahipti. Aslında çoğu erkeğin hayalindeki ideal kadın modeli de olabilirdi. Ama benim şaşırdığım kısım yunna'nın gizlemeye dahi çalışmadığı çapkınlığına rağmen böyle bir çocuğu nasıl tavlamış olmasıydı.

Düşüncelere daldığım sıralarda annemin uyarısıyla odaya gitmem gerektiğini fark etmiştim. Odama girip kapıyı kapattıktan sonra gardrobuma adımlyıp uyduruk siyah bir kot ve beyaz bir t-shirt'ü elime aldığım gibi üzerime geçirmiştim.
Saçlarımı da saç kurutma makinasıyla az bir ıslaklık kalacak kadar kurulamıştım. Hiçbir tarama girişiminde bulunmadan parmaklarımla dağıtmış gözlerime dökülmesini sağlamıştım.